neil degrasse tyson

entry43 galeri15 video4
    1.
  1. ünlü astrofizikçi.

    --spoiler--
    Geceleri gökyüzüne baktığımda, evrenin bir parçası olduğumuzu ve bu evrende olduğumuzu ...biliyorum; ama bunlardan daha da önemlisi aslında evrenin benim içimde olması. Birçok insan kendisini küçük görüyor, çünkü evren çok büyük. Fakat ben kendimi oldukça büyük hissediyorum çünkü içimdeki atomlar yıldızlardan geliyor….. Hayatta hep bir şeylere bağlı olmak, ait olmak, devam eden ve değişen şeyler üzerinde bir etkimiz olmasını isteriz değil mi? işte sırf yaşayarak tam olarak yaptığımız şey de bu
    --spoiler--
    11 ...
  2. 2.
  3. ateizm ve agnostiklik arasindaki farki cok guel ortaya koyan meshur astrofizikci:

    1 ...
  4. 3.
  5. Hayden Planetaryum'un Direktörü Neil deGrasse Tyson ile Soylesi:

    SADECE BEYiNDEN Mi iBARETiZ

    1.BÖLÜM

    &

    Roger Bingham: New York'ta, Amerikan Tabiat Tarihi Müzesi'nin(ANHM) hemen aşağı sokağında bulunan Lucerne Hotel'de Neil deGrasser Tyson ile birlikteyim. Kendisi astrofizikçi, Amerikan Tabiat Tarihi Müzesi (ANHM)'de Hayden Planetaryum'unun Direktörü. Buraya kadar geldiğin için teşekkür ederim. Geçen yaptığımız sohbete devam etmek istiyorum.

    Neil deGrasser Tyson: O sohbette yeterince konuşmamış mıydık?!:)

    Bingham: Hayır, hayır! O kadar heyacanlandım ki elimden gözlüğüm düşüyor!:) Çünkü bir kaç şeyden bahsedeceğimizi söylemiştik. Geçen sohbetin yazılı dökümüne ve senin bana yolladığın en son maile baktım.Diyorsun ki: ''Biz herşeyi videoya alıyoruz ve artık yazılı metni okumuyoruz.Artı transcript-deşifre edilmiş metin, canlı etkileşim için önemli olan tüm kişiler arasındaki iletişimi atlamaktadır.''

    Tyson: Bu da beni şu noktaya getiriyor: neden transcript-deşifre edilmiş metin istesin ki?

    Bingham: insanlar aslında bu yazılı şeyi bayağı yararlı buluyorlar.
    Tyson:Hangi insanlar?

    Bingham:Onlar buna bakıyorlar..

    Tyson: ve bilgisayara da, tabii eğer videosunu izleme seçeneğine sahiplerse.O zaman da tabii ki videosunu seyretmeyi tercih ediyorlar.

    Bingham: Onlar pek çok şeyi transcripti-yazılı metni okurken kaçırıyorlar..

    Tyson: Herşeyi! Eğer ben otomatik konuşsam/olsam, o zaman kullandığım kelimelerle, transcript arasında bir fark olmaz.Ama çok şükür ki, ben bir insanım ve seninle şuanda bir zaman ve mekan içinde etkileşim halindeyim ve bu, kelimeler arasında duraksamaların, kaş hareketlerinin neyi ifade etttiği ya da röportajı yapan tarafından bir şey komik mi , değil mi'yi anlamayı da içerir. Bence insan iletişimi için sözel ve sözel olmayan kişilerarası ipuçları önemli. Transcriptten-deşifre edilmiş metinden ne olup bittiğini tamamen anladığını düşünen kişinin kendisi iletişimci olamaz!Onların neyi değerlendirdiğini bilemem. Bu kişiler kelimenin iletişimin aracı olduğunun önemli olduğunu düşünürler. Ancak değer verdiğimiz pek çok insani etkileşim, henüz söze dökülmemiş olandır.

    Bingham: Tamam, iki nokta var burada. ilki, aslında bu,ne söylendiğini tekrar açıp bakmak için yararlı bir göndergesel araçtır.Güzel olan bir başka nokta da; tüm sosyal nosyonun...

    Tyson: Kaydırma düğmesini kullan da videonun o kısmına gel!:))Biraz hızlı geliniyor ama devam et!:)

    Bingham: Tamamen olay şu anda, nörobilimin sosyal etkenliği-geçerliliği. Sen kesinlikle haklısın! Nörobilim konusunda bayağı harika şeyler oluyor ki, bu da kişilerarası etkileşim;insanların etkileşimi, yüz ifadeleri ve bunun gibi pek çok şey. ANHM'de beyin hakkında devasa bir sergi devam etmekte. Buna dahil olacak mısın?

    Tyson: Hayır.Bir konudan başka bir konuya geçildiğinde, her bir sergi konusu ile ilgilenen büyük bir ekibimiz var. Demek istediğim; bir konudan başka bir konuya geçildiğinde, ANHM'nin her bir konudaki bilimsel uzmanları, o konunun sergisi için çalışır.Dolayısıyla, beyin astrofiziğin konusu olmadığı için, ben de bu sergi çalışmasına dahil değilim.

    Bingham: Ama yine de NOVA ScienceNOW'ın sunucu olarak sen...

    Tyson: Beynim haricinde dahil değilim.Benim de bir beynim de var bundan dolayı bu konuyla ilgiliyimJ ama serginin düzenlenmesine dahil değilim.

    Bingham: Nova ScienceNOW'ın sunucu olmandan dolayı nörobilimle ilgileniyor ve bununla ilgili program yapmış olman gerekiyor.

    Tyson: Pek çok kere..

    Bingham:Nörobilim konusunda bazı düşüncelere sahip olmalısın.Mailinde bana demişsin ki: ''Nörobilim konusunda konuşmak beni mutlu ediyor. Nörobilimin nereye gidebileceği ve gitmesi gerektiği konusunda fikirlerim mevcut.''

    Tyson: Evet, var.

    Bingham: Peki bu fikirler ne olabilir?

    Tyson: Nörobilim,insan hallerinin ne olduğunun anlaşılmasının geleceğidir.

    Davranış...

    En zor olan şeylerden bir tanesi de, bir insanı bir kutunun içine koyup da üzerinde beyin hakkında deneyler gerçekleştirememektir. Bunu hem etik, hem de legal açıdan yapamazsınız.

    Dolayısıyla, beyin benim için bilimsel araştırmalardaki en zorlu konudur.

    Bundan dolayı, nerede olduğumuz, nereye vardığımız konusunda nörobilim diğer bilim dallarına öncü olmuştur.insan davranışı; zihinsel hastalıklar, duygularımızı tahrik eden şeyin, nefretimizin, sevgimizin, ihtiraslarımızın ne olduğu konusunda nörobilimin ortaya koyacağı daha çok şey var.

    Bazı insanlar var.

    Onlar bu alanlara bilimin ulaşamayacağı konusunda çok eminler.Aslında neredeyse propagandasını yapıyorlar.

    Diyorlar ki: '' Bilim hiç bir zaman aşkı, neden bir sanat parçasını beğendiğimizi açıklayamayacak.''

    O zaman onlara soruyorum: ''Bulmasını istemediğiniz için mi yoksa bunun mümkün olmadığını düşündüğünüz için 'hiç bir zaman' diyorsunuz?''

    Çünkü, aşkın, sevginin ne olduğu ya da bir resmi beğenip beğenmediğiniz konusunda bazı testler hayal edebilirim.

    Örneğin; tüm nörosinpatik beyin olayını haritalandırdığımızı düşünün.

    Ondan sonra da bir kişiye bir resim gösterin ve beyinlerinde neyin ateşelendiğini izleyin.

    Tamam mı?

    Hangi kısımların harkete geçtiğini izleyin.

    Bu ilginç.

    Sonra aynı resmi beğenen başka kişilere de gösterin.

    Eğer beynin ''aynı'' kısmı uyarılıyorsa, o zaman resmin içeriği, görsel uyarıcı ile insan beyninin bu uyarıcıya karşı reaksiyonu arasında bir etki-tepki vardır.

    Dolayısıyla, bu deneyi yeterli kereler yaptıktan sonra, bu deneyi tersine çevirip şöyle diyebilirsiniz: ''Senin önüne bir resim koysam ve beynin o kısmına bilerek dokunsam, ne olur? Sana gösterdiğim o resim hakkında ne hissederdin?''

    Eminim size siyah boş bir resim göstersem ve diğer resmi beğendiğinizde beyninizde ateşlenen bölgeye dokunsam, siz o siyah boş resmi de beğenirdiniz.

    Bu çok mantıklı.Eminim. iddia ederim.

    Bu tarz testler bu şekilde ortaya çıkmakta.

    Bence bunu bize söylediği ve söyleyeceği şey:

    Tüm duygular, beyninizin ne ile uyarıldığına ya da uyarılmadığına bağlı olarak ortaya çıkmakta. Ya da inanç sistemleri.Onlar kanıta dayalı şeyler değildir.Onlarda beyninizde neyin ateşlenip, neyin ateşlenmediğine bağlı olarak tetiklenir.

    Dolayısıyla, tüm bunlar nörobilimin geleceğinde yatmakta.Ama eğer bu şekilde kendisini açığa çıkarmazsa, bu da ilginçtir.

    Eğer her ikimiz de bir resmi, bir heykeli ya da bir müziği beğenip de beyinlerimizin farklı yerleri tetiklenirse, işte bu da çok ilginç olur!

    Onlar bize hayal edebileceğimizden çok daha zor olduğunu anlatmakta.

    Bunun da sebebini öğrenmek isterim tabii.

    Ama tüm cevaplar, nörobilimden gelecektir.

    Psikologlardan gelmeyecek, fizikten gelmeyecek.insanlar kuantum fiziği bir şekilde hayal ediyorlar. Bence bu noktada nörobilim hepsinin ötesine geçiyor.

    Bingham: Şimdi burada şeytanın avukatlığını yapayım:Sen burada biraz indirgemeci bir pozisyon alıyorsun.Hepimiz beyinden ibaretiz.Öyle değil mi?

    Tyson:''indirgemeci'' kelimesi beni hep etkilemiştir.

    Çünkü öylesine bir etiketlemedir ki bu!; 'sen indirgemecisin, sen değilsin!'..

    Ben bu tarzda düşünmem.

    Düşündüğümde yaptığım şey; ben şunu sorarım: Beyin oldukça gizemli bir yer. Beyni henüz anlamış değiliz. 'Hadi perdeleri arayalım ve ardında ne olduğunu görelim' derim.

    Bu şekilde düşünmem oldukça doğal ama 'indirgemeci' olarak etiketlenmek, buna da tamam ama dünya hakkında öğrendiğimiz o kadar çok şey, bir bakıma açıp bakmala, parçalara ayırmakla oldu.

    ''Hey! bakın ne öğrendik'' şeklinde oldu. Daha önce öğrenemedik çünkü nasıl açıp bakacağımızı bilemiyorduk. Ama sen bunu 'indirgemeci' diye etikelemek istiyorsan, tamam!

    Sadece ben bu şekilde kendimi etiketlemiyorum!

    Benim tüm yaptığım; doğanın nasıl işlediğini anlamak.

    Bingham: Epey bir kalabalık sergiyi ziyaret geliyor.Nörobilimin saçma olduğu benim fikrimdi.Seninle bu konuda hem fikirim.Bu konuda öğrenilecek ve açığa çıkaracak çok şey var.

    Tyson:Eğer bana sorsan ki: 'Sence bizler sadece beyinden mi ibaretiz?', işte bu iyi bir başlangıç olur.

    Dirseklerden ya da ayak parmaklarından mı oluşuyoruz?!:)..

    'Beyin'...

    işte bu başlamak, sorgulamak için çok iyi bir yer. ''Biz bundan mı ibaretiz, bu çok fazla, gurur duyacağımız bir şey değil mi?, neden bu ''biz beyinden ibaretiz'' tavrı?..

    Bunlar oldukça güçlü önermeler.

    Ben diyorum ki: ''Olduğumuz şey bu! ve bu harkülade bir şey!'' kulaklarınız arasındaki 3 pound -ya da her neyse- ağırlığındaki birşeyin kozmozun doğasını ortaya çıkarması, anlaması!Oldukça güzel.

    Bingham: ve insanları düşündürtüyor ve örneğin;astrofizik diye tanımladığımız şekilde olarak ortaya çıkıyor.

    Tyson: Öyle ve ayrıca geriletici kültürel düşünceler ve herşey, nasıl düşüneceğimiz beyinden açığa çıkıyor. Beni etikleyen şey; beynin bizi aldatması!, beyin,duyularımızı bloke edip, etrafımızdaki dünya hakkındaki kesin, doğru bilgiyi nasıl engellemekte?

    Ve beni sonu olmayan bir şekilde etkilemekte ve bilimin, dünyanın doğasını bütünüyle anlaması neden bu kadar uzun sürdü?

    Bunun sebebi,beynin bilimsel bağlantıları bir anda kuramaması olmalı!

    J Öbür türlü,cinleri,şeytanları yaratacağımıza, ilk planda dünyayı hemen anlamış olurduk.

    insan kültür tarihine bakıp da etrafımızda olan biten şeyleri saymak için yarattığımız şeylere baktığımızda, bilim, göreceli olarak kültürlerin ve insan zihninin geç gelen bir hareketi.

    Dolayısıyla, bilim bizim dünyayı anlamamız ve ilham almamız konusunda gurur duyacağımız bir şey olmalı.

    Bingham: Bu tüm inanç nosyonu, insanların kanıtlar olmaksızın yaptıkları açıklamalar... Senin Hayden Planetaryum ve Neil DeGrasee Tyson adlı web sayfanda geçen ay yaptığın bir kaç klip var. Bir tanesi Colbert'ın Show'u, bir tanesi de birkaç gün önceki güniçi showu olan Jon Stewart’la olan Show. Colbert çok komikti.Show'da Colbert,Bill O'Reilly'in: ''Güneş doğar, güneş batar, dalgalar gelir ve gider, gelgitler olur. Dolayısıyla, bunu yapan bir Tanrı olmalı!'' açıklaması hakkında konuşurken, sen bir şekilde oraya uğramış gibi gözüküyordun ve sen gelip, gelgitlerin aslında nasıl oluştuğunu açıkladın. Oradaki kurgu, hikaye neydi?

    Tyson:Bilirsin, Colbert her zaman önceki günlerde neler olmuş, haber akışındaki şeyler hakkında komik komik konuşur.

    Bu sefer sırada Bill O'Reilly vardı.

    Ateist Organizasyonun başı olan kişi ile yaptığı tartışmada, O'Reilly ateistlerin başına diyor ki: ''dalgalar gelir ve gider, gelgitler olur ve sen bunu açıklayamazsın!.''

    Ve Colbert, show arasında beni arayıp, benim bunu muhtemelen açıklayabileceğimi düşünerek, beni Show'una davet etti.

    Oldukça eğlenceli idi ama ben basit anlamda gelgitlerin neden ve nasıl olduğunu açıklamak için oradaydım. Stephen Colbert daha sonra ''Colbert mantığı''nı kullanarak şu sonuca gelip,dedi ki:

    ''Eğer sadece tanrı bunun nasıl olduğunu açıklayabilirse, ve astrofizikçi Neil DeGrasee Tyson bunu açıklıyorsa, o zaman sen Tanrısın!''.

    Biraz komikti ama fizik (FiZiK 101-fiziğe giriş dersi) bilmezsen,dünya gizemli gözükür.

    Bingham:Jon'un seninle yaptığı konuşma yayınlanacak mı? ya da yeni sezonda mı?

    Tyson: Dün akşamdı. Bilmiyorum haberin var mı ama aslında dün televizyonda gösterildi.

    Bingham: Kitap kısmına, Brain Green'in yeni kitabına birazdan geleceğiz ama bize programla iligili bir şeyler söyle.Yeni sezonda yeni şeyler var mı?

    Tyson:2011'in baharında Nova ScienceNOW ile 5. Sezonuna geldik.

    Bu sezon,daha önceki yıllara göre biraz daha farklı organize edildi.Daha önceki yıllarda, bilim bir saatlik süre içinde bir bütün olarak anlatılıyordu.

    Halâ bilim kısmı var ama belirli sorulara işaret eden ve içerik dahilinde konular var. ilk,Prömiyer showdaki soru: ''gelecekte nasıl yaşayacağız?''

    Cevaplar çok açıdan geliyor: Uzay kıyafetlerinden bahsetmek, güneşten ya da galaksiden gelen radyasyon, yiyecek depolama, propulsiyon-ileriye doğru sürme,itici güç..dolayısıyla hikayeye aynı soruya cevap veren çoklu açılardan yaklaşıyoruz.Diğer show'un konusu: 'Sonsuza kadar yaşayabilir miyiz ?', diğerinin konusu: 'Beyin nasıl çalışıyor?', bir diğeri; 'bir sonraki büyük şey ne?'.. Dolayısıyla bu şekildeki sorular, bizim showdaki tartışılanı daha anlamlı ve bir bütün içinde ele almamızı sağlıyor.

    Bingham: Karışık derlemeden çok bu şekilde yani...

    Tyson: Derlemeyi de severim, ama showda bizim kafamızda olanı konuşmacıdan bir şekilde zihninde derleyip toplamasını istemek biraz zor olur.

    Bingham: Dolayısıyla, ''bu büyük şey'' ne zaman yayınlanacak?

    Tyson:Programa bakmam lazım.

    Bingham: Bir sonraki büyük şey ne?:)

    Tyson:Bir kaç hafta içinde..

    Bingham: Açıklayamıyorsun yani.

    Tyson: Showu izlemelisin!:)

    ------ 1. BÖLÜM SONU------
    8 ...
  6. 4.
  7. günümüzün çakma carl sagan'ı.

    carl sagan iyi adamdı amma bu bildiğin itici.
    0 ...
  8. 5.
  9. 13. bölümlük harika bir belgesel - dizi olan cosmos un sunucusu ve de çok fikirlerine çok değer verdiğim carl sagan ın öğrencisi olan yeni nesil bir astro-fizikçi..
    1 ...
  10. 6.
  11. 7.
  12. Konuşurken kendinden bu kadar emin (bildikleri ve bilmedikleri dahil) bir kişi daha görmedim.

    Ve o karmaşık bilimi, fiziği o kadar ince ve açık ifade ediyor ki; o kendinden son derece emin ve sempatik tavırlarıyla.
    1 ...
  13. 8.
  14. cok tatli bir bilim adami cosmos belgeselini cekmek icin dogmus sanki.
    1 ...
  15. 9.
  16. Adamın yeni bir Carl Sagan olmak gibi bir derdi yok.
    Onunla kıyaslanması saçma. Aksine bu adamın hocası Carl Sagan.
    Eğer Cosmos belgeseli yeterince sindirilerek seyredilseydi Carl Sagan'ın Neil D. Tyson'u, henüz o 17 yaşındayken evine davet ettiğini, onunla astrofizik tartıştığını onun ağzından ve nasıl hala hayran hayran anlattığı gözlemlenebilirdi.
    Carl Sagan onu evine gitmesi için durağa bıraktığında eğer araç bulamazsa kendisini aramasını ve gerekirse evinde kalabileceğini söylemiş kendisine.
    Neil d. Tyson bunu anlatırken gözleri doldu, Carl Sagan'ın kendisine hediye ettiği Newton'un kitabınının girişine el yazısıyla "Geleceğin gökbilimcisine" yazdığını gösterdi ve "Bir bilimadamı olmayı hep istemiştim ama Carl'ın o davranışından sonra nasıl bir insan olmak istediğimi anladım" demesi oldukça samimiydi.
    Orjinali de aynı havayı yaratıyor ama Haluk Bilginer'in de hakkını vermek gerek. O kadar hissederek seslendirmiş ki o bunları aktarırken gözlerim doldu.
    5 ...
  17. 10.
  18. ''Hiçbir şeye sırf inanmak istediğin için inanma. Bir şeye inanmak onu gerçek yapmaz. Fikirleri gözlem ve deneylerden elde edilen kanıtlarla test et. Çok beğendiğiniz bir fikir iyi kurgulanmış bir testi geçemiyorsa yanlıştır. Yola devam et. Kanıtlar sizi nereye götürüyorsa oraya gidin. Elinizde hiç kanıt yoksa peşin yargıda bulunmayın. Belki en önemli kural da şudur : Yanılıyor Olabilirsiniz!''

    Neil deGrasse Tyson
    2 ...
  19. 11.
  20. "Bilim adamı olma hayali kuran 17 yaşında Bronxlu bir gençtim. Ve dünyanın en meşhur gökbilimcisi beni New York Ithaca'ya davet edip bir Cumartesi gününü benimle geçirmeye vakit ayırdı. O karlı günü dün gibi hatırlarım. Beni otobüs durağında karşıladı ve beraber Cornell Üniversitesi'ndeki laboratuvarını gezdik. Sonra Carl, masasının arkasından bu kitabı çıkarıp imzaladı. "Geleceğin gökbilimcisi Neil'a, Carl..." Gün sonunda beni otobüs durağına bıraktı. Kar yoğunlaşmıştı. Ev telefonunu bir kağıda yazıp bana verdi ve otobüs seferi iptal olursa onu arayıp geceyi ailesiyle beraber onun evinde geçirmemi teklif etti. Bilim adamı olmak istediğimi zaten biliyordum. Ama o gün Carl'dan nasıl bir insan olmak istediğimi öğrendim. Bana ve pek çok başka insana yardım etti. Bilimi öğrenip öğretmemize ve icra etmemize ilham kaynağı oldu. Bilim işbirliğine dayalı ve pek çok nesli kapsayan bir girişimdir. Meşalenin öğretmenden öğrenciye ve tekrar öğretmene geçmesi, zihinlerin bir araya gelip geriye doğru antik zamanlara, ileriye doğru yıldızlara uzanmasıdır." - Neil deGrasse Tyson.

    http://galeri.uludagsozlu...il-degrasse-tyson-727758/
    2 ...
  21. 12.
  22. 13.
  23. kafa açan abimizdir. her insan evladı cosmos serisini izlemeli.
    0 ...
  24. 14.
  25. çok severim yavşaa. acaip adamımdır. her gördüğümde kesin durur dinlerim.
    1 ...
  26. 15.
  27. massachusetts amherst üniversitesi'nin mezuniyet töreninde konuşan ünlü astrofizikçi neil degrasse tyson, yeni mezun olacak öğrencilere hayata dair çarpıcı önerilerde bulundu. işte o konuşmadan 9 önemli satır başı:

    notların yahut not ortalaman, çabucak hayatınla alakasız olur. aldığınız notlar hayatınızdan o kadar hızlı çıkacak ki şu an size anlatamam bile. çünkü hayat serüveninde kimse size not ortalamanızın kaç olduğunu sormayacaktır. eğer illa bir şey ifade edecekse, edeceği tek şey sadece, sizin o zaman (mezun olduğunuzda) ne olduğunuzdur. hayatınızın geri kalanını tanımlamaz.

    özgür bir toplumdaki en tehlikeli insanlar, aslında bilmeyip, bildiğini zannedenlerdir ve bu insanlar, diğerlerini de etkileyecek yasal güce sahiptirler, işte bir toplum için asıl tehlike budur. işte bu tehlikeler, düzgün işleyen bir demokrasinin sonunun işaretleridir.
    tek gerçek bilimdir. şunu düşünün: en başta, mağara adamı ve kadın, temiz havaya ve temiz suya sahipti, yiyecek konusunda sıkıntı yaşamıyorlardı fakat buna rağmen yaşam ortalamaları 35 idi. yaşam ortalamanızı temiz hava ve temiz su aramaktan daha çok etkileyen bir şey var. bilim ve teknolojide yaşanan gelişmeler, bize sadece sağlık yahut daha iyi bir yaşam olarak geri dönmüyor. kısacası bilim hakkında atıp tutmadan önce, bir kez daha düşünün. ya da lanet mağaranıza geri dönün!
    dünyadaki sorunlar için siyasetçileri suçlamak eskide kaldı. insanların bunu yapma güdüsünü anlıyorum ama işin sonunda siyasetçiler, seçmenlerin bir temsilcisidir. eğer siyasetçilerle bir sorununuz varsa aslında bu, onu oraya yerleştiren vatandaşlarla bir sorununuz olduğu anlamına geliyor. yani eğer evrenin 6000 yaşında olduğundan emin olan bir siyasetçi varsa, bunun sebebi aramızda buna inanan insanların olmasıdır. fizik kanunları, onlara inansak da inanmasak da hepimizi etkiler.

    örnek insanların abartıldığını düşünüyorum. bronx'da büyüdüm ve eğer astrofizikçi olmak için, bronx'ta büyümüş başka bir siyahi astrofizikçiye ihtiyacım olsaydı, şu an hala bronx'ta olurdum.eğer istediğin şeyi olmak için örnek bir insana ihtiyacın olursa ve birisini bulamazsan, bu istediğini olmaman için bir sebep mi? tabi ki, hayır!

    şunu bilin: evren, siz her ne iseniz ondan çok daha büyük. anlaması basit gözüküyor ama bazı insanlar bu gerçeği kavramakta zorlanıyor.

    ayrıca şunu unutmayın, dünya sizi öldürme konusunda epey iyidir. dünyada bulunmuş türlerin yüzde 97'si artık yok.. aslında bu bizim marifetimiz, dünya bu gerçeği bilmesine rağmen, yine de bize yaşam için fırsat veriyor.

    eskiden amerika'da, özgür bir dünyanın liderleri olduğumuzu söylerdik. rusların özgür olduğunu düşünmüyorum. nereye giderlerse gitsinler kimliklerini göstermek zorundalar. sovyetler birliği hakkındaki konuşmamı hatırlıyorum... eğer kgb herkesi, her şeyi gözetliyorsa, amerika da bugün kendi vatandaşlarına aynısını yapıyor, soğuk savaştaki gibi eskileri deşiyorlar.bu yüzden, dünyada neler dönüyor bilmiyorum. ama gelecekteki hedefleri sizlersiniz! bunu değiştirmek sizlerin elinde!

    insanların birbirine yardım etme derdinin olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. diğer insanları, kendi kendilerini daha iyiye götürmeleri için cesaretlendirmen iyidir. fakat unutma, herkesin kendisini yukarı çıkaracak imkanı olmayabilir.
    0 ...
  28. 15.
  29. Eskiden dinlenilesi olan ateist tayfayla iş tutmaya başladıkça sığlaşan en sonunda richard gibi militarist ateizm savunucusu olmasını beklediğim insandır.
    0 ...
  30. 16.
  31. Bugün doğum günü olan astrofizikçi. Sevdiğimiz, saydığımız, halkın dilinden bilim anlatan sayılı bilim insanlarından.
    0 ...
  32. 17.
  33. 19.
  34. 20.
  35. cosmos:a spacetime odyssey belgeselinde carl sagan'a olan hayranlığını açıkça söyleyen aynı zamanda carl sagan'ın öğrencisi de olan ünlü astrofizikçi.
    3 ...
  36. 21.
  37. sempatik tavırlarıyla astorfiziği sevdirmiş bilim adamı.
    0 ...
  38. 22.
  39. adam gibi adamdır. bilim adamıdır. biz neyiz? neredeyiz? tüm bunlar ne? gibi sorulara yanıt vermeyi sever.
    0 ...
  40. 23.
  41. Çok geç tanıdığım bilim insanıdır. Kendisi hakkında entry giremeyecek kadar bilgisiz ve cahilim. Tek bildiğim şey bana bir çok bilgi öğrettiği. Ben öğrenmeyi seven bir insan olduğum için öğreteni asla unutmam. Güzel bilim insanı hakkında mutlaka entry girmem gerek diye düşündüm. O kadar sempatik ve içten anlatıyor ki öğretilerini kulak kabartmamak elde değil. Belki dünyadaki sayılı insanlardan ama 0 komplex. Bunu ona teşekkür mektubu entrysi olarak iletiyorum.
    1 ...
  42. 24.
  43. yaptığı işe aşık olduğu onu anlatış tarzından çok fazla belli olan astrofizikçi. bilimsel bir gerçekliği onu hissederek ve aynı şekilde bunu size de yansıtarak anlatması gerçekten takdire şayan. kendisi aynı zamanda carl sagan'ın öğrencilerinden biridir.

    zamanında kendisine şu şekilde kocaman bir roket hediye edilince evdeki babanın bir anda oyuncağı gelen heyecanlı bir çocuğa dönüşmesi misali komik hallere bürünmüştür:
    https://www.youtube.com/watch?v=aadYN5OPKN8
    1 ...
  44. 25.
  45. Korkunç derecede uzun yol otobüs şoförlerine benzeyen ve her şeyi "tesadüflere ve evrime" bağlayan amca.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük