Nef'i nefidir, yararlidir. Türk divan siirine hiciv ve kasideleriyle damgasini vurmus, dilinin kemigi olmayisiyla ilk yargilanmis ama ceza almadan yirtmistir. Sultan murat nef'iye hiciv yazmamasini rica etmis ama ricasina karsikik bulamamistir. Sarayin odunlugunda kementle bogulmus bir halde bulunup bogaza atilmistir bu pek degerli alim'in cesedi. Her sair gibi olmadigindan her sair gibi de olmamistir olümü. Her daim farklidir ve farkli da son bulmustur.
Nef'i çok iyi bir şair olduğu için infazından vazgeçilmiştir. Padişaha gönderilecek belge yazılırken Nef'i de oradadır. Belgeyi bir zenci yazmaktadır ve kâğıda mürekkep damlatır. Nef'i de bu olay üzerine "Mübarek teriniz damladı efendim" diyerek yaşama şansını kaybeder.
siham-ı kaza'da ağır küfürler kullanmış şair, büyük şair.
Vahdeti'ye yazdığı bir hicviyeden alıntı:
ey vahdeti arz-ı hüner et gel ne durursun
erbab-ı maarifle durursun oturursun
amma götün(ün) ağzın(i)le fark(ı) yok ancak
zira gazelün oku dedikçe osurursun.
ganizade mehmet efendi'yi de böyle hicvetmiş:
binince kirli nigar'a celali oğlanı
elinde kir-i dirazı yeter ana mızrak
sokub götüne çıkardıkça anı fercinden
donu olur o mızrağın ucunda bir bayrak
^^burada mehmet efendi'ye pasif gay denilmiş.
yine mehmet efendi'ye:
bir iki kıta dediyse tutalım kirli nigar
şair olsun mı ya andan gerede orfanası
ne yaraklar kodum amma yine ister kahbe
sike doymaz bir amından kazığa saplanası.
--spoiler--
Vezir Bayram Paşaya yazdığı ve bir yerinde vezire
sen kadar düşmen-i devlet mi olur a hınzır (senin kadar büyük devlet düşmanı mı olur)
ne turur saltanatun sahibi bilsem a köpek
(neden durur saltanatın sahibi, bilsem a köpek)
diye hitap ettiği şiirinden dolayı ünlü hiciv şairi Nefî idama mahkum olmuştur. idamına dakikalar kala, araya birilerinin girmesi sonucu, Dârüssaâde Ağası şairin affı için aracılık yapıp sadrazama mektup yazmayı kabul eder. Nefî ise başında durmuş, mektubu yazan zenci ağayı seyretmektedir. Az sonra bir damla siyah mürekkep kalemden düşüp beyaz kâğıda damlayınca, Nefî çenesini tutamaz ve zenci ağaya dönerek, ölümüne sebep olan son espriyi yapar: Efendim, teriniz damladı!
Ağa öfkelenip mektubu yırtarken, Nefî cellâdın yağlı kemendine teslim edilir ve sarayın odunluğunda kementle boğularak cesedi denize atılır.
Ölümünden sonra kendisi için söylenen beyit meşhurdur:
17. yüzyıl divan şairlerinden biridir. Dili çok keskindir. Hicivleri ve kasideleri ünlüdür. Keskin dili yüzünden boğdurularak öldürüldü.
Halk arasında Nef'i efendinin ölümü hakkında şöyle bir rivayet geçmektedir: Nef'i çok iyi bir şair olduğu için infazından vazgeçilmiştir. Padişaha gönderilecek belge yazılırken Nef'i de oradadır. Belgeyi bir zenci yazmaktadır ve kâğıda mürekkep damlatır. Nef'i de bu olay üzerine "Mübarek teriniz damladı efendim" diyerek yaşama şansını kaybetmiştir.
ilk mahlası zarr' i yani zararlı olan divan edebiyatının en sivri dilli şairidir. zira sivri dili ilerleyen yıllarda başına dert açacak boğdurularak boğaza atılacaktır. siham-ı kaza yani kaza okları onun hiciv türünde ne denli ileriye gidebileceğini göstermesi bakımından mühimdir.
17. yüzyıl divan edebiyatının güçlü hiciv sanatçısı, şairi. ilk mahlası zararlı anlamına gelen zarri olan şair keskin dili yüzünden dönemin padişah'ı 4. murad'ın tüm uyarılarına rağmen bu huyundan vazgeçmemiş ve idam cezasıyla cezalandırılmıştır. ölümünün arkasından ise ahmedi tarafından şöyle bir beyit yazılmıştır.
Ey dil hele alemde bir adem yoğ imiş
Var ise de ehl-i dile mahrem yoğimiş
Gam çekme hakikatte eğer arif isen
Farz eyle ki el`an yine alem yoğimiş
Nef`i
Ey gönül! Hele şu dünyada adam gibi adam yokmuş.
Var ise de gönülden anlayan bir sırdaş bulunmuyormuş.
Eğer bilge isen, şu dünya için asla gam çekme.
Ve tut ki dünya diye bir şey de zaten yok imiş.
top kontrolü üst düzey olan müthiş golcü. adam her açıdan topu tek dokunuşta önüne alıp şuta hazırlıyor ve sonra çakıyor.
bana kafir demiş müftü efendi (bak, sert gelmesine rağmen kontrole bak)
tutalım ben diyem ona müselmân (düzeltti şu an)
vardıkta yarın rûz-ı cezâya (vücudunu hazırladı)
ikimiz de çıkarız onda yalan (ve gömçürdü)
başka bir örnek;
tahir efendi bana kelp demiş (bak havadan geliyor top sert geliyor)
iltifatı bu sözde zahirdir, (tık diye aldı göğsüne gördün mü)
maliki mezhebim benim zira, (ayağıyla topu kaldırıp pozisyonunu aldı)
itikadımca kelp tahirdir. (rövaşatayı gömdü)
bir rivayete göre ise Nef'i çok iyi bir şair olduğu için infazından vazgeçilmiştir. Padişaha gönderilecek belge yazılırken Nef'i de oradadır. Belgeyi bir zenci yazmaktadır ve kâğıda mürekkep damlatır. Nef'i de bu olay üzerine "Mübarek teriniz damladı efendim" diyerek yaşama şansını kaybeder.
nefi lakabını kendisine erzurum defterdarı olan Gelibolulu Müverrih Ali vermiştir.
tahir efendiye yazdığı hiciv ile ünlüdür.
dönemin padişahı 4. Murat tarafından uzun yıllar korunumuştur.
daha sonra 4.murat nefi'den hiciv yazmaması istemesi üzerine
nefininde söz vermesine rağmen Vezir Bayram Paşa hakkında hiciv yazması kendisinn boğularak öldürülmesine neden olmuştur.