aynı şartların aynı nedenleri ve aynı sonuçları doğurduğunu söyleyen bir düşüncedir. nedensellik bilim anlayışıdır. determinizm felsefi anlayışıdır. modern hali ise causality'dir.
nedenselliğe göre her şey fizikidir ve bilimsel yasaların önüne geçilemez. özgür irade (rastgelelik) yanılsamadır.
kuantum dolanıklığı ile tartışmalı hale gelen bir düşüncedir.
david Hume'in analizine göre, neden ve sonuç arasındaki ilişki a priori (önsel) bir ilişki değildir. Bir nesnenin tecrübi niteliklerinden hareketle, onun nedenlerine veya sonuçlarına ulaşmak mümkün değildir. Örneğin, ilk kez ateş gören bir kişi, ateşin elini yakabileceğine dair bir fikre sahip olamaz.
david hume'yi etkilediğine inanılan gazali'ye göre nedensellik, bir alışkanlığa dayanır. Bu alışkanlık nesnelerin veya olayların ard arda gelmesi sonucu oluşur. Bu ard arda gelme süreklilik ya da tekrarlılık gerektirir. Nedensel ilişki objelerin kendisinde değil zihinde meydana gelen bir ilişkidir.
nedensellik, genel olarak nedensellik ilkesi olarak bilinen; olay ve olguların birbirine belirli bir şekilde bağlı olması, her sonucun bir nedeni olması ya da her sonucun bir nedene bağlanması durumuna denir.
ilerlemeciliğin bir parçası. Hakikatin bilgisine sahip olmayanların kendilerine yol gösterici edindiği bir tür saçmalık. Şunun nedeni bu değil sen hakikatin bilgisine sahip olmadığın için şunun nedeni budur demek zorunda kalıyorsun.
yani şöyle şimdi. kendime anlatıyorum yanlış anlaşılmasın.
dünya da herhangi bir cismi boşluğa bırakırsan düşer.
bunun nedenleri vardır. yer çekimi, kütle vs ama kainatta farklı bir ortamda bu gerçekleşmeyebilir.
buradan şuna gelicem. varolan her nesneyi, eşyayı başka biri yani bir sebep ortaya çıkarmıştır ama bu kainatın başka bir yerinde geçerli olmayabilir. o nesne hep vardır ve kimse de onu yapmamış, ortaya çıkarmamış olabilir.
ben bunları kulaktan dolma bilgilerle yazıyorum. derin bilgim yok. buradan hareket ederek başka ilkeler de çıkarılabilir mi? şimdi deniycem bakalım.
mesela zaman kavramı yoktur. zaman, insanların tıpkı metre gibi kendi bağıl karşılaştırma gerecidir, desem ne olur. neyle desteklerim bunu.
lan öyle bir yazdım ki destekleyecek bişey bulmama bile gerek kalmadı.
yok tabi hani gösterin zamanın gerçekten var olduğuna dair bi kanıt. taş vardır kaya vardır ama zaman yok. varsa hani.
genişletelim lan bunu. hoşuma gitti.
bu kavramın geçerli olmadığı uzaylar var kabul ediliyor.
yani bir oalayın gerçekleşmesi için bir neden gerekmiyor.
kendiliğinden oluşuyor.
tabi olayı çok başka taraflara götürüyor.
insanın kafası almıyor tabi.
düşünsene durup dururken önünde bir sofra kuruluyor, kim kurdu belli değil. hatta sofrayı kuran birisi yok.
bilimin yapı taşı gibi bir şeydir ancak kuantum mekaniği üzerine yapılan çalışmalar sonrasında nedensellik ilkesi büyük bir darbe yemiştir. bu demek değildir ki nedensellik artık geçersiz değildir, elbette hala geçerli. ancak makro kozmosta nedensellikten faydalanırken mikro kozmosta kuantum mekaniği sayesinde olaylara çözümler getirilir. biz de bunun üzerine bu ikisinin ortak bir noktada birleşmesi gerektiğini düşündüğümüz için buna uyacak bir teori geliştirmeye çalışıyoruz olay bu. başarılabilirse ne güzel, ancak başarılamayacağı görülüp vazgeçirilirse ortaya daha iyi zekalar tarafınadan yeni ve daha tatmin edici teoriler atılacaktır elbet. belki de bundan yüzlerce yıl sonraki insanlar için bu olay en basitinden fizikteki etki-tepki kuvveti misali açıklanabilir bir hal almış olacak. "tanrı zar atmaz" diyen einstein bile yanılıp olanlara anlam veremediyse daha kim bilir neler göreceğiz neler. daha çok yolumuz var çok.
bir şey kendi nedeni değilse o halde her zaman başka bir şeye ihtiyaç duymak zorundadır ki o zaman bu sonsuz döngüye girer. bundan kaçmak için ise bir şey her şeyin nedeni olup kendi nedensiz olmalı denilip işten kaçmaya çalışılır.
önerme mantığında tutarlılık önemlidir.
her şeyin var olmasının bir nedeni vardır
tanrı da vardır
o zaman onun da var olmasının bir nedeni vardır.
böyle bir sonucu siz alıp,
her şeyin bir nedeni vardır
tanrı vardır
ama tanrı her şeyin nedeni kendi nedensizdir.
böyle yaparsanız. bu önerme kendi içinde tutarsız olur.
bir şeyin ya nedeni vardır ya yoktur, varlık nedensellik gerektirirse o halde var olan her şeyin nedensellik gerektirmesi lazım. ( aksi halde var olamaz zaten)
bu yüzden var olmanın bir nedeni vardır değip diğer var olana hayır bunun nedeni yoktur diyemezsiniz.
Sebebi neticesine, illeti (neden)i illetten doğan şeye bağlayan nisbet ve bağ. Bu ilkeye göre her olgu ve hadise bir illet veya sebepten doğar, sebepsiz hiçbir şey meydana gelmez, aynı şartlar altında aynı sebepler aynı neticeleri doğurur.
Nedenselliğin çeşitli şekilleri vardır: Tecrübi (deneysel) nedensellik: Burada illet (neden) diğer bir hadisenin, o olmadan hiçbir zaman meydana gelmediği hadiseden ve yahut daima onların birleşmesinin yardımıyla meydana geldiği hadiseden ibarettir.
Metafizik nedensellik: Bu, bir yaratıcı kudretin, varedici cevherin nedenselliğidir.
intihal edici (geçici) nedensellik: Sebep durumunda olan fiilin birşeyden diğerine intikali suretiyle olan nedenselliktir.
Kant'ın "kategorileri'nîn girişinin de adı olan nedensellik terimi kaynağı bakımından tartışmaya açıktır. Gerçekten bazı filozoflar nedensellik kavramının zihnimizde doğuştan varolduğunu, dolayısıyla a priori olarak kavrandığını ileri sürerler. Sözgelimi Descartes bu fikirdedir. Ona göre mantıki apaçıklıklara dayanarak, bir sonucun, tahlil (analiz) yöntemiyle nedeninden istidlal edilebileceğini savunur. Descartes felsefesine bağlı Spinoza da aynı görüşü benimser. Ona göre belirli nedenden zorunlu olarak bir sonuç meydana çıkar, fakat hiç bir neden verilmemişse bir sonucun oluşması da mümkün değildir. Leibniz de aynı görüşü paylaşır.
Nedensellik terimi Kant'a göre, deneyden önce gelir ve her deney için zorunlu bir ilkedir, çünkü nedensellik ümidimizin temel bir ilkesi, kâr kategorisidir. Ancak Kant nedensellik ilkesini iki bağlamda açıklar a) Meydana gelme ilkesi: Ortaya çıkan veya oluşan her olay veya olgu, kendinden önce gelen herhangi bir olay veya olguyu gerekli kılar, b) Zaman içinde ard arda gelme ilkesi: Bütün değişiklikler neden-sonuç arasındaki bağlantı ilkesine göre olur.
Nedensellik kavramını a priori olarak açıklayanlara karşıt görüşü savunanlar da vardır. Bunlara göre zihin nedensellik kavramını ya da ilkesini duyu deneyleri aracılığıyla elde eder. Kendini zihne zaman içinde olup veya izlenimlerin sağladığı birikimle kabul ettiren nedensellik ilkesi, sonuçta mantık bakımından zorunlu bir ilkeye dönüşür. Hume ve Mill'in görüşleri böyledir. Onlara göre birbirini sürekli izleyen ve birbirine bağlı olan olay ve olayların tekrarlanmasıyla nedensellik kavram oluşur.
Nedensellik fikrini Francis Bacon un "Gerçekten bilmek sebep ve illetleri bilmektir." sözüyle özetlenmiştir. Gerçekte nedensellik ilişkileri, bilimde ve felsefede çok çeşitli şekillerde ortaya çıkmiştır, onun için tek bîr şekil altında ifade edilemez. Çünkü, bilimin devam edip giden ilerleyişi, yeni şekillerde nedensellik ilişkileri ortaya çıkarmaktadır. Çağdaş fizikteki gelişmeler dikkate alındığında nedensellik kavramının mutlak olmadığı ileri sürülebilir.
iktisadi düşünce tarzında yapılan hatalardan birisidir. Birbiri ile ilişkisi olmayan iki değişkenin aynı anda tesadüfi olarak birlikte değişiyor olması birinin diğerinin nedeni veya sonucu olduğu anlamına gelmez. Sadece birlikte değişim de söz konusu olabilir.
Eğer x, ynin bir gerekli nedeni ise, böylece y nin varlığı xin varlığını ifade eder. Ama, xin varlığı, ynin varlığını meydana getirmeyecektir.
Yani babamın varlığı benim varlığım için gerekli bir neden ise, benim varlığım bir babam olduğunu ispat eder. Ama benim varlığım babamın varoluşuna hiçbir katkı sağlamamıştır.
Her nedenin kendi içinde birbirine bağımlı veya bağımsız bir çok nedeni bulunabilmektedir. Aynı neden aynı sonuçlara götürür gibi bir özetleme yapmak mümkün değildir. Bulunulan yere, zamana, olaya ve kişiye göre binlerce kombinasyonu olabileceği şüphesizdir.
mekanist bir determinizmin ifadesi. evrenin bilinebilirliği nedensellikten öte bütünlükten geçer. bütünlüğün parçasal olarak incelenmesi ise nedenselliğin öznel koşullarından doğar ve gelişir.