Benim gibi romanlarda filmlerde şurup gibi vıcık vıcık, yapışkan mutlu sonları sevmeyen yazar galiba.
Ne o öyle peri masalları gibi herkes evlenip kerevetine çıkıyor, mutlu oluyor, kırlarda gülerek güneşe doğru koşuyorlar falan. Gerçek hayatta böyle mi oluyor? Aksine boşanıp tansiyon kalp hastalıklarıyla falan boğuşuyoruz, yüzümüz gözümüz az para görse devlete vergi ödüyoruz, kırlarda koşmak yerine aksaray meydanında toz duman içerisinde metro bekliyoruz, akşam da sıcacık yuvamızda mutlu mutlu oturmak yerine, doğal gaz faturasını düşünüp üstümüze bir battaniye daha alıyoruz.