Esen bir rüzgarla, gecenin güzelliğinde sigara, müzik eşliğinde bir hüzün gelir böyle nedenini bildiğin ama kendine bile söyleyemeyeceğin bir şey işte ben buna nedenini bilmediğin hüzün diye nitelendiriyorum.
Oturursun 1 saat, 2 saat, 3 saat....
Hindi gibi düşünürsün derler ya hah ondan işte düşünürsün saatlerce seni üzen şeyleri, sar baştan bir daha düşün ...
Bir vardım,
bir yoktum,
ben doğdum
Selimi Sâlis'in köşkünde.
Sebepsiz hüzün hocamdı
loş odalar mektebinde.
Harem ağaları lalaydı
kara sevdâma.
Uyudum,
büyüdüm
ve Nûrusiyâh'a ağladım.
Nûrusiyâh'a ağladığım zaman
annem sûzudilâra idi
ve babam bir tambur.
Annem sustu,
babam küstü
ama ben niçin hâlâ Nûrusiyâh'a ağlarım?
Nûrusiyâaah,
Nûrusiyâaahhh!
Asaf Halet Çelebi
Selimi Sâlis : Sultan III. Selim
Nûrusiyâh: Kadir gecesi bazı kişilere göründüğüne inanılan nur.
Aniden gelir . Birde yaninda birileri varken gelince o mal mal mevzudan kopus sanki kirk yil metris cekmis gibi gozun sabit bir noktaya dalisi ... bogrume ökuz oturdu halinin romantigidir.
Çünkü aslolan hep hüzün. Aynı karanlık gibi. Karanlık, Işık olmadığı için değil hep var olduğu için karanlık. Işık aydınlatıcı faktör. Mutluluk da aydınlatıcı. hüzün karanlık gibi hep var.