neden uyuruz

entry5 galeri0
    5.
  1. Makine oldugumuz icin. O bir sey degil saat ne cabuk 2:52 oldu lan. Daha bir dakika once 2:51 di. Simdi anladiniz mi neden uyuruz?... beyin yorulur, isinir ve dinlenmesi gerekir.
    0 ...
  2. 4.
  3. ornek vermek gerekirse beyin merkezi islem birimimiz.

    belirli bir data ucuna sahiptir. bu data ucundaki limit miktari gunluk olarak x kadardir. x degerine yaklastikca beyin yorulur. yani data uclarinin tasidigi data beynin kapasitesini zorlar. bu esnada beyin mod degistirir. korumali moda gecis yapar. bu da re-set islemi ile olur.

    re-set islemi sonrasinda bir virtual mode olusur. bu da ara moddur. gercek moda yani uyanik oldugumuz hale kadar sanal modda kaliriz. buna uyku hali deriz ve bu esnada gercek mod icin data uclarindaki stack segmentini ve base pointer'i bosaltiriz.

    amac islemcimizi yeni bir gun icin resetlemek.
    2 ...
  4. 3.
  5. 2.
  6. Her ne kadar insan türünün özellikle erkek bireylerinin uyku ile arası iyi olmasa da veya en azından daha az uyumanın kendileri için avantajlı olduğunu düşünseler de, doğa ana açısından bu durum tam tersinedir. Uykuyla ilgili yapılan her araştırma, uykunun bir diğer faydasını ortaya çıkarmaktadır. Belki taraflı bakan insan gözüne uyku bir "zaman kaybı" olarak görülse de, durum, belirttiğimiz gibi, bu şekilde değildir.

    Amerika'da bulunan Ulusal Uyku Vakfı'nın (NSF) 1999-2004 yılları arasında yaptığı bir araştırmaya göre, 40 milyon Amerikalı 70'ten fazla uyku bozukluğu hastalığına sahiptir ve yetişkinlerin %60'ından fazlası birkaç gece veya haftadan daha uzun süren uyku bozukluklarından, çocukların %69'u ise haftada en az 1 gece uyku bozukluğu çekmekten şikayet etmektedir. Bu, ülkelerin düzeninden ekonomisine kadar pek çok şeyi etkilemekle birlikte, bizim konumuz dahilinde, insanın fizyolojisi üzerinde de son derece tehlikeli ve olumsuz sorunlara sebep olabilmektedir.

    Van Dongen ve Dinges'in 2000 yılında yayınladıkları Principles & Practice of Sleep Medicine (Uyku ilaçlarının Prensipleri ve Uygulamaları) başlıklı makalelerinde belirttiklerine göre, her bireyin uyku ihtiyacı birbirinden farklılık göstermektedir. Genel olarak kabul edilen, en az 8 saatlik uykunun bir yetişkin için yeterli olduğudur. Kimi yetişkin bireyler 6 saatlik bir uyku ile yeterli fonksiyona sahip olabilmektedirler. Kimi birey ise 10 saatten az uyuduğunda, yapılan performans testlerinde yüksek sonuçlar elde edememektedirler.

    Yeterli uykunun insana kattığı artılar saymakla bitmez. Ancak bunlardan en öne çıkanları şunlardır: Yeterli uyku uyumamaktan sadece Amerika'da 100.000 araba kazası, 71.000 yaralanma ve 1.550 ölüm olmaktadır. Ayrıca yeterli uykunun alınmaması, öğrenme düzeyinde çok ciddi düşüşlere sebep olmaktadır.

    ayrıntılı bilgi için http://evrimagaci.org/makale/47/
    0 ...
  7. 1.
  8. Cevabı çok basit gibi görünse de aslında uykunun gerçek sebebi veya fonksiyonu bilinmemektedir.

    Chicago üniversitesi uyku araştırmalarından Allan Rechtschaffen uykunun hiç bir fonksiyonu olmadığını tespit etmiştir. Adale yorgunluklarının azalmasına rağmen vücudun dinlenmesi için uykuya ihtiyacı olmadığını söylemiştir. Çünkü vücudumuzdaki hücrelerin kendi kendilerini tamir etme yeteneği vardır.

    Araştırmacıların tespitlerine göre bu esnada faaliyetten uzak olmasına, ya dinlenme veya uyku durumunda bulunmasına da gerek yoktur. Uyku sırasında alınan EEG kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde beyinde faaliyetsizlik görülmemiştir. ingiltere Milli Fizik Laboratuarı Kompütür bilimleri bölümünde psikolog araştırmacı Dr. Evans'a göre uykunun tek maksadı rüya görmemiz için, zemin hazırlamasıdır.

    Rüyalar fiziki dengenin oluşmasını sağlanmaktadır. Temple Üniversitesinden Koruyucu ilaç profesörü Dr.Fred.Rofers uykunun aktif hayattan tamamıyla uzaklaşmak olmadığını, bilakis yavaşlayan kalp de dahil olmak üzere uzuvlarımızın değişik bir tip yaşayış durumuna girdiğine inanmaktadır. Fakat yinede aklımıza şu sorunun gelmemesi mümkün değil.

    Uyku geceye ait bir alışkanlık olabilir mi?

    Uyku araştırmacılarının babası olarak bilinen Nathaniel Klietman uyku haline geçebilmek için bir faaliyet sisteminde kritik bir seviyenin altında şiddetli bir durum olması gerektiği inancındadır. Bütün kainata ölçülü bir hareket,yani ritim hakimdir. Med-Cezir, güneş ve ayın doğup batmaları, mevsimler, dünyanın ekseni etrafında dönmesi ve daha pek çok düzenli ve maksatlı hareketler hep bu ritmi bize gösterirler.

    Dr.Franz Halberg normal durumda ve 24 saatlik bir periyotta meydana gelen değişmeler için "circation" kelimesini kullanmıştır. Vücut dengesi zamana bağlı ritim değişmeleriyle sağlanır. Azalarımızın ritminin en kifayetsiz olduğu anlarda uyku bastırır.Gecenin ilk uyku dönemine hızlı olamayan göz hareketi manasına gelen "NREM-non Raped Eye Movement" denilmektedir. Vücudun dinlendiği en sakin uykudur bu.Nefesimiz düzgün ve sakindir.

    EEG kayıtları ve beyin faaliyetleri düzgün ve imtiyazlıdır.Horlamada bu uyku döneminde vuku bulur. Hızlı göz hareketi denilen (REM Ropel Eye Movement) faal uyku halidir. Vücut hareketsiz olmakla beraber yüzde ve parmak uçlarında düzensiz hareketler vardır. Horlama kesilir. Nefes düzensiz haldedir.Yani hızlı ve yavaş arasında ritim değişikliği görülür. Bazılarının kanaatlerine göre REM uyku hali değil bir çeşit sara nöbetidir.

    Gece uykumuzun 1.5 ile 2 saati REM uykusudur. NRAM ve Rem dereleri 70 ile 110 dakika arasında değişir.Ortalama 90 dakika olarak kabul edilmektedir. Ruhi depresyon geçirenler REM uykusu olmadığı sürece kendilerini daha rahat hissederler. Rüya görme hadisesi ekseriye REM döneminde olmaktadır.Pek çok kişi yatıştırıcı ve uyku verici ilaçları almalarına rağmen REM döneminde faal uyku halinden kurtulamazlar. Halbuki alınan ilaçlarda Rem'i tamamen veya kısmen ortadan kaldırılması aranmaktadır.

    - Uyku, insana kaslarını ve diğer dokularını onarma, yaşlanan veya ölen hücrelerini yenileme şansı verir.

    - Uyku, insan beynine hafızasındaki bilgileri düzenleme, gereksizleri unutma ve arşivleme şansı verir. Rüyalar da bu işlemin bir parçasıdır.
    Uyku, enerji tüketimimizin miktarını azaltır. Bu nedenle günde 4-5 kez yerine üç öğün yemekle yetinebiliriz. Gece karanlığında zaten hiçbir şey yapamayacağımızdan, anahtarı kapatarak enerji tasarrufu yaparız.

    - Uyku, bütün gün çalışan beynin bir şarj süresi olabilir. Diğer organlardaki enerji harcanmasını kısarak, beyin hücre aktiviteleri için gerekli olan enerjiyi artırabilir.

    - Uyku hakkında tüm bildiğimiz, geceleri iyi bir uyursak, sabahları kendimizi iyi hissettiğimiz, hem vücudumuzun, hem de beynimizin yeni bir gün için kendisini tazelediği olgusudur.

    Uyku insan hayatında sırrı tam olarak çözülememiş enteresan bir olaydır. Uykunun nasıl olduğunu bir bakıma hepimiz biliriz. Uyuyan bir insanda aşağıdaki durumlar gözlemlenir;

    - Yatarak uyur.
    - Gözleri kapalıdır.
    - Çok yüksek bir ses olmadıkça, hiçbir şeyi işitmez.
    - Daha yavaş ve ritmik olarak nefes alır.
    - Adaleler tamamen gevşemiştir. (Eğer bir koltukta otururken uyumuşsanız, derin uykuda koltuktan düşebilirsiniz.)
    - Bir veya iki saatte bir kendi vücudunu elleri ile kontrol eder.
    - Bunlara ilave olarak kalp atışı yavaşlar ve beyinde rüya denilen çok ilginç olaylar oluşur. Diğer bir deyişle uyuyan insan çevresinde oluşan şeylerin çoğuna ilgisizdir. Uyuyan bir insan ile komada olan bir hasta arasındaki en önemli fark, uykuda olanın yeterli bir dış müdahale ile uyandırılabilmesidir.

    Vahşi doğada yaşayan hayvanlar için bu düzgün ve etrafa ilgisiz, yaklaşık sekiz saatlik uyuma periyodu pek mümkün görünmemekte, bu durumun insanın evrimi süresince oluştuğu sanılmaktadır.
    Sürüngenler, kuşlar ve memeliler hepsi uyurlar. Onlar da uykularında kısa süreler için de olsa çevreleri ile ilişkilerini keserler. Bazı balıkların ve kurbağa gibi hem suda, hem de karada yaşayanların da belirli sürelerde aktivitelerini yavaşlattıkları, fakat hiçbir zaman çevre ile ilgilerini kesmedikleri biliniyor. Böceklerin ise uyuyup uyumadıkları bilinmiyor, ancak onların da bazıları gece, bazıları gündüz hareketsiz kalıyor.

    Beyin dalgaları üzerine yapılan çalışmalar sonucu, sürüngenlerin rüya görmedikleri, kuşların çok az, memelilerin ise hepsinin uykularında rüya gördükleri saptanmıştır. ilginç olan noktalardan biri şu ki, inekler ayakta uyurken değil de, yatarken rüya görebilmektedirler.

    Hayvanların uyku süreçleri de farklıdır. Örneğin insan bir kere ve uzun süre uyurken, köpekler kısa aralıklarla bütün gün uyurlar. Hayvanların bazıları uyku için geceyi tercih ederken, bazıları gündüzü tercih eder.

    insanların uyku ihtiyacı yaşlandıkça azalır. Yeni doğmuş bir bebeğin uyku ihtiyacı günde 20 saat iken, dört yaşında 12 saate, on sekiz yaşında 10 saate düşer. Yetişkinler uyku için 7-9 saate ihtiyaç duyarlar ama, genelde 6 saat yeterlidir. Uykunun beden ve beynimizin dinlenmesi için gereklidir.

    kaynak: http://www.cannabist.net
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük