manhattan' i arsinlayan kalabaligindan mi, gurultusunden mi yoksa insani icmeden sarhos eden havasindan mi bilinmez insana istiklal ruhunu istanbul' dan cok cok uzakta tekrar hissettiren dunya uzerindeki belki de tek sehir.
bende mi bir sorun var bilemiyorum ama bu sehir insana birilerinin bir yerlerde arsizca sevistigi, bir kadinin dudaklarini sehvetle isirdigi hissini yasatiyor.
tapılası şehir. büyüsüyle kafanız gider. türk hava yollarıyla gitmişseniz pilotları genelde birkaç tur attırır şehrin üzerinde sola döner okyanusu görürsünüz sağa döner şehri. caddeleri, sokakları iki bağdat caddesi eni büyüklüğündedir. arabanız olmadan çok zorlanırsınız zira taksi en yakın yere 100 dolar isteyebilir ama gerçekten her zorluğuna katlanmaya değer, aşık olursunuz geri gelmek istemezsiniz. ayrıca kardeşimin memleketi olur. kıskanıyorum be sözlük evlat ayırımı bu işte.
Insanlarin new york diye bildigi yer (nyc), 5 borough dan olusur.
bronx sehrin ana karaya bagli tek parcasidir.
Metropol oldugunu dusununce en kibar metropol insanlarini barindiran sehir.
insanlar sabahdan aksama kadar yolda birbirlerinden ozur diler (excuse me!)
Artik sikicilik derecesinde guvenli hale gelmis, persembe geceleri (girls nite) disari cikarsaniz eliniz bos donmeme ihtimali yuksek olan sehir( tecrube ile sabit)
Kesinlikle dünyanın en güzel şehri. Her milletten insan yaşıyor burada. Gidip görmeyi çok isterdim. Büyüsü yıllarca bozulmamış gibi. 40'lı yıllardaki halini Rope filminden, 70'li yıllardaki halini Taxi driver filminden, 80'li yıllardaki halini Ghostbuster filminden, 90'lı yıllardaki halini leon filminden ve 2000'li yıllardaki halini spiderman filminden gördüm. Yıllar sadece modayı değiştirebilmiş fakat şehrin ruhu hep aynı. Bu dünya üzerinde yaşamak istediğim tek yer.
(bkz: norah jones) un yorumladığı güzel parça. sözlerini de yazayım tam olsun.
i can't remember what i planned tomorrow
i can't remember when it's time to go
when i look in the mirror
tracing lines with a pencil
i remember what came before
i wanted to think there was endless love
until i saw the light dim in your eyes
in the dead of the night i found out
sometimes there's love that won't survive
new york city
such a beautiful disease
new york city
such a beautiful,
such a beautiful disease
laura kept all her disappointments
locked up in a box behind her closet door
she pulled the blinds and listened to the thunder
with no way out from the family store
we all told her things could get better
when you just say goodbye
i'll lay awake one more night
caught in a vision i want to deny
and did i mention the note that i found
taped to my locked front door
it talked about no regrets
as it slipped from my hand to the scuffed tile floor
i rode the train for hours on end
and watched the people pass me by
it could be that it has no end
just an action junkie's lullaby
new york city
such a beautiful disease
new york city
such a beautiful,
such a beautiful disease
we were full of the stuff that every dream rested
as if floating on a lumpy pillow sky
caught up in the whole illusion
that dreams never pass us by
came to a tattoed conclusion
that the big one was knocking on the door
what started as a mass delusion
would take me far from the place i adore
new york city
such a beautiful disease
new york city
such a beautiful,
such a beautiful disease
tüm büyük kentlerden çooooook sonra kurulduğu, dümdüz bir arazi üzerinde olduğu ve yangınlarla pek çok kez yeniden yapıldığı için sokak, cadde ve bulvarlar bu kadar düzenlidir.
gözünüzün gördüğü her yere yürüyerek gidebilirsiniz. istanbul'da falan böyle bir şey yapılamaz. eski olmasını bir yana bıraksak plansız kentleşme nedeniyle yapılan saçma yollar yüzünden yapılamaz. öyle de güzel yönetilen bir kenttir.
ulaşımın filmlerde abartıldığı kadar zor olmadığı şehirdir. taksimetreler 2 dolarla açılır. km başına 1 dolar tutar. bekleme ücreti 5 dakikası 1 dolardır. geceleri (sekizden sonra) km başına 2.5 dolar falandır. eğer car service ayarlarsanız işiniz çok daha kolay. 5-10 dolara genelde istediğiniz yere gidersiniz.