güney afrika da nüfusun % 15 ini oluşturan beyaz ırkın yapmış olduğu sistematik ırkçılığı sonlandırıp,uyguladıkları apartheid rejimini tarihe gömen devrimci lider,bir sembol.
avrupa standartlarında nezih bir ülke olan apartheid dönemi güney afrikasını çeşitli olumsuz bakımlardan (suç vs) diğer afrika ülkesine yaklaşmasına ve düzenli bir şekilde boerluları sindirme politikası uygulanmasına sebebiyet vermiş, ırkçılığa karşı her daim abartılmış kavgasında bilimum batılılardan destek görmüş ve bu desteği de ülkesinin çeşitli zenginliklerini onlara sunarak göstermiş şovmen. partisi anc'Den üst düzey bir yetkili geçtiğimiz yıllarda küçük siyah çocuklara 'boerları öldürün' şarkısını okutturuyordu. tüm bu konularla alakalı olarak;
(bkz: stop white genocide)
abdullah öcalan da yakında kendisi ile beraber anılırsa şaşırmamak lazım. 100 yıl 150 yıl sonra bizzat kendi siyah halkının, ne olduğunu, kime hizmet ettiğini anlayacağı düz bir adamdır mandela.
Bu gün kütüphanede yanımda oturan bir kadın internetten haberlere bakıyordu. Bu şahısla ilgili bir şeyler okudu, bana da anlatmaya başladı. Biraz geçince ''kim o, ben tanımıyorum.'' dedim. Kadın bana şok olmuş bir ifadeyle donuk donuk belki 10 saniye kadar baktı. ''ciddi misin sen?'' diye sordu. ''evet, ne var ki?'' dedim. Belki 10 dakika uğraştı Benimle nasıl olur da bilmezsin diye. Kendimi kör cahil hissettim.
Sonra biraz nette baktım, bir de kardeşime sordum ki kendisi siyaset - ülkeler falan ilgilenir bayağı. ''kim o, ben de tanımıyorum.'' deyince rahatladım. Arkadaşa sordum o da bilmiyor.
Yani uzun lafın kısası Kendimi başkalarının da cehaleti üzerinden harika hissediyorum sözlük. Bilmem böylesini yaşadın mı?
95 yaşında olan mandelanın artık bunadığı ve geçirdiği zatüreden sonra sağlık durumunun iyice kötüleştiği
söylenmektedir. Güney afrikada kahramanlaşmış mandela aile içinde hak ettiği bakımı görememekde.
iki kızının ve torununun mal ve para derdine düştüğü ve daha ölmeden ölüm merasimi ile ilgili haberlerin
hakkını bir medya kuruluşuna sattıklarıda rivayetler arasında.
ayrıca uzun yıllar yattığı hapishanede fazla güneş altında kalmakdan göz sinirleri etkilenmiş ve flaş ışığı
gözlerinde dayanılmaz ağrılara neden oluyormuş buna rağmen aile bir çok gazeteciyi yanına sokup çektiği ağrılara aldırmadan fotoğraf
çekmelerine izin veriyormuş.
mandela güney afrika ve çevre ülkelerde güçlü bir anti-emperyalist devrim yapılabilecekken bir cumhurbaşkanlığı koltuğuna razı oldu ve ingiliz-benelüks sermayesiyle anlaştı. dolayısıyla güney afrika emekçisinin bugün düştüğü durumun nedeni mandela'nın kitleleri harekete geçirmemiş olmasıdır. ha diyebilirsin ki "adam pasif direniş yapmış işte, kimse ölmemiş." ancak şu iyi bilinmelidir ki mandela hapisteyken aynı kitleyi savaşa çağırmasını biliyordu, o zaman ölmelerinden şikayetçi olmuyordu, adam sorarlar ne demeye g.tü rahata erince pasifize olduğunu. bir nevî abdullah öcalan yani.