Bugün başka bir sözlükte bir entry gördüm entriyinin içeriğinde asgari ücretin gereksiz yüksek olduğu bu yüzden yatırım ve istihdamın öldüğünü yazmış yetmemis bıçak kemiğe dayandıgini asgari ücretin düşürülmesi gerektiğini söylemiş.
Şimdi bu organizmayı nasıl sevebilirim insanlar asgari ücretle survivor hayatı yaşıyor belli ki patron zihniyetli bu kan emici emek hırsızını tatmin etmiyor böylesi insafsız hep bana hep bana diyen para hirsindan insanlıktan çıkmış yaşam formundan nefret etmeyip ne yapacaksin.
ben zenginmiş gibi davrananlardan nefret ediyorum. bilmem kaç taksitle iphone alıp elinde isim yazılı kahve bardağı. görsen havaları kraliyet ailesinden. birde parasını milletin gözüne sokanlar.
Ben veya ailem zengin değiliz. Sadece 5 tane dairemiz var diye bu durum akraba çevresinde hep laf oluyor mesela. Veyahut arkadaş ortamında da çekemeyen tipler oluyor. Çünkü biliyor ki kendini de yırtsa hiç bir zaman 5 daire parası kadar birikmiş parası olmayacak bu insanın. Onun nefreti bu. Zengin olsaydık daha nasıl olurlardı hayal bile edemiyorum.
evet bende nefret ediyorum.
zengin olmadığım sürece , o nefret ettiğim zenginlerle servet olarak denk olmadığım sürece de zenginlerden nefret etmeye devam edeceğim.
bu da yüksek ihtimalle ölene dek zenginlerden nefret edeceğim anlamına geliyor.
Bu zenginliğin olduğu coğrafyaya göre degisir. Türkiye gibi derebeyliğin gecerli oldugu dünya ulkelerinde (bu paydayi ortadogu bazi guney amerika ulkeleri olarak genisletebiliriz.) ya dededendir ya aşiret zenginisindir ya da siyasidir. (Hos asiret hikayesininde asli neyse) gelismis ülkelerdeki durum farklı toplumların kultur duzeyi yuksek oldugundan er meydanidir. Sonuclara ulasma daha bilinclidir tesadüflerden bagimsiz. Senin burada zengin dedigin adamin standardi orada normal bir insanin standardidir. Zenginlik anlayisida kültür farkina bagli değisir. Haliyle zenginlerden nefret edilmesi eşik degerinin asamayan insan standartlarinin cok fazla oldugu toplumlarda nefreti getirir.
bakın ben inanılmaz derece de fakirim. evet fakirim lan! utanılacak, sıkınılacak bir şey yok. ayıp da değil. zengin bir ailem, inanılmaz derece de gelir getirecek bir işim, ya da herhangi bir kazanç sağlayacak imkânım olmadı.
kıskanmıyorum. neden? çünkü paralarıyla karakterlerini bir tutmuyorum. para musluğuna sahip olan bir çok kişi tanıdım. para içinde kaybolup karakteri karakterliğinden çıkan, ya da parası olduğu halde karakteri insanlığına sıkıca tutunan adam gibi adam insanlarla da karşılaştım.
karakterleri bozulmasın. kıskanılacak bir şey yok. çünkü onların aileleri, sahip olduğu statüye, güce kolay kolay sahip olmadı. bırakın da kazansınlar. buram buram emek kokuyor çünkü.
peki bizim ailelerimiz ne yaptı? ilkokul 5'ten sonra okulu bırakıp, iş hayatına zor yoldan atıldılar. amelelikle bir yere gelineceğini sandılar yıllarca. tabi burada büyüklerimizin payı da büyük. sonuçta o zamanlarda şartlar çok farklıydı. neyse, aile falan diyorduk. zenginlerin aileleri kafalarını kullanıp köpek gibi stratejik bir şekilde çalışıp statü sahibi olmaya çalışırken, bizim ailemiz de 3-5 kuruşa amelelik yapmaktan ileri gidemedi. kafalarını kullanıp da iyi yerlere gelemediler. onları suçlamıyorum, çünkü o zamanın şartları çok çok zordu, ve köy yerinde ne imkân vardı, ne de güç.
şimdi gelelim asıl kişiye. ulan a*ınakoduğumun andavalı, sen kazanmak için ne yapıyorsun? götünü sermişsin oraya, armut piş ağzıma düş misali kolay yoldan para gelmesini beklerken, bir de utanmadan zenginleri kıskanıyorsun. sen kendin için ne yapıyorsun? haydi o zengin aileye sahip olanlar şanslı, ama senin ailen bu şekildeyken sen nasıl g*tünü serip de gamsızca, eşşeklerden hallice yatabiliyorsun ki? kıskanmadan önce kendine bir dönüp bakmalısın.
bir şeyler yapmalısınız! bu hayat zenginleri kıskanarak geçmez. böyle devam ederseniz, sizin ağzınız açlıktan kokmaya devam ederken, zenginler de sabah akşam ortam yapıp starbucks'larda, efendim burger'larda falan hayatını dolu dolu yaşar. siz de kıskanıp, kudurup, bön bön bakıp çaresiz bir şekilde hayattan soğuyarak yaşarsınız.
peki ben ne yaptım? hiç birşey. ciddiyim, ben hiç bir şey yapmadığım için bu kadar zırvalıyorum. çünkü ben zor yoldan tecrübe etmeye devam ediyorum. ve bu tecrübeleri, imkânı hali hazırda var olurken diğer insanların edinmesini istemediğim için. daha açıklayıcı olursak;
işten geleli yarım saat oldu. üstüm başım toz toprak, sabaha kadar kalsit, dolomit soluduğum için şuan nefes almak da zorluk çekiyorum. herhangi bir fabrika da, gece vardiyası olarak sabah akşam amelelik yapıyorum. hemi de asgari ücretle.
sonuca gelirsek;
sorunun kaynağını önce kendinizde ararsanız, bir nebze de olsa kıskançlığınızı dindirebilirsiniz.
çünkü sermaye birikimi özünde el koymadır. artık bir yerden elde edilmek zorundadır. bu ne kadar dolaylı olursa o kadar uygar görünür ama bu görünüş işin özündeki niteliği değiştirmez.