doğal afetler sonrası sık sık kullanılan cümle.
artık daha az duyulmakta sanki.
türkiye de arama kurtarma ve acil yardım konularında bir ilerleme mevcuttur.
(bkz: kızılay)
(bkz: akut)
yüksek faiz vaatleriyle halkı kandırıp paralarını söğüşleyen kalburüstü kesimin bankayı boşalttıktan sonra medya güçleriyle halkı yönlendirdikleri söylem.
türk halkının geleneksel söylemlerinden biridir. suçlayacak birilerini herzaman bulurlar.ama haklarını savunmaya gelince bir köşeden bakmakla yetinirler sadece. bu da yıllardır insanları sömürmek için oluşturulan devlet için varız anlayışlının bir sonucudur. çok mu zor acaba, devletin sosyalizasyon süreciyle toplumun haklarını düzenlemek için oluşturulan bir kurum olduğunu anlamak, korkmadan hakkını savunmak ve böylece adil bir devlet yaratmak?
ayağı taşa takılan bir insanımızın bile veryansını olabilen, türk halkının bir güce ihtiyacı olduğunun en bariz örneği, tarihten bu yana hakanlar, hatunlar, padişahlar altında yaşamış türk insanının olmazsa olmazı, bireyci zihniyeti tarihler boyunca kabullenemediğinin en büyük işareti söz.
dere yatağını işgal edip gecekondu yapan hayvanın, sel gibi bir olaydan sonraki haykırışıdır.
ulan odun, hem işgal edersin hem hizmet beklersin diyesiniz gelir. nazire olsun diye ıslak kalasla dövülesidir.
iyice yüksek sesle söylenmesi gereken soru kelamıdır. apo yandaşları sokakları yakıyor, teröristler çocuklarımızı şehir içlerinde öldürüyor; nerde bu devlet?
sıcak odandaki, rahat sandalyenden sorabiliyorsan bunu sorarken de kıçını kaldırıp tısır tısır osuruyorsan o rahatlıkla, evinin içindedir, o rahatlığındadır.
merak etme... ben şırnaktan görebiliyorum devletin heryerde olduğunu ve çoook büyük olduğunu.
haber bültenlerinden görebildiğin kadarından daha fazlasını görüyorum konuşturma şimdi...
tahmin edebildiğinizden daha kuvvetlidir devletim.
TBMM Başkanımız isveç'e gidince, Kayseri Milletvekilimiz Sadık Yakut, dün itibariyle TBMM Başkanımız oldu... E Cumhurbaşkanımız da Arnavutluk'a uçunca, TBMM Başkanımız isveç'e uçtuğu için TBMM Başkanımız olan Kayseri Milletvekilimiz Sadık Yakut, hem TBMM Başkanlığımıza, hem Cumhurbaşkanlığımıza konmuş oldu.*Böylece Kayseri, Çankaya'yı kaptırmamış oldu. Başbakanlık ise, kısmen Manisa'ya geçti... Kısmen, çünkü, Başbakanımız ABD'ye geçip, oradan Meksika'ya geçince, Başbakanlık da Manisa Milletvekilimiz Bülent Arınç'a geçti, ancak, kendisi Manisalı değil. Bursalı.*Washington Büyükelçimiz desen, Washington'da ama, Büyükelçi değil; istifa etti... Tokat'ta 7 askerimiz şehit edilirken de, Tokat Valimiz Tokat Vali'siydi ama, Tokat'ta değildi, istanbul'daydı.*Başbakanımız Meksika'da olduğu için Dışişleri Bakanımızın Meksika'da olması normal, zaten Dışişleri Bakanımız milletvekili bile olmadığı için illa Ankara'da bulunmasının âlemi yok... Ancak,
Avrupa Birliği'nden Sorumlu Başmüzakereci Bakanımız Egemen
Bağış niye Meksika'da?*Hadi diyelim, Meksika, Almanya ile Avusturya arasında bir ülkedir... Peki Mustafa Demir niye Meksika'da? Şimdi diyeceksiniz ki, Mustafa Demir kim? Güzel kardeşim, sen seçmensin, aferin ama, Bayındırlık ve iskân Bakanın kim?*Ekonomiden Sorumlu Bakanımız Ali Babacan, Washington'dan Mexico'ya gitmedi, New York'a geçti, üç-beş gün orda... Analar ağlamasın hükümetinin Aileden Sorumlu Bakanı ile Sanayi Bakanımız, sanayisi pek meşhur olan Arnavutluk'ta... Devlet Bakanımız Zafer Çağlayan'ın ise, aslında Arnavutluk'a gitme gibi bir niyeti yoktu, yanlış anlaşılmasın, devleti temsilen devletin başındaki Cumhurbaşkanımıza eşlik ediyor.*(Bu arada, Yılmaz Özdil yok. Japonya'ya gitti. Yerine ben yazdım, idare edin. Bild'den Ayla.)
--spoiler--