şarkılarca sık sık kullanılarak insanların akıllarında ütopik bir kent oluşturmak için uğraşılan saçma kelimeler bütünü. aşağı yukarı yozgat büyük şehir belediyesi kadar oksimorondur.
efendim bu gece bir kez daha anladim ki new york tvde gordugunuz ama asla sahip olamayacaginiz bir bayan ya da erkek. benim icin jamie dornan gibi, ya da keanu reeves gibi. bir kizi 1000 kisi ister ama 1 kisi alir sozunun ete kemige burunmus hali new york. surekli bir kesmekes, surekli bir hareketlilik hakim. insan yalnizligini bile unutuyor o derece. burada milyonlarca kisi yasiyor, cogu insan buraya amerikan ruyasini yasamak icin gelmistir ama ne yapiyorlar. kisaca amelelik. new jersey tarafindan gokdelenlerine falan baktiginizda ya da brooklyn koprusune cikip financial district'i seyrettiginizde size gosteriyor ama elletmiyor. iste boyle bir sehir new york. hani asla donmeyecegini bildiginiz eski sevgiliniz vardir ama icinizde ufacik da olsa bir umut vardir. iste o eski sevgilidir new york...
Londra'da yaşamış biri olarak "ne kadar güzel ve farklı olabilir işte yeaaa" diyerek uzun süre gitmekten kaçtığım şehir. Bir kaç hafta önce ilk kez ziyaret ettiğim ve geç kaldığım için kendime kızdığım yer. Canlı, sanatsal, estetik.
Ama onlarda ki gokdelenlerde insan yaşıyor bizim gökdelenler çoğu iş için kullanılıyor ve bizim binalar genelde 5 katlı ve ona ragmen onlarla aynı nufustayiz neredeyse.
Kesinlikle dünyanın en güzel şehri. Her milletten insan yaşıyor burada. Gidip görmeyi çok isterdim. Büyüsü yıllarca bozulmamış gibi. 40'lı yıllardaki halini Rope filminden, 70'li yıllardaki halini Taxi driver filminden, 80'li yıllardaki halini Ghostbuster filminden, 90'lı yıllardaki halini leon filminden ve 2000'li yıllardaki halini spiderman filminden gördüm. Yıllar sadece modayı değiştirebilmiş fakat şehrin ruhu hep aynı. Bu dünya üzerinde yaşamak istediğim tek yer.