yunan mitolojisinde, göldeki aksine aşık olan ve sırf ondan ayrılmamak için yemeden içmeden kesilen yakışıklı gencin ölümünden sonra bedeninin altında bitiveren çiçek.
simyacı'nın girişinde anlatılır kibirli narkissosun öyküsü.ama farklı bir açıdan. şöyle ki ;
tatlı su gölünün kıyısına gelen orman tanrıçaları oreas'ların onu acı bir gözyaşı kavanozuna dönüşmüş olarak bulduklarını yazıyordu oscar wilde.
-neden ağlıyorsun? diye sormuş oreas'lar.
-narkissos için ağlıyorum, diye yanıtlamış göl.
-ne var bunda şaşılacak, demiş bunun üzerine orman tanrıçaları. bizler ormanda boşu boşuna onun peşinde dolaşıp dururduk, ama onun güzelliğini yalnızca sen görebilirdin yakından.
-narkissos yakışıklı bir genç miydi? diye sormuş göl.
-bunu senden daha iyi kim bilebilir ki? diye karşılık vermiş iyice şaşıran oreas'lar. her gün senin kıyılarına gelip sularına bakıyordu!
göl bir süre sessiz kalmış. sonra şöyle konuşmuş:
-narkissos için ağlıyorum, ama onun yakışıklı olduğunu hiç fark etmemiştim ben. narkissos için ağlıyorum,çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum.
divan edebiyatında "intizar" kelimesiyle birlikte kullanılır bunun nedeni; nergis yaprağının şeklinin göze benzemesi ve narkissos'un bakışıyla eşleştirilir. sevgilinin yolunu gözler diye düşünülür.
Gül hasretinle yollara tutsun kulağını
nergis gibi kıymete dek çeksin intizar
(baki)
anlamı: Gül özleminle kulağını yollara tutsun ve nergis çiçeği gibi kıyamete kadar yolunu gözlesin.
Mitolojik bir hikayesi olan çiçektir.
Bir zamanlar Narcisus adında bir prens (yada bunun gibi bir şey işte) yaşarmış, kendini o kadar beğenirmiş ki sürekli derede kendi yansımasına bakarmış.Birgün gene derede kendi yansımasına hayran hayran bakarken dengesini kaybedip dereye düşmüş. Yüzme bilmeyen kendini beğenmiş Nargisus oracıkta boğularak ölmüştür. Narcisus' un ölümüne çok üzülen Tanrılar, onun unutlup gidilmesini istememişler ve onun anısına bu çiçeğe Narcisus adı vermişlerdir. Türkçemizede bu isim Nergis (veya nergiz) olarak geçmiştir.
narcisus öyle heybetli ve güzelmiş ki, bakmaya doyamazmış kendine... Gün boyu ayna karşısına geçip kara gözlerini, incecik burnunu, dar kalçalarını, kıvırcık saçlarını seyredermiş hayran hayran... Bir gün ır¬mak kenarında gezinirken, sudaki yansımasına ilişmiş gözü... uzanıp, iyice bak¬mak istemiş. Tam gördüğünde kendini, dengesini kaybedip düşüvermiş ırmağa, kapılıp gitmiş suya...
Yeryüzünün en güzel insanının öldüğü¬nü duyan Tanrı, unutulmaması için O'nu her bahar açan güzel kokulu bir çiçeğe dönüştürmüş.
Narcissus, nergis olmuş.
latincesi "narcissus" olan, görünüşünün güzelliğini kokusu gölgeleyen, soğanlı bir bitkidir.sarı-beyaz çiçekleri vardır, olduğu yerin havasını değiştiren kokusu...mart ayında çiçek açar, organik maddece zengin, nemli ve kumlu topraklar nergis yetiştirmek için idealdir.güneş ya da yarı gölge yerlerde sağlıklı şekilde yetiştirilebilir.
ana vatanı avrupa olan, hoş kokulu süs bitkisi. amaryllidaceae familyasındandır. çiçeğini vermiş soğanı bir sene dinlendirilip, ekilmelidir. iltihap giderici, antibakteriyel, yara iyileştirici olarak kullanılmaktadır.