haksız yere tutuklandıklarını herkesin kabul ettiği gazetecilerin tahliyeleri tabii sevindirici bir olaydır. ama, nedim şener, ahmet şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk'un tahliyesine dair ara kararının gerekçesinde," atılı suçların vasıf ve mahiyeti", "suç vasfının değişme ihtimali" ve "içeride yatılan süre" den söz edilmektedir. bu sanıklar haklarındaki "delillerde" hangi değişiklik olmuştur ? bu kararın gerekçesinde sadece belli tahliye şablonları vardır. tıpkı tutuklanmalardaki şablonlar gibi. öte yandan, diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesinde de şablon kullanılmıştır. soner yalçın ve diğer sanıkların durumlarında ne farklılık vardır ? sadece, ülkede ve dünyada dikkatler en çok nedim şener ve ahmet şık gibi üzerlerinde olmadığı için diğer sanıklar tahliye edilmemişlerdir.
bu gazetecilerin tutuklanmaları da tahliyeleri de tamamen siyasidir. gerek iç gerekse de dış kamuoyunda giderek artan "dikta" ve "keyfilik" eleştirilerinin hafifletilmesi ve duyulan endişelerin giderilmesi amaçlanmaktadır.
tartışılması ve unutturulmaması gereken esas nokta budur.
türkiye'de özgürlükler boğazlanmakta, eleştiriler yükselince bir iki manevra ile kazan basıncı düşürülmekte, ardından yine hak ve özgürlükler eğik düzlemde gerilemeye sistematik olarak devam etmektedir.
bu bağlamda, ilker başbuğ'un geçenlerde avukatı aracılığıyla açıkladığı gibi, "tahliye olmak özgür olmak anlamına gelmemektedir".