konusu itibariyle oldukça ilgi uyandıran fakat beklenileni tam olarak karşıladığı yönünde eleştirilebilinecek bir film. oyuncu kadrosu açısından zengin olmakla beraber, haluk bilginer'in tek başına bütün filme hakim olması gözden kaçmayan bir gerçek. yapılan her türlü eleştiriye rağmen mahsun kırmızıgül'ü tebrik etmek ve çekim kalitesi, bütçesi, müzikleriyle türk sineması'na bir değer kattığını söylemek gerekir...
feto gülen ve ceamaatini aklamak için mashun beyimizin çekip yönettiği filmdir. film 11 milyon dolar a mal olmuş falan ama sanat ve görsel değer olarak sıfırı aşamamıştır. eğer bu ülkede feto ve cemaati olmasaydı ve bir türk gidip amerkiada bu filmi çekseydi sadece cesaretinden ötürü kendisini tebrik ederdik ama bu kadar yanlı bir film çektiği için kendisini kınıyoruz.
--spoiler--
''mahsunun paçalarından buram buram feto akmaktadır''
bir genç.
''mustafa sandal ve mahsun un film boyunca yaptkları basit diyaloglar kopartmıştır''
adını vermek istemeyen izleyici.
feto aslında iyi biri lan dünyanın en iyi insanı ama arkadaş çevresi bozuk hep ondan oluyo, o kadar dedik deccal le gezme diye
bir takım mesajlar verdiği gerçek islam dini iki farklı yönüyle incenlenmiş ve tabii birbirinden çok farklı cemaat önderleriyle konu ana hatlarıyla bunlar tabii mahsun kırmızıgülün film olması için bir takım eklemeleride mevcut senaryo bakımından ne fakir ne de zengin. haluk bilginerin oyunculuğuyla yıldızlaştığını da belirtmeden geçemeyiz lakin oyuncu kadrosu birkaç vasat isim olsa da gayet iyi. film başlangıçta hızlı ve aksiyon dolu başlasa da daha sonra göze çarpan bir yavaşlama sözkonusu. filmin amerika kısmında bazı mantık hataları da belirgin. filmi istanbul hele bitlis kısmı kurtarıyor. ilginç ve bana göre filmi kurtaran bir sonla bittiğini de belirtmek gerekiyor. filmin sonunda hacı gümüşü oynayan haluk bilginerin ben cehaletten kaçtım cehaletse benim azrailim oldu sözü gerçekten harikadır. kısacası diğer türk yapımı filmlerden bir tık daha ötede filmdir.
hakında söylenecek şeylerin bariz belli olduğu filmdir.
çekim olarak kaliteli, * replik ve dublaj olarak izlediğim en zayıf filmdi.
mahsun, hacıı, hacıı diye inleyip durdu. kasmışlar abi. ses, boğaz kasmışlar bariz.
bu kadar basmakalıp replikler de beklemiyordum. behzat ç'nin bir sahnelik repliği, hepsinden daha gerçekçi türk polisi yansıtıyor.
en azından amerikan polislerine alt yazı olmalıydı.
ve haluk bilginer! *
benim söyleyeceklerim bu kadar.
diyalogların yazımında biraz daha '4.sınıf ilkokul çocuğu' tarzından uzaklaşılsa, çekimlerinde sorun yok.
hayır yani, neden derseniz, kusura bakmayın ama
hiç kimse 'höd' diye Amerikan polisinin odasına girip 2. dakikada 'siz insanları öldürüyorsunuz, petrol, ırak, demokrasi' tırıvırısı yapmaz, yapması için ilkokul terk olması lazım.
hayır, tamam anladık, amerika'ya feryat edesiniz vardı, laf sokalım dediniz de, mustafa sandal ortada bir şey yokken 'hebele, sizin demokrasiniz sadece petrol olan ülkelere mi?' demesindi. bu anca ciddi bir konuşmanın ve iyi(!) bir ingilizceniz olduğunuz gerçeğinin ardından laf sırası geldi mi söylenince kıymetli olacak bi laf.
he amerikalıda öyle oltaya gelmezdi durduk yere, kandırmayın yemiyoruz.
ha ama öbür yandan, haluk bilginer'le annesinin sahnesinde zırıl zırıl ağladım, çok gerçekti, çok iyiydi, çok çoktu haluk bilginer.
- ya yarın filme gidecekmiyiz?
+ hangi filme canım.
- ya şeye new yorkta beşi biyerde'ye.
+....???....new yorkda beş minare olmasın.
- aman neyse işte.gidecek miyiz?
+ *
ben o filme gitmem cümlemin üstünden sanırım 7 saat geçmişti ki seansa yetişelim filmi seçeriz taktiğiyle bu filmde bulunmuş oldum.
*milyon dolarlar harca animasyonla patlat arabayı gerçekten güzel düşünülmüş. *
*senaryo o kadar hızlı çözüldü ki filmi hayalde canlandırarak bitirip çıkabilirdik.
*zenciyi seslendiren dublajcı azalarak bitebilir.
*haluk bilginer doğal olarak şahane oynamış izlenesiydi.
olması gerektiği gibi ile yanlış olanı güzel göstermiş ama bunun altındaki o gizli mesaj cidden mide bulandırıcı oluyor.bu yaklaşım sevimli göstermez.
son olarak ne ağlıycam desem de gözümden iki damla yaş geldi. *
kafanızdaki mahsun kırmızıgül imajını iki saatte silen film. ayrıca bundan önce sadece babam ve oğlum filminde ağlamış bir insan olarak söylüyorum, ağlatır.
film hakkında izlenimler ise çevremde genel olarak şöyle;
10 milyon dolarlık bir bütçeyle çekildiği söylenen film. fakat öyle abartılacak bir harcamanın yapılmadığına izleyince kanaat getiriyor insan. mahsun kırmızıgül 'ün tebrik edilesi bir insan olduğu gerçeği var,
yabancı oyuncuların sesleri türkçeye çevirilmiş, keşke altyazı olsaydı veya hepsini hödük gibi sesi olan adamlar seslendirmeseydi,
müslümanlık ve terörizm ilişkisi hakkında güzel mesajlar verilmiş, türk sinemasında bu tarz mesajları daha çok görmek istiyor insan.
filmi izledikten sonra bütçenin bu kadar yüksek olmasına şaşırmadım doğrusu.
zira orada fethullah gülen'in dünya görüşünden ziyade eksik olan tek şey "fem dersanesinin katkılarıyla" yazısının ekranda yer almamasıydı.
fethullah gülen'in "hristiyanlık ile müslümanlık (haşa) aslında aynı kapıya" çıkar felsefesi işlenmiş. filmin konusu ne diye sorarsanız budur! kilise ve dini nikahın birlikte yapılması, hacı gümüş'ün kızının ve kendisinin hristiyanla evli olması, sürekli hristiyan veya müslüman olmak önemli değildir, önemli olan allah'a yakın olmaktır mesajlarının verilmesi...
onun dışında araya biraz macera koymaya çalışmışlar.
görüntü, ses, çekimler çok kaliteliydi. senaryo da öyle. ama kurguya baktığınız zaman klasik türk sinemasından öteye gidilemediğini çok rahat farkedeceksiniz.
kurgunun bu kadar boktan olmasının nedenide filmin arasına mesaj koymaktansa mesajın arasına film koymayı tercih etmelerinden kaynaklanıyor.
ayrıca kırmızıgül ve sandal olmamış oraya. en azından mahsun'un eksikliğini kapatacak bir oyuncu lazımdı yanına. onun dışında ise bütün oyuncular çok kaliteydi.
Güneşi Gördüm'ü izleyip, beğenmiş biri olarak söylüyorum, bir kaç oyuncu performansının kurtardığı filmdir.
kan davasından yola çıkıp, olayı islami teröre bağlarken (?), geçerken nur cemaatine, mevlevilere, ülkücülere, radikal dincilere uğrayınca bizim oralara da gitti mi diye düşünmeden edemedim.
(Mahsun, Afrika'daki açlığı ve küresel ısınmayı unutmayalım demek istedim bir de!)
mahsun kırmızıgül'ün tebrik edildiği filmdir. senaryo iyidir ama birden fazla mesaj verme katkısı gütmüştür. oyuncu kadrosu çok çeşitlidir ve türk sinemasındaki herkes azar azarda olsa rol almıştır denebilir * oyunculuklar 7/10'dur, Haluk Bilginer tam 10'luktur bu arada. Sonucunu kestiriyorsun belli bir noktadan sonra. islami terör konusuyla az biraz ilgisi olan birisinin tatmin edici bulacağı bir filmdir...
mahsun kırmızgülü eleştiren ve antipatik bulan biri olarak hiç bir filmini izlememe rağmen , sanırım bu sefer bir iş yaptı diye düşünmeme neden olduğu için izlemek için zaman ayarlamaya çalıştığım film .
edit : mahsun ile sorunum yok ama türkücülükten birden sinema yönetmenliğe sıçramasına kızgınım .
Filmin en güzel yanı ilk 15 dk sı,lakin geri kalan kısmı rezalet olsaydı keşke dedirten cinsten o derece kötü.Ajitasyon,ülkücülük,kürt kardeşliği vatanseverlik gibi envai çeşit sosu karıştırmış,ama olmamış.Dialoglar gülmekten gözyaşlarınıza boğulmanıza sebebiyet verecek kadar acemi işi.Mustafa Sandal'a söyleyecek hiçbir sözüm yok.Özellikle final sahnesinde arka planda dururken komikleşen yüz mimikleri filmi ne kadar ciddiye aldığını gösteriyor.Filmin didaktik olma konusundaki ısrarcı tavrına ise söyleyecek sözüm yok.Ölürken felsefe yapan adam klişesinin bile(ki hastasıyım bu klişenin) içine etmiş mahsun kardeşimiz.Kurgu inanılmaz kötü.Mesela filmin başlarında yer alan polislerin yemin törenine geçiş ve çıkış sahnelerinin filme kattığı hiçbirşey yok.Büyük ihtimal türk polisini yüceltmek istemiş(muhteşem yemin töreni için departed isimli scorsese başyapıtını izleyin,kurgu nedir öğrenin)
Pişman değilim izlediğime filmi.En azından epey güldüm.Sağolasın ademoğlu mahsun iyi ki varsın
mahsun kırmızıgül ün zamanla nereden nereye geldiğini, ama daha çok ilerlemesi gerektiğini gösteren filmdir.
bence fragmanı filmden daha güzel olmuş. çekimleri, patlama sahneleri dışında, amerikan sinemasına yaklaşmış ve gayet de iyi olmuş. ama senaryoda yine bir mahsun avamlığı söz konusu. herzamanki gibi diyaloglar duygusallığın, acının bokunu çıkartıyor.
ben kolay kolay film beğenmem arkadaş, o sebepten bunu da beğenmedim ama recep ivedik-kurtlarvadisi-seymen ağa vb. filmlerden daha kaliteli.
terminator oynuyo filmde lan, daha ne diyim.
herşeyi geçtim, haluk bilginer gibi görüşlerine saygı duyduğum bir aktör neden fetullah gülen e övgüler yağdırılan, cemaat sempatizanı bir filmde rol aldı? herşey para mı sayın haluk bilginer?
herşeyi geçtim, haluk bilginer gibi görüşlerine saygı duyduğum bir aktör neden fetullah gülen e övgüler yağdırılan, cemaat sempatizanı bir filmde rol aldı? herşey para mı sayın haluk bilginer?
(bkz: bende mi var bi mallık)
anadili gibi Türkçe konuşan gevurları Mahsunun anlayamayıp,
-ne diyo?
demesi tam bir trajediydi.
orjinalliğini bozup bütün dünyaya türkçe konuşturmak hangi akla hizmettir çözemedim.alt yazılı olsa daha iyi olurdu.
ikincisi; hacının anasıyla geçen
-ana bak bu gelinin
-hoşgeldin guzum
-seni anlamaz ana gevurdur.
-olsun gevur da olsa insandır diyaloğu
-oğlum robot da olsa o da bir insandır,hoşgeldin diyin(gora)
repliğini aklıma getirmiş;
herkesin salya sümük ağladığı sahnede kahkaha atmama sebep olmuştur.
üçüncüsü ve en vahimi;
son sahnede mahsunun yanlış kişinin başında ağıt yakmasıdır.
en başta konu olarak kıl payı geçer not almıştır..
çeşitli dallarda değerlendirebiliriz. mesela, oyunculuk açısından haluk bilginerin kendini aştığı, 'baba sen neymişsin' dedirtecek tarzda performans sergilediği film olmuştur. benim aklımda böyle kaldı.
başka akılda kalanlar nelerdi? vallahi, haluk oynamış, gerisi koy götüne gitsindir..
eleştirilerden etkilenmemek adına vizyona girdiği gün tüm arkadaş cemaatimi tolayıp gittiğim filmdir. dialoglar çok boştu, dublaj berbattı, mesajlar trafiğine maruz kalmış beynim ağırlaştı işlem görmede ve mustafa sandal'ın zenciyle boks yaparken aklıma 'aya benzer' klibini getirmiş, paranın çöpe atıldığı mahsun tipik filmi. haluk bilginer mükemmeldi