27 yıl hapis yattığı süre boyunca ve yaşadığı işkencelere karşı umudunu şu şiirden aldığı söylenir;
Beni saran gecenin içinden mezar kadar kara, baştan başa
şükrederim hangi Tanrılar verdiyse bana
fethedilmez ruhumu.
Ne ürktüm, ne bağırdım şartların pençesine düştüğüm anda bile
kaderin sopasıyla kanadı da başım
yine de boyun eğmedim
Öfke ve gözyaşı dolu bu yerin ötesinde
beklemiyor başka hiç bi şey gölgelerin dehşetinden
yinede korkmaz bir halde
buluyor ve bulacak beni yılların yılgınlığı ve tehditi
Kapı ne kadar dar olsa da,
cezalarım ne kadar ağır olsa da,
Kaderimin efendisi de benim ruhumun kaptanı da...
şiddetsiz eylemleri pek etki yapmayınca, mandela 1960 yılında us, veya kendi dilinde umkhonto we sizwe, adlı terör örgütü kurdu. bu terör örgütü 50’den fazla bombalı saldırı düzenledi ve bu saldırılarda 200’e yakın (çoğu mahsum) vatandaş öldü. ayrıca us terör örgütü ‘boyun bağı’ adlı işkenceyi başlattı. bu işkence şeklinde bir esirin boynuna araba tekeri asılıyor ve yakılıyor. tekerin yanmasıyla mağdurun boynu ve kafası da yanıyor ve acı içerisinde ölüyor. bu işkence şekli us tarafından görüntülenip halkı korkutmak için dağıtılmıştır.
Ezik bir aptal yazar yüzünden caylaga dusurulen yazar. Ulan valla üzülüyorum şöyle vasatlar yüzünden 15 gün sözlükten uzak kalmaya. Emegi gecen modlarada selam olsun.
Anketçi yazarımsı bozuntusu. Salak. Lan sen kim benim nick altıma sıçmak kim amk. Gereksiz başlık ve entry girme de yeme ayarı. Uludağ sözlük bu konuda çok hassas bilmiyor musun? Verirler adama ayarı. Ezik.
mandela'yı yanlış bilgilendirmeişler ve o da sanki türklerin kürtlere zulmettği gibi bir izlenime kapılmış. bu yüzden ilk önce kabul etmemiş fakat bu söylenenlerin zırva olduğunu öğrenince kabul etmiştir.
--spoiler--
''1964'te beni yargılayıp ömür boyu hapse mahkum eden mahkemede söylediklerimi tekrarlıyorum: beyaz ırkın üstünlüğüne ve siyah ırkın üstünlüğüne karşı savaştım. bütün insanların uyum içinde ve eşit haklara sahip olduğu demokratik, özgür bir toplumun hayalini kurdum. bu uğruna yaşamak ve ölmek istediğim bir ideal. ancak gerekirse bu ideal uğruna ölmeye de hazırım.''
--spoiler--
atatürk barış ödülünü, dağdan inmelere türklerin zulm ettiği (!) gerekçesi ile geri çevirmiş, abdullah öcalan denen vatan haininin özgürlüğünü savunan rengi bozuk bir ittir. ne yazık ki ingilizler layığı ile bu provakatörü hapiste gebertememişlerdir.
bir buna bakıyorum bir de patrice lumumba'ya ve kimin ne olduğunu anlıyorum.
yıllar önce artık daha fazla sürdürülemeyeceği belli olan apartheid rejimi çöktürülünce hapisten çıkarılmış ve kendisi ülkenin başına getirilmiştir. tabi bu süreçte yine dev şirketlerin işlerine dokunmamış ve elinden geldiğince sendika gibi pis kaka şeylerin üstünü bastırmıştır. patrice lumumba'mı bu garibim bağımsızlık sonrası yerel kaynakları halk kullanacak gibi kötü şeytani şeylere kapılmış ve cia belçika ingiltere fransa destekli bir darbeyle devrilmiş ve katledilmiştir. cesedi parçalanmış ve bir varilin içinde yakılmıştır.
Afrika denilince ilk aklıma gelen isimdi Nelson Mandela. Uzun dönem hapis yattığı, hırpalandığı, ezildiği, hor görüldüğü halde ben acı çekmedim diyebilecek kadar alçak gönüllü azimli bir insandı...
Özgürlük savaşçısı diyordum ismi sohbetlerde geçerse. Ezilenleri savunduğu için, pes etmediği için, her sabah yeni umutlarla güzel bir güne başladığı için saygı duymam gerektiğini hissediyordum.
Türkiye Cumhuriyet'i hiç bir Avrupa ülkesinin yapmadığı yardımları yaptı Güney Afrika Cumhuriyeti'ne. Felaket oldu ilk bu devlet koştu yardımlarına. Dost eli uzattı her fırsatta. Yüz çevirmedi, geri çevirmedi. Ama 1992'de kendisine verilecek olan Atatürk barış ödülünü, "Türklerin, Kürtlere karşı şavaşçı politika izlemesi ve insan hakları ihlalleri" gerekçesiyle reddetti Güney Afrika lideri. Filistin'in özgürlüğüne kadar dünya gündemini yakından izleyen Mandela'nın bu davranışı beni üzdü ve kendisine olan saygımı bitirdi.
insanlara hala bir şans var dedirten insandır. onun yerine ölmeyi tercih edeceğim barış elçisidir. ömrünü hapiste çürütüp kendi karanlığıyla halkını aydınlatan RADiKAL ÖZGÜRLÜKÇÜ LiDERdir.