+ neden yasiyorsun?
- mecbur birakildim. dunya denilen yerde hapisteyim ve cezam olum. tipki diger insanlar gibi, baliklar gibi, kuslar gibi...
+ cezani ne zaman infaz edecekler?
- bilmiyorum. belki bugun, belki yarin, belki de yarim asir sonra.
+ peki boyle bilmeden nasil yasayabiliyorsun?
- siklikla unutuyorum cezami, hatirlatacak bir sey olmadikca, uzun sure aklima bile gelmiyor.
+ peki neden kacmiyorsun?
- gidecek baska yerim yok da ondan. bir de kacinca ulasilan yer oldukca sicak oluyormus diye soylediler. ben asiri sicakligi seven biri degilim.
+ neden yaşıyorsun?
- çocuğum için.
+ ama ama...senin çocuğun yok ki?
- gerçekleri bilmiyorsun necla. fakat öğrenmenin zamanı geldi. henüz seni benim oğlanla tanıştıramadım. bugün annemler evde yok. istersen bize gidelimde benim oğlanla bir tanış. iki sevsen hemen ısınır sana.
+ pis abaza..
- eve gelmeyeceksen burda da gösterebilirim..oğlanı..necla.. nereye gidiyorsun? bari sen kızından bahset bana...necla!!
* misali gecen gunler icersinde artik bir ayrilik bir yoksulluk bir olum yasama nedenidir. soyle konuyu parmagimla genisletiyorum ve kulak memesi kivamina getirmek istiyorum. yasama nedeni hayatta bize bicilen kaderi yasama sekline bagli biraz. biz ne yapsak da o kader degismez! istemedigimiz bir yonde seyretmesinden dolayi dumeni cevirmek isteriz ama artik dumen kolu kiriktir ayni yone gitmeye devam eder. e her zamanda biz titanik karsimizda da buz dagi yok bu nedenle ''kaderini sev'' durtusune alismak gerekir.
bazen hayata baglayan zorluklar belkide mutlulugun kapi anahtari olabilir veya oyledir. zenginlik/para guzel seyler ama mutlu olmak bunlardan daha erdemlidir. ay basi kiraya, faturalara ayrilan paranin geri kalanindan hanima elbise mutfaga iki yuz gram kiyma alindiktan sonra evin kucuk bireyine verilen kucuk bir cikolata karsisinda mutluluk okumak ve o mutlu oldugundan dolayi sizinde mutlu olmaniz..
belki bu zorluklar o bireyi mutlu kilmak icindir. para guzel seydir.. alabilecegin en guzel evdir sahip olacagin en guzel kadin veya sagliktir. ama mutluluk kavrami farkli bir sey. bir fakirin ani zengin olmasini ben soyle aciklayabilirim. ilkokulda yeni bir kalem bir silgi gozumun incisiydi. ozenle korumaya calisirdim bir yandan da keske daha cok kalemlerim olsa derdim. sonra dusundum acaba babam kirtasiyeci olsaydi bu kaleme sahip olmaktan dolayi bu mutlulugu tadacak miydim? eminim hayir. demek ki hayattaki yasama nedenim cocuguma en az bir kalem alabilmek ve onu mutluk etmek . kendim gibi.
bu arada manevi hayati ve olum sonrasi hayat icin; kotu insan olmamak ve kotu isler yapmamak yasama nedeni olarak yogurdugumuz hamurun icine yavas yavas katiyoruz.