Zamanında çok büyük olaymış gibi promosyonunu yaptıkları filmi dün tv'de izledim ve izlediğim en sikko filmler sıralamasında ilk 3'e aldım tebrik ederim.
türk sinemasınde gelmiş geçmiş en iyi filmdir. her zamanki gibi bizim milletimizin bok atma saldırılarına maruz kalmıştır. ister çekim yöntemleri olsun, sahnelerindeki gerçeklik olsun türk sinemasındaki bir çığırın açıldığını gözler önüne sermiştir. buna ek olarak şarkı söylerken kendinden nefret ettiğim mahsum kırmızıgülün müthiş bir toplumsal bakış açısının olduğunu farkettim. toplumsal sorunlarla filmlerini harmanlayan kırmızıgül gerçekten türk sinemasında ilk 5 e girecek bri yapıtı ortaya koymuştur. başarılarının devamını dilerim.
dün tv de izlediğim işte mahsunun son harikası dediğim film.mustafa sandal ın dramda daha iyi oynadığını fark etmiş oldum bu arada, dövüş etmesi ayrıca süperdi.
New york'da beş minare filminin senaryosu Galip Tekin'e ait olduğunu, Mahsun'un senaryoyu alıp,abi müsaadenle bir iki ekleme yapayım diyip içine sıçtığını,daha sonra yüzü tutmadığı için Galip Tekin'in adını falan jeneriğe yazmadığını ve çok az bir para verdiğini biliyor muydunuz?Bilmiyordunuz. Ben de bilmiyordum Galip anlatana kadar. Öğrendik,başımız göğe erdi mi? Ermiştir belki.
haluk bilginer in oyunculuğu dışında hiçbir şey veremeyen balon film. uzun zamandır film izlemiyordum, ki bu filmde şehirlerarası yolculukta yolculuğun son on dakikasında filan denk gelmişti. haa izleyecem, izlerim, yorumları kötü izlemesem de olur derken, ki diğer bir iç ses, o kadar adam new york a bedavaya gitmemiştir derken, o izlediğim ilk on dakikası da ilginç gelmişti.
neyse az önce izledim filmin devamını. onu da ileri sara sara. dediğim gibi haluk bilginer in oyunculuğu dışında ne bir kurgu var, ne de bir senaryo. çekimler kalitelidir belki, ama senaryo olmadıktan belirli bir kurguya bağlanamadıktan sonra, çok iyi fotoğraf makinası olanın objektifinden çekilmiş bir fotoğraf karesinden ne farkı var ki filmin.
biraz cemaatten alalım, biraz din propagandası yapalım, bir tane deccal koyalım, biraz fbi gezdirelim üzerine, iki new york police department yazılı polis otosu koyalım, bir iki sönmüş holuvidlu abi de oynatırsak tamamdır bu işten fazlasıdır zannımca; film çekmek, yönetmenlik, senaryo ve de derinliği, bu işin kurgulanması ile efektleri.
mahsun kırmızıgül ve mustafa sandal ikilisinin yer aldığı bir film ne kadar güzel olabilirse o kadar güzel olan filmdir. haluk bilginer gibi usta bir oyuncu böyle boktan filmde ne diye rol aldı acaba diye düşündürür insana. çorba gibi bir senaryo, tutarsızlıklarla dolu olay örgüsü ve kötü oyunculuk performansları...
Mahsun kırmızıgül'ün yine kendi ırkını yüceltmek için, kürtlerin çektiği acıları(!) duygu sömürüsü yaparak anlatmak için çektiği saçma salak bir yapımdır.
Irkçılığı hiç sevmem. bu insanoğlunun düşeceği en büyük hata günahtır.