imam gazali hakkındaki yorumları şaşırtıcı geldi. Benzer fikirde olan başka bilim adamları da mevcut. Hakikati bulmak için çok daha derine inmek gerek.
anlaşılan hristiyan yobazlarının hedefinde.
bilim enstitülerine yobazları almamak konusunda akademisyenlere iyi bir ders olması ümidiyle. yaradılışa inananların olduğu yerde bilim olmaz.
Mottosu :
i am Neil deGrasse Tyson, your own personal astrophysicist yani (kişisel astrofizikçinizim) olan Yaşayan en önemli bilim insanlarından.
Sesi çok havalı. Yirim.
"Bilim, bilgi ve cehaletin sınırında ilerler. Biz bilmediklerimizi itiraf etmekten korkmuyoruz; bunda utanılacak bir şey yok. Utanılacak tek şey, tüm cevapları biliyormuş gibi davranmamızdır."
elon musk'ın mars projesinin gerçekleşemeyeceğini düşünen astrofizikçi. 2013 yılında verdiği bir röportajda uzayın derinliklerinin tahmin edilemez tehlikelerle dolu olup böyle bir girişimin maddi anlamda aşırı pahalıya kaçacağını ve tarihimiz de göz önünde bulundurulduğunda özel şirket girişimlerinin bu tip işlere öncülük edemeyeceğini söylüyor. yatırımcılar, gönüllü insanlar, işin riskleri ve işin yatırım getirisi gibi konuların belirsizliğinin üzerine basıp devlet destekli bir girişim olmadan bunun pek mümkün olmayacağını düşünüyor. bu konu hakkında yine 2015'te verdiği röportajda da aynı şekilde konuşuyor. olur da tyson yanılırsa bunun kendisine bir kapak olduğunu söyleyip musk'ı tebrik edebilecek düzeyde bir adam olduğu kanaatindeyim. aslında tyson'ın bazı noktalarda haklı olduğu söylenebilir. diğer tarafta ise gözü kara bir girişimci var. gelecek ise ne gösterir bilinmez. mars projesi hakkında farklı bir görüş duymak isteyenler buradan o röportajı izleyebilirler:
"Bir toz zerresinde yaşayan ufacık canlılar olan bizler, Samanyolu'nun yıldızları arasına uzay mekikleri yollamayı nasıl başardık? Sadece birkaç yüzyıl önce, yani kozmik zamana göre yalnızca bir saniye önce, nerede ve hangi zamanda olduğumuza dair hiçbir şey bilmiyorduk. Kozmosun geri kalanından bihaberdik. Bir tür hapishanede, bir ceviz kabuğuyla sınırlanmış ufacık bir evrende yaşıyorduk.
Bu hapishaneden nasıl kurtulduk? Bu başarı, beş basit kuralın izinden giden kuşaklar dolusu araştırmacının eseridir: Otoriteyi sorgula. Hiçbir fikir, birisi doğru olduğunu söylüyor diye doğru değildir; ben de dahil. Kendin düşün. Kendini sorgula. Hiçbir şeye, sırf inanmak istediğin için inanma. Bir şeye inanmak, onu gerçek yapmaz. Fikirleri, gözlem ve deneylerden elde edilen kanıtlarla test et. Çok beğendiğiniz bir fikir, iyi kurgulanmış bir testi geçemiyorsa yanlıştır. Yola devam et. Kanıtlar sizi nereye götürüyorsa oraya gidin. Elinizde hiç kanıt yoksa, peşin yargıda bulunmayın. Belki en önemli kural da şudur: Unutmayın; yanılıyor olabilirsiniz!"
yaptığı işe aşık olduğu onu anlatış tarzından çok fazla belli olan astrofizikçi. bilimsel bir gerçekliği onu hissederek ve aynı şekilde bunu size de yansıtarak anlatması gerçekten takdire şayan. kendisi aynı zamanda carl sagan'ın öğrencilerinden biridir.
zamanında kendisine şu şekilde kocaman bir roket hediye edilince evdeki babanın bir anda oyuncağı gelen heyecanlı bir çocuğa dönüşmesi misali komik hallere bürünmüştür: https://www.youtube.com/watch?v=aadYN5OPKN8
Çok geç tanıdığım bilim insanıdır. Kendisi hakkında entry giremeyecek kadar bilgisiz ve cahilim. Tek bildiğim şey bana bir çok bilgi öğrettiği. Ben öğrenmeyi seven bir insan olduğum için öğreteni asla unutmam. Güzel bilim insanı hakkında mutlaka entry girmem gerek diye düşündüm. O kadar sempatik ve içten anlatıyor ki öğretilerini kulak kabartmamak elde değil. Belki dünyadaki sayılı insanlardan ama 0 komplex. Bunu ona teşekkür mektubu entrysi olarak iletiyorum.