kişinin nereden geldiğini belirtmesi gereken sorudur ancak türkiye'de cevapları sorana göre farklılık arz eder.
şimdi 4 adımda nerelisin sorusunu cevaplama tekniklerine bir bakalım;
mesela örnek kişimiz ahmet'in; ailesi sivas'lı olsun ama ahmet ankarada doğmuş olsun, ailesiyle istanbulda yaşıyor olsun ama üniversiteyi de bursa'da okuyor olsun.
1.bursa'da ahmet'in alışveriş yaptığı bakkal amca ise bunu soran, öğrenmek istediği ahmet'in ailesinin memleketidir. bu soruyla ahmeti'n türk mü, kürt mü, zaza mı, arap mı yoksa laz mı, alevi mi, sunni mi vb. olduğunu öğrenmeye çalışımaktadır, birde kazara hemşehri çıkarlarsa dedesinin dedesine kadar uzar gider sorular.
2.devlet dairesindeki ya da öğrenci işlerindeki menopoz teyzeyse eğer soruyu soran konu büyük ihtimalle resmi bir iş olacağından cevap ahmet'in doğduğu yer olan ankara olmalıdır.
3.yok hiçbiri değil de bir alt sınıftaki çıtır ceren'se bu soruyu soran, el cevap istanbul'la karizma tavan yaptırılır. keza ceren kişileri (ceren tipi kızlar manasında) kimlerden olduğundan daha çok hangi ortamlara aktığını bilmek isterler.
4.eğer bulunduğu yer yurtdışındaysa ve coni soruyorsa bu soruyu ahmet'e cevap türkiye olmalıdır. hoş coni'nin türkiye'yi tanıdığı da mechul ama...
evet, cevabımızı bu kurallara uygun olarak verirsek cevabın ardından gelecek 'insan doğduğu yerlidir', 'aslen nerelisin', hiç görmediğin yaşamadığın yeri niye söylüyon.' tarzı geyiklerden kurtulmuş oluruz. kolay gelsin.
hiç adetim değildir ama birilerine, tanıdık veya değil, nereli olduklarını sormaya göreyim, vilayetini söyledikten sonra merkezden değilse şayet, merkeze kaç km uzaklıkta ki bi ilçeye bağlı olduklarını söylemiyorlar mı deli oluyorum a.q. lan zaten nereli olduğunuz umurumda değil, adetten sormuşum, üstüne üstelik bi de km cinsinden yanıt alıyorum. Merkeze de bayaa uzakmışsınız.
tanımadığın kişilerle muhabbet başlatmak için sorulan sorudur.
(sessizlik)
- nerelisin?
+ istanbulluyum...
- nüfus kağıdındakini soruyorum, ona bakarsan ben de istanbulluyum...
+ ulan... kütük kastamonu, ama oraya bir kere gittim.
- niye?
+ dayı! şurada ineyim ben...
- nerelisin kardeş?
- diyarbakır.
- (uzun bir sesizlik)
- benim çok sayıda diyarbakırlı arkadaşım var. aslında bu vatan hepimizin, pkk zaten en çok kürtlere zarar vermiştir.
- (ne diyor bu amk)
duruma göre cevabı değişen sorudur.
şöyle ki samsun'da biri sorarsa aslen fatsa'lıyım denir.
samsun dışında sorulduğunda cevap samsun'dur.
ha birde şöyle bir durum var soran kişinin yaşına da bağlı 40 yaş üstündeyse iş değişir.
-nerelisin sen ya?
+ordu fatsa!
-fatsa'lısın yani?
+evet
-fatsa'lı mısın yoksa fatsa'lı mı? (tam bu noktada ima vardır direk fişleme yapılmaktadır.)
+fatsalıyım (kendinden emin)
karşıdaki için istediği cevap alınmıştır muhabbete başka yerden devam edilebilir.
dünyanın en gereksiz sorusu. ne yapacaksın yani? sordun da bildin de ne geçti eline? tarihini mi biliyorsun, özelliklerini mi, tanıdığın uzak akrabaların mı var, geçmiş savaşlarına mı katıldın? gen haritamı mı çıkaracaksın?
Özellikle 50 yaş üstü dayıların sohbet, muhabbet maksatlı sıkan soruları serisinin ilkidir. "Nerelisin?" sorusuna mekan biliniyorsa "Tamam yahu bildim orayı bizim oradan kız almışlığımız var." gelir. Cevap tarafımca gayet sıradan: "Çok güzel dayı." Sohbet tıkanmıştır, dayı bıkmaz: "Eee, oranın yolları da çok kötüydü canım, 15 dakikalık yolu kaç saatte geldik." Bu noktada bir iki kaş gözle sıkıntı ifade edilse de olan olmuştur. Şayet mekan bilinmiyorsa da kendi memleketinden, toprağından, suyundan dem vurur; sıla hasretini anlatır.