Tarih boyunca kadın çilekeştir. Ortada kalmasın diye nikaha alınır, çocuk büyütür, aşık olmak kadına lükstür.
Aşkı peşinden koşan kadın görmezden gelinmiş hatta sevdigine kaçtı diye damga yemiş kadındır.
Bir kadın elbetteki kocasına aşık olmalıdır. Toplum içinde görevleri sınırlı olduğu için hikayeye konu olmaya layık değildir.
o zamanın şartlarını düşünürsek çarşıda sokakta elini kolunu sallaya sallaya, özgürce yürüyemeyen kadınlar kaldı ki eline saz alıp şarkı mı söyleyecekti? direkt yollu damgasını yapıştırırlardı.
Leyla'nın sormuşlar Mecnun daha çok aşık sen mi Leyla cevap vermiş tabii ki ben kays aşkını saklayamadı Mecnun deli olup kurda kuşa aşkını anlattı bense bu büyük aşkıma hiç kimseye söylemedim hep kendimde sakladım.
(bkz: ben cahilim demenin alternatif yolları)
her büyük aşk hikayesinin iki aşık tarafı vardır.
yok illa iki taraftan daha çok sevenin kadın olduğu aşk olacak derseniz camille claudel, sylvia platt, simone de beavoir, carole lombard, marilyn monroe, jennifer aniston, angelina jolie gibi örnekler verilebilir.
