Mutlu bir hayatı olan sormaz bunu ama benim gibi boktan bir lise hayatı geçirmiş annesi babası dışında kimsenin unutamadığı biriyseniz düşünürsünüz. Hoşlandığım kızla sevişemeyeceksem sinirimi bozan birini neden öldürmeyeyim ki?
tozlu, parlak ve belki de mutlu bir boşluktan iki insanın tercihi ile fırlatıldığımız bu varoluş serüveninde yolculuğa devam etmemizin tek sebebi "halihazırda yolda" olmamız.
bunun haricinde bulunan hiçbir sebep avuntu, oyalanma yahut tesellinin ötesine geçemeyecektir.
Niye yaşıyorum? Yaşadım çünkü böyle gerekmişti. Ben bir canlıyım. Bilinçli olduğum için bunu da tercih edebilirim. Eğer ediyorsam bunu bir daha sorgulamamalıyım. Yaşamayı tercih ediyorum çünkü bunu seviyorum acı, tatlı ya da iğrenç veyahut sımsıcacık, ne olursa olsun. Merak ediyorum neler göreceğim, neler yapacağız.
Hayatın kendisi bir yapay zeka gibi, bizi üretti ve olumlu olumsuz her şeye o karar veriyor. Plansızlık içinde yapılan plan gibi. istediğini alıp bizi tekrar öldürecek ve aynı malzemeleri tekrar döngüye katacak. Biz evrenin bilinçsiz parçalarıydık sonra evren bizi bir bedene sokup bilinç yükledi ve kendini gösterdi. Bizde kendini gördü, biz yeni insan bedenimizde ilk kez göze sahip olduk ait olduğumuz evreni meraklı gözlerle izledik. Çocuk, Şaşkın ve mutluyduk. Yalnız, evrende değişmez bir yasa vardır o da döngüdür.
Sonra Hayatı çözemedim belki çocukluk yaralarım belki bizzat kendi genetik kusurlarım yüzünden... eksiklik, daha kötüsü uyumsuzluk hissediyorum sıklıkla. Yahu belki biri okur, hayat herkesin tabağına yemek koyuyor yanınızdakine kurtlu kokuşmuş bir tabak yemek verirken size gülümseyip sıradan ama güzel bir çorba veriyor. Ben o çorba için minnettar olamadım, mutlu olamadım ama bu reddedişten aptalca bir huzur duydum. Bu benzetmeyi uzatabilirim fakat gereksiz.
Hayat güzel değildir fakat kesinlikle özeldir. Varlığın çok az bir kısmı bilinçli olduğu için.