nefret edilen küçük ve önemsiz şeyler

    61.
  1. - yeterince uzun olduğu halde bir yere takıldığından dolayı yaklaşmak bilmeyen şarj kablosu.

    - gece karanlığında dengenizi bozmaya çalışan, koridorun tam ortasında duran sinsi terlik teki. (diğer teki başka bir yere konumlanmıştır, sebebi hakkında gram fikrim yok.)

    şu ikisi yüzünden rage quit yapacağım bir gün.
    4 ...
  2. 2.
  3. -içeride kapının kilit yuvasında anahtar olması sebebiyle, dışardan sokulan anahtarın kilidi açma görevini yerine getirememesi ve kapıyı çalmak zorunda kalmak. sorun kapıyı çalmak değil de, anahtarı soktuktan sonra, açma eylemini gerçekleştirememek. nedense akşam eve bu olayı yaşadıktan sonra girmemin ardından, o akşam hiçbir şey eskisi gibi olmuyor...

    -kravat boyunu bir türlü ayarlayamamak. kemer ile kravat ucu arasında 3 cm boşluk olmalı takıntımdan dolayı, bu uğurda 9 deneme yapmış, 25 dakika kaybetmiş, işe geç kalmışlığım vardır.

    -yeni alınan ayakkabıya yanlışlıkla birinin basması. tanıdığım biriyse bir ay konuşmam. tanımadığım biriyse gülümseyerek "sorun değil" derim, ama bir ay küfreder, kulaklarını çınlatırım.

    -traş olurken yüzde küçük küçük kırmızı noktalar olması. kırmızı noktadan kastım tabii ki kan. bunlar bir türlü durmak bilmez, peçetede küçük küçük kırmızı noktalara sebep olurlar, havlu kullanamazsın…

    -otobüste koltuktan kalkarken kafayı tutacaklara çarpmak. sanki bütün otobüsün, şöför dahil, bunu gördüğünü düşünürüm. bu eylemden sonra fonda acıklı bir müzik duyarım hep...

    -kulaklığın kulaktan düşmesi. burada fonda müzik falan kalmaz işte...
    3 ...
  4. 4.
  5. Yeni aldığın ayakkabının üzerine basılması.
    3 ...
  6. 7.
  7. 1.
  8. aslında nefret edildiği söylenemez daha ziyade gıcık olmak, uyuz olmak ve ya sinir olmak tabirlerinin kullanılması daha uygundur. o kadar küçüktürlerki nefret etmeye değmezler* yeri geldiğinde ifrit olmak tabiri de kullanılabilir. şayet örneklendirmek gerekir ise;

    - bisküvi kelimesini "bisküvit" daha da kötüsü "püsküüt" şeklinde telaffuz etmek
    - ekşi kelimesini "eşki" şeklinde telaffuz etmek
    - tansaş kelimesini "tanşaş" şeklinde telaffuz etmek
    - şemsiye kelimesini "şemşiye" şeklinde telaffuz etmek
    - uzamış tırnakların tahta ve ya duvara sürttürülmek suretiyle çıkan insanı çileden çıkaran garip ses
    - toplu taşıma araçlarında* koridor tarafında otururken* ayakta olan kişilerin* bilumum yerlerini kolunuza, omzunuza , kafanıza değdirmeleri. bundan korkunç ötesi derecede rahatsız olmak. sırf bu yüzden otobüste cam kenarına oturmak için türlü şebeklikler yapmak zorunda kalmak. hatta sırf bu yüzden kendini otobüslere ilk duraklardan binmek zorunda hissetmek.*
    3 ...
  9. 25.
  10. açılmamış şam fıstığı.
    2 ...
  11. 37.
  12. mesajın sadece bir gülücükle karşılık bulması.

    -hede hödö bla bla bla...
    - : )

    amına koyayım, mesajımı cevapsız bıraksan daha iyiydi be.
    2 ...
  13. 43.
  14. televizyonun üstünde devamlı kaldırmak zorunda kaldığım örme dantel el işleri. *
    2 ...
  15. 50.
  16. sıvı sabunla el yıkarken, azami itina gösterilmesine rağmen bir miktar sıvı sabunun avuçların arasından kayıp lavaboya düşmesi.
    2 ...
  17. 6.
  18. kaşık, çatal, bıçak gibi mutfak aletlerinin tabakta çıkardığı vıjırt sesi.
    *
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük