ikinci yeniden sonraki poetika vakasıdır. neo-epik şiir görüşünün teorisyeni hakan arslanbenzer 'dir.imgenin miadının dolduğunu ve artık şiirde gündelik dil ve hatta postmodern söylemlerin yer alması gerektiğini savunan cengaverlerin şiir görüşüdür.neo-epik şiirin karşısında duran bir takım zevat bile bu şiir görüşünden etkilemiştir.ve neo-epikçiler şairane duruşunda sona erdiğini söylerler.
neo-epik şiir görebileceğimiz dergilerin başında tabiki usta şair hakan arslanbenzer'in yönetiminde yayınlanan fayrap dergisidir.neo-epik şiire yer veren dergiler arasında dergah, mahfil, karagöz bulunur, ve hatta genç neo-epikçilerin yer aldığı ölçü dergisi'de bu bahiste söylenebilecekler arasındadır.
bir zamanlar bir birine kenetlenmiş halde olan bu şiirin yılmaz(!) savunucuları şimdi dağılmış haldeler. her kafadan başka bir ses çıkıyor. sadece arslanbenzer söylediğini yapmaya devam ediyor.
şiirde aslolanın liriklik epiklik değil 'mesele' olduğunu gözden kaçırmış gürühun pek bi hevesle pompaladığı şiirdir, neo epik şiir. şiirlerin pek çok yerinde, şiirin havasına yakışmayan, havada kalan, oraya sanki yapıştırılmışçasına dizelere rastlarsınız okurken. oysa önümüzde ismet özel gibi bir örnek var. lirik şiiri ve epik şiiri pek güzel harmanlamıştı bir zamanlar.* bunu güzel yapansa şiirindeki meseleydi.
neo epik şiirin şairlerinin lirik şiiri ben merkezli olduğu için eleştirmeleri ise zaman zaman oldukça kısır kalıyor. hatta genel itibariyle. zira burda da şiirdeki mesele önem arzediyor.
lirik şiirde tamamen ben merkezli de yazabilirsiniz, toplumsal meselelere de değinebilirsiniz. bunun aksini iddia eden şiirine ve şairliğine inanmıyordur zaten.