vokalin (bkz: emre özlüer), şarkı sonuna doğru ikinci kez tekrarladığı "elim kana bulanmış,ben ondan kaçtıkça" kısmında,işte tamda buraya kadar ağlamamak için kendimi tutmalarım işe yaramadı ve feryat figan oldum,bir hırs ve kızgınlıkla...
günah dolu bu vücut
neden doymak bilmez
aldatmak işkence
neden ölüm gelmez
elim kana bulanmış
ben ondan kaçtıkça
bu son olsun yüreğim huzur bulsun
daha fazla nefret edemem kendimden
yarınları öldürdüm
nefretim kederimden.................
söz,müzik ve vokalin muhteşem sentezi sonucu ortaya çıkan "buz" parçası.nakaratı insanı kendinden alıyor,gitar teline her basıldığında insan biraz daha dibe gidiyor...
olmaz böyle bir şey. muhteşem bir şarkı. günde bin kez oturup dinlesem sıkılmam. buz grubunun adını ilerde çok duyacağımız kesin. solistte çok tatlı söylemeden geçmeyeyim.
(bkz: emre özlüer)
yar'ın kenarındayken , kenarındakiler için yazılmış gibidir bu baba şarkı, ki son zamanlarda duyduklarımın en iyisi...
erimeye başlamış buz gibi bir hayatın ortasında yankılanıyorsa; göğsünüzü tırnaklarıyla kazır, baş ağrısı yapar, can acıtır, can acıttıkça kendi canınızı acıtma hissini artırır,,, dur biraz daha ses vereyim....yarınları öldürdüm diyor...dur bi sigara daha yakayım...kesmez ki,,, etil alkol lazım; dolapta bira olacaktı(...)
nerde kalmıştık?.."yarınları öldürdüm"...iyi bok yedin..ben de öldürdüm napacaz şimdi...hadi şerefine ...helal olsun sana şarkıyı yazan arkadaş... yarınlarına da yazıklar olmuş,,, yarınlar,,, ne ki lan yarınlar?, geçmişte çok bi halt oldu da sanki bi de yarınlar kaldı...
pişmanlıkların her biri kuduz köppek gibi uluyor yanıbaşımda,,, ne yarını?...
öptüğüm kızlar geliyor aklıma..ama en çok öpemediklerim ve hiç öpemeyeceklerim...
sildim her birini...sevmekten vazgeçtim...yarınlarla beraber yaktım yıktım hepsini...darmadağın ettim...
ne yarını, yarın mı kaldı olum...sonsozluk gibi uzak geliyor bana...
yarınlar , sizin de şerefinize , size kaldırıyorum kadehimi...öldürdüğüm yarınlar...
not:klip biterken bir uyarı yazısı çıkar: "balkon, merdiven, asansör boşluğuna yaklaşma"... çünkü dirayeti yüksek olmayan bünyelerde aşağı salınma çoşkusu uyandırabilir...dikkat!..
ha bu arada; şarkıyı yazan arkadaş,,,kıskanmadım da değil seni hani,,,
neyse,,,tekrar şerefine...helalin var!... bu son olsun,,, yüreğin huzur bulsun!...
"daha fazla nefret edemem kendimden" kısmıyla tam süper olmuş ancak ardarda 100 kez dinlenmesi gerekmeyen şarkı. arabesk sözlere sahip sanki biraz da...
insanın boğazını düğümleyen ve her seferinde ağlatan şarkı. kendinden nefret etmesen de yaptıklarını düşündürüp, hayatın boktan tarafını görmenize neden olan buğulu şarkı. dumanların içinden çıkıp ruhunuza işler gibi. yarınları öldüren insanın pişmanlığını içine doldurduğu, paramparça edebilen çalışma. bunalımdayken ya da puslu günlerde dinlenmemesi gereken ilk şarkı.
"günah dolu bu vücut neden doymak bilmez?" girişi zaten parçanın nasıl devam edeceğini, güzeli daha güzel yapacağını, bağımlılık yaratacağını belli eder.
kaç senelik bu şarkı üç mü? hala bağımlıyım.
Bu parça hemen hemen yeni çıkmış; loş bir bar ortamı o devirler deli gibi sevilen ama bir türlü layık olunamayan sevgiliyle çok ama çok önemli bir konu üzerinde moral bozucu bir tartışma. suç erkekte, hem de çok büyük suç daha da kötüsü erkek eğer o an arayı yapamayıp o bardan çıkınca biliyor ki bu büyük suç yüzünden bir daha kızı göremeyecek , çünkü birkaç saat içerisinde kalkacak uçak, 3 aylığına ayrılık...
tartışma devam ederken Kız, erkeğin üzerine gittikçe daha güçlenmekte. erkek ise kız üzerine geldikçe sözcüklerini tüketmekte ve biraz zaman sonra erkek tamamen susmuş başını öne eğmiş söyleyecek ve yapacak başka bir şeyi kalmamış, kendinden nefret etmekten başka...
işte tam o anlarda arka planda ilahi bir dokunuş gibi bu parça çalmaya başlar, kızın üzerine gelmesiyle sersemleyen erkek şarkının sözleriyle nakavt olur . kız paramparça ettiği başını kaldıracak yüzü kalmayan erkeğin üzerine hala giderken kafayı kaldıran erkek saatine bakar "uçak kaçacak gitmem lazım" der ve barın merdivenlerinden yukarıya doğru çıkıp havaalanının yolunu tutar.
O günden sonra deli gibi sevdiği ama layık olamadığı kızı tekrar görmez, göremez.Ondan yegane yadigar da bu parça kalır erkeğe, ama parçanın sahibi grup da dağılır belli zaman sonra.
yıllar sonra bile ilk dinlendiğindeki hissiyatı yaşatabilen şarkıdır. bir zamanlar bacağa kazınan "neden ölüm gelmez" sorusunu hatırladıkça ilginçtir, insanı güldürebiliyor.