17. Yüzyıl divan şairlerindendir. Hiciv ustasıdır. Kasidede de iyidir. Farsça ve Türkçe divanı vardır. En ünlü eseri de siham-ı kaza (kaza okları) adlı eseridir. Siham-ı kaza'da ağır küfürler kullanmıştır. "vezin tutsa babamı bile hicvederim" demiştir. ilk önceleri dördüncü Murat'la iyi anlaşırken, eleştirinin dozunu kaçırınca dördüncü murat tarafından boğdurulmuştur. Boğdurulma anı için şöyle bir rivayet vardır:
iki tane zenci cellat, nefi'yi idam etmek için bir odunluğa götürmüş, zencinin alnındaki ter de yere düşmüş. Bunu gören nefi, "efendim, alnınızdaki mürekkep yere aktı" demiş. Bunu duyan zenci, nefi'yi hemen boğmuş.
Kendisinin bir hicvi:
Tahir Efendi bana kelp (köpek) demiş,
iltifatı bu sözde zâhirdir, (açıktır, bellidir)
Malikî mezhebim benim zira,
itikadımca kelp (köpek) tahirdir.
Divan edebiyatı sanatçılarından en sevdiklerimden biri. Hiciv ustası olarak tanınır ama kendine övgü dizdiği kasideler akla durgunluk verir. Bir kelimenin yerini değiştirirseniz o büyü yok olur.
Öyle bir dönemde kendini peygamberden ve hatta allah'tan üstün tutmak ve bunu açık açık yazmak müthiş bir cesaret ve delilik gerektirir.
her daim kuyusunu kazanlar sonunda nef'i'nin de canını almayı başardılar. Böyledir zaten. Arkanıza dini ve din tüccarlarını alınca dünyanın sahibi rolünü üstlenebilirsiniz.
, (d. 1572, Hasankale, Erzurum – ö. 1635, istanbul), 17. yüzyıl Türk şâirlerindendir. Kasidede gerçek bir varlık göstermiş ve gerek kendi zamanında, gerekse sonraki yüzyıllarda kaside yazan bütün şairlere etki eden şâir ve edebiyatçı.
Asıl adı Ömer olan[1] Nef'i 1572 yılında Erzurum'un Hasankale'sinde doğdu. Bundan dolayı devrin kaynakları Nef'i'den Erzenü'r-Rumî diye söz ederler. Babası ülkesinin efradından Sipahi Mehmed Bey diye anılan bir kişidir. Daha küçük yaşlardan itibaren güçlü bir eğitim gördü. Öğrenimini Hasankale'de başlamış, sonra Erzurum'a gelerek devam ettirmiştir. Burada Türk edebiyatının ünlü eserlerini okudu, Arapça ve Farsça öğrendi. Nef'i Erzurum'da öğrenimini sürdürürken genç yaşında şiir yazmaya da başlamıştır. ilk mahlası Zarrî "zararlı"dır. 1585 Erzurum defterdarı olan Gelibolulu Müverrih Ali, şiirlerini görmüş, beğenmiş ve bu genç şaire Nef'i "nafi, yararlı" mahlasını vermiştir. Kürtçe şiirleri vardır.
aklıma gelmişken, nef'i'nin idamına dair anlatıgelen olaylardan biri de şudur, nef'i idam edilmesin diye ileri gelenlerden biri padişaha mektup yazdırır. nef'i de o sırada oradadır. mektubu yazan katip zencidir. bir anda mürekkep kağıda damlar ve yazı berbat olur, nef'i de katibe ''efendim teriniz damladı'' diyerek kelleyi kurtaracağı son şansı da kaybeder ve istanbul boğazının dibini boylar.