ben şimdi buradan
uzanıyorum boğazına güzel şehrin
ışıkları bir bir yanıyor istanbul'un
göz kırpıyor gecekonduların her biri
şimdi içimin yansımasıdır yakamozlar
gözlerin her ay, hep ay
siz hiç yeşil olmayan bir ay gördünüz mü
ben görüyorum gül deriyorum
ellerine nice vapurlar demirliyor
çocukluğum bisiklet tekerleklerini
feda ediyorum aman zarar görmesin diye
istanbul büyük diyorlar ya
kalbimi hissettikçe bunu anlıyorum.
insan, gözünü kulağını burnunu kalbini çok görüyor kendine, kurumuş şelaleyi, pınarları sevmiyor tamam da göz pınarlarının kuruluğuna bu düşmanlık ne bilmem..
aşk adını verdiği kafese hapsediyor kendini gözüyle kulağıyla burnuyla, kalbiyle, hoşlandığı apaçık, hiç çıkası yok, acı çekeceği çok, vaz da geçmez bu acı da geçmez..
ve döner durur o kafesin içinde, yanlızım der, kafesten çıkmadıkça yanlızdır da, kafesten hiç çıkmak istemez..
sonra bir ses duyar, belki bir nefes, başka kafeslerden, başka acılardan manzaralar.. bazen bir yazıda bazen bir şarkıda, bazen bir dizide.. sarılır kafesteki insanlar birbirlerine, sarıldıkça yanlızlaşırlar, yanlızlaştıkça alışırlar, özlerler..
işte nesir macunu da o kafeslerden bir kafes, o yanlızlardan bir yanlız, susmuyor anlatıyor dinletiyor okutuyor, ama bilmiyor ki duyuldukça sesi, yanlızlaşıyor insanlar..
umarım güzel olan şeyleri tasvir etmeye başlar, umarım zaten kendini hapseden insanların aşk kafeslerine bir yanlızlık kilidi de kendisi vurmaz..
tahminimce hayatının tamamını şiire vermiş duayen kültürlü bilgili bir 6. nesil yazar arkadaşımız. takip ediyorum kendisini sözlükte ilk entrysini okuduğumdan beridir. saygı sevgimi belirtir başarılarının devamını dilerim.
koltuk alti teri giysisinden belli olan hatun başlığında "bir de şişman ve çirkinse" diye insanları sınıflayan, kadınları aşağılayan bir yazara ne güzel de söylemiş kişi. ağzına sağlık hatta.
yazdıklarını parçalar halinde buraya alıntılamakla bir yere varılamaz muhtemelen.
çünkü şiir hayatın içinde.
şiir hayata dahil.
ne doymak bilmez egonuz var arkadaş.
hepiniz gül kokarsınız, çok yakışıklısınız.
sizin bu şekilciliğiniz hep lafta.
ağzınızın suyu monitörlerinizden damlıyor halbuki.
uludağ sözlükte bulunduğu sürece kendisini okuyan, paylaşan herkese minnettar.
bir garip adam işte, gariplikler peşinde.
gidiyorum bu;
bir kaplanın en işlek kısımlarını çok yüksek seviyede
tahlil de eder. *
burada yazdığı sürece faydalandığı şairlere borçlu. dizeleriyle anlamlıydı yazılan her hikaye.
bir son söz kendisine;
"insan kendini ikna edebilmeli önce gidebileceğine".
eğer güzel şiir yazıyorsa ki öyle görünüyor, umarım şiirlerini ve şiirsel anlatılarını sözlükle paylaşmayacak bir hassasiyete sahiptir . diyene bak demeyeceksiniz umarım.ya da deyin, kendimi ilk defa bir şey sanayım.
Edebiyat ve eleştiri kitaplığı'ndan petek irdam'ı biliyorsa; ankara'lı bir nesir macunu sanırım. osman konuk ve ah muhsin sevdiği şairler gibi görünüyor. muhtemelen ismet özelcilerden, Cahit zarifoğluculardan.