nefret edilen ilkokul öğretmeni

entry16 galeri0
    1.
  1. tahtada bölme işlemi yaparken sayıları küçük yazdığı için yanına gelip kulağını çekip yapamıyosun deyip öğrenciyi yerine gönderen hocadır. bıyıklıdır, gözlüklüdür, keldir.
    4 ...
  2. 2.
  3. başka okulda okuyan oğlunu sınıfa getirip sürekli hepinizden akıllı oğlum diyen godoştur.
    4 ...
  4. 3.
  5. sınıfa sinirlenip bir gün boyunca matematik yaptıran 5. sınıf hocasıdır.
    2 ...
  6. 4.
  7. öğrencileri sıra dayağından geçiren öğretmendir.
    4 ...
  8. 5.
  9. derse 10 saniye geç kaldı diye 1 metrelik cetvelle öğrencinin avuç içinde şov yapan örtmendir.
    3 ...
  10. 6.
  11. aylık alınan dergilerdeki gerekli gereksiz her şeyi deftere geçirmenizi istedikten sonra derste örgü ören öğretmendir.
    3 ...
  12. 7.
  13. istisnasız "rrspu" olarak anılan öğretmendir. tasvip etmiyoruz tabi. öğretmendir, sevilmez, sayılır.
    2 ...
  14. 8.
  15. 7 yaşına gelene kadar ki süreçte gayet muzur vs.. bi çok salaklıklar yapıp herkesi güldüren çocuk, 7.yaşın eylülünde kızıl, kısa saçlı, sinirli, cırtlak sesli bi kadınla karşılaşır ve bir anda haftanın 5 günü saat 8.30-2.20 arası sessizlik abidesi sınıfın en sessiz kız çocuğu seçilir. nedeni ise devamlı olarak ses çıkartan öğrencilerin avuç içlerine vurulan cetveldir,ondan da önemlisi en gözümün korktuğu an dört işlem yapamayan çocuğun kafasını tahtaya vurmasıydı 2-3 defa... ah ah ne zamanlardı sırf onun yüzünden 5. sınıfta başka bi okula geçtiğim de erkek hoca girmesini istemiştim ya allahtan kabul etti duamı herhalde artık o kadar tırsmışım ki *
    2 ...
  16. 9.
  17. okuma-yazma bilerek okula başlayan öğrencisi diğer öğrenciler gibi çizgi çizmekten sıkılmışken ve sıra altında ayşegül serileri okurken kitabı onun elinden alıp o kitapla öğrencisinin kafasına vurarak "dersle ilgilen" diyen öğretmendir. * *
    1 ...
  18. 10.
  19. matematik derslerinde dergiden ondalık sayıları okumaktan başka bir şey yapmayan hocadır. bunu iki sene sürdürür ayrıca.
    0 ...
  20. 11.
  21. ilkokul öğretmeni, vezir de edebilir rezil de...
    0 ...
  22. 12.
  23. 5 sene boyunca yaşattığı travma için, bu yaşa gelmeme rağmen hala konu açılınca haksızlıklarını hatırladıkça, sesimi titreten gözlerimin dolmasına neden olan, özgüven eksikliğimi ve sosyal fobimi yıllarca üstüne gitmeme rağmen zorlukla kırmama neden olan insan. Aklımın almadığı bu kişi bir öğretmendir, annedir, en önemlisi insandır. Küçüçük o kalplerde yarattığı kırıklıklar için kendisini affetmeyeceğim.

    Daha o yıllarda sınıf içinde benim kategorilendirdiğim 4 sınıf vardı. Maddi durumu düşük olanlar (en çok ezilenler), orta halli ve ailesi arayıp sormayanlar, orta halli ve ailesi arayıp soranlar, ailesi bilinçli olan üst düzey yada zengin öğrenciler (dokunulmazlar). Bir de öğretmenin çevresinde olup, her dediğini onaylayan, yağ çeken birkaç kişi vardı, onları saymıyorum. Daha o yıllarda bunları gözlemleyip fark etmemi sağlamıştır. Ben orta halli ve ailesi arayıp sormayanlardandım, inanılmaz sessiz olmama rağmen, yediğim dayağın sayısını hatırlamıyorum. Maddi durumu kötü olanlar ise daha beter dayak yerlerdi, onları kazanmak adına bir şey yapılmazdı, bu adaletsizliği gördükçe içim o yıllarda cız ederdi, üzülürdüm. Şimdiki nesil bu yazdıklarımı okuyunca anlamayacak, belki bu kadar da olmaz diyecek, ama böyle bir nesildik işte 80 öncesi. Anaokuluna hiç gitmemiş, ilk defa öğretmen gören, zihninde başka bir öğretmen tasviri olmadığı için, herkesi böyle zanneden ve bir yaşa kadar da anlamlandıramayan.

    “Bu sınıfta olan, bu sınıfta kalacak, hele bir duyayım” diye sağlam tehdit eden, korktuğum için anneme bile 3. sınıfa kadar başıma gelenleri anlatamadığım,

    Aslında ingilizce branşını seçeceğini ama az bir puan farkıyla kaçırdığını, istemeyerek sınıf öğretmeni olduğunu defalarca vurgulayan,

    “Altın Bilgi” adı verilen koca bir ansiklopediyi ve o ders gününe ait tüm kitapları çantalarımızda taşımamız için bizi zorlayan, unutunca sıra dayağı atan,

    Öğretmenler gününde kuyruk oluşturup herkesin hediyelerini teker teker açan; ruj, güzellik malzemesi vs istemediğini belirten, parası olmayıp alamayanları ve o sıraya giremeyenleri rencide eden,

    5. sınıfta vedalaşırken okul aile birliğinin herkesten para toplaması sonrasında altın bileklik ve ucundaki küçük altını beğenmeyip, “filanca öğretmenin öğrencileri televizyon almış” diyebilen…

    Gelelim kendi hatırladığım özel anılarıma:

    Daha 1. sınıfta kırmızı kalemimi vermediğim için beni şikayet eden arkadaşımın sözleri üzerine, bunun yanlışlığını güzel bir yaklaşımla anlatmak yerine herkesin önünde beni paylayan, aşağılayan,

    Yine 1. sınıfta, küçük a harfini yaparken saat yönünde çevrilmesi gerektiğini söyleyen ve bunun tam tersini yapan solak bir çocuk görünce, beni tahtaya kaldıran, bir 5 kez yaptıktan sonra benim de çocukla aynı yönde yapmam üzerine salak diye aşağılayıp, birde üstüne döven,

    ilkokuldaki kollarda beni temizlik koluna seçen, teneffüs aralarında kooperatif zeminindeki simit susamlarını süpürten,

    ilkokul 2. sınıfta bana yaşattığı stres nedeniyle saçlarımın tutam tutam dökülmesine neden olan,

    3. sınıfa kadar sınıfın en tembellerini yanıma oturtan, bunlardan birkaçıyla sorunlar yaşamama rağmen, tekrar yan yana getirten. Diğer çocuklar beden dersi yapıp, koşup oynarken, önümde hece kitabı, yanımda 3. sınıfa gelmesine rağmen hecelemeyi bilmeyen bir öğrenci ile tekrar yaptırtan, koşup zıplayan öğrencilere yutkunarak bakmama neden olan,

    Burnum kanadığım zaman yüzüme tiksinerek bakan,

    Sürekli en arka sırada oturmamı sağlayan. Diğer uzun arkadaşları ara sıra önde oturmalarını sağlayan, beni hiçbir zaman görmeyen ve hatırlamayan,

    23 Nisanda şiir ezberlememizi isteyen, en arkada oturmama rağmen ağzımı kıpırtdattığımı görüp şaşırdığını söyleyen profesör çocuğu (dokunulmazlar) öğrencinin şikayeti üzerine “zaten senin dilin çok uzadı” diyip, herkesin içinde azarlayan, okuldan eve kadar ağlamama neden olan, arkadaşlarımın üzülme diye teselli etmesine sebep olan,

    62 den tavşan yapıp gözü kapalı öğrencinin kuyruğunu çizmeye çalıştığı bir oyun oynatan, bir 20 öğrenci kalktıktan sonra, beni de oynamak için seçtiğini sandığım ve “öğretmen beni sevmiyo ama yoksa seviyo mu” diye çocukça bir düşünce sonrasında, “ al bundan sonra arkadaşlarının gözünü sen bağla” deyip, gözlerimin dolmasına, boğazımın düğümlenmesine neden olan,

    Müfettişin okulu ziyaretinden sonra, benim en az bir 4 kez söz almama rağmen, en ufak bir söz alanı hatırlayan ve teker teker teşekkür eden ancak beni sürekli unutan,

    Okul aile birliğinin sattığı biletleri sen hiç almadın diye zorla aldırtan,

    Evet aradan 25 yıl geçti ve bunlar şu an hatırlayabildiklerim. Daha bir dolu anı var.

    Yıllar sonra komşumuzu gördüğünde benim için “ o problemli bir öğrenciydi zaten” demiş, komşumuz da beni savunup çok başarılı olduğumu söyleyince “ kimin öğrencisi” demiş kendisi. Tek problemim fazla sessizliğim, ürkekliğimdi herhalde. Ama madem problemliydim a hocam, problemli bir öğrenciye böyle mi yaklaşılırdı.

    Tüm bunları niye mi yazdım. Benim nacizane öğüdüm, yaşadıklarımdan çıkardığım bir ders olarak, anne-baba olarak çocuğunuzu duygu durumunu sıkı takip edin, öğretmeni ile sürekli iletişimde olun ve varlığınızı hissettirin.
    4 ...
  24. 13.
  25. 14.
  26. mehmet hayati torunoğlu.

    taşınmamız sebebiyle melek gibi bir öğretmenden sonra senin gibi bir hayvanın eline düştüm. umarım ki bir şekilde belanı bulmuşsundur.
    0 ...
  27. 15.
  28. Nefretten ziyade büyük bir kırgınlık diyelim. Çok savunmasız olduğunuz ve hayata dair herşeyi yeni öğrendiğiniz bir dönem. Eminim bu öğretmenlerin birçoğu, bir çocuğun kalbinde açtıkları hasarın ve gelecekteki etkilerinin farkında değillerdi. Onların başarı ölçütü sadece öğrencilerinin iyi okulları kazanmalarıydı (Yani tamamıyla kötü insanlar değillerdi, yine belki kendilerine dönük de olsa bir amaçları vardı).Oysa önemli olan önce insan olmanın erdemlerinin öğretilmesi değil miydi? Burda bahsi geçen öğretmenler kendilerine uygun olmayan meslekleri seçmişler, hayat belkide tesadüfen onları o statüye getirmiş, çocuklara karşı sabrı olmayan, disipline etmek adına ipin ucunu kaçıran insanlar, çocuk psikolojisinden zerre anlamayan kişiliklerdi.
    0 ...
  29. 16.
  30. 45 50 li yaşlarda menopoz sendromu yaşayan kalpsiz,ruh hastası bi kahpedir.
    aradan 10 sene geçti hala nefret ediyorum kadından öldüyse de mezarında dik yatsın amına kodum orospusu.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük