Daha anne karnında bile sevmek, sevilmek kelimelerinin anlamlarını bilmezken içgüdülerimizle algıladığımız güven veren ve güven verdiğini hissettiren bir his olduğu için.
Bir vakada 5 yaşındaki bir kız çocuğunun intihar girişimi ele alınıyor. Beş yaşındasın ne yaşadın sen diye bir merakla açıp okudum. Anne biyoloji öğretmeni, baba zabıta yani bakınca hımm eğitimli insanlar diyorsunuz. Ama neden bu çocuk 5 yaşında intihar etmeye kalkıştı diye merakım arttı. Gündüz saatlerinde işte olan anne baba, çocuğu babanneye emanet ediyorlar. Babanne asabi, çocuğa da şiddet uygulamaktan çekinmiyor. Akşamları yorgun eve gelen anne baba çocuğu bir kere bile öpmüyor. Anne de zaten isteyerek doğurmadığını bu olaylardan sonra açıklıyor. Babayla araları eh işte ama baba da sadece akşamları görüyor. Derken gel zaman git zaman bu kızımıza bir kardeş daha geliyor. Ama ona gösterilmeyen bütün sevgi diğer çocuğa veriliyor. Herkes küçüğünü severken henüz beş yaşındaki ablasını herkes unutuyor nerdeyse. O da pencereden atlayıp intihar ediyor.
Çocuk bacaklarında, omurgalarında kırıklarla kurtuluyor şükür ki. Sorduklarındaysa annem, babannem kimse beni sevmedi demek ki ben onlar için kötü bir evladım onlara yük olmak istemedim diyor. O beş yaşındaki çocuğu hiç tanımadım ama onu çok seviyorum.
bazen insana huzur batar. ne yapayım, ne yapayım diye düşünürken bir sevgili ediniverir. ondan sonra ayıkır ama iş işten geçer " beni deli mi mikti ki sevgili yaptım " diye kendini sorgular durur zavallım. keşke deli mikse, bir kerede kurtulurdun şimdi kurtul bakalım.
Temelsiz yükselmeye çalışan bir insanın, hurda yığınından farkı yoktur çünkü.
Güneş emen bitkiler gibi emiklemelidir, yükselmelidir o sevginin üstünde.
tek başına hayatın herhangi bi anlam ifade etmiyorsa, bomboş charsan, yapacak hiç bi şeyin yoksa, sıfırsan, o zaman yanında birini ararsın sürekli. normal.
bu sevgili baabı için örneklendirilmiştir. sevgi olayı ise ailenin sevgisi, arkadaşlarının sevgisi olarak çeşitlendirildiği takdirde hayatta tümüyle yalnız kalmamak için bir sevgi arayışı normaldir. yalnızlık zor, kötü.
nasıl ki 'su' hayatımızdaki en temel ihtiyaçlardan bir tanesi ise, sevgi de tıpkı su gibi, olmazsa olmaz.
sevmek-sevilmek güzel şey.
çünkü; sevgi iyileştirir, sevgi güçlendirir, sevgi dönüştürür.
sevgiye ihtiyacımız yok fakat insanlar tarafından fark edilmeye ve herkesin içten içe beslediği müthiş egosunu okşatmaya ihtiyacımız var. insan bencil bir varlıktır. herşeyi aslında kendisi için ister, "annelik içgüdüsü" dediğimiz şeyler bile aslında organizmanın soyunu devam ettirme arzusunun biyokimyasal dışavurumudur.
ekmek su gibi bir ihtiyaç sevgide bence insan sevgisi olmadığında hayvan seviyoruz veya başka şeylerle uğraşıyoruz ama sevgi hep oluyor ama bazen bendeki gibi insan sevgisine ihtiyacınız oluyorki....
Var olduğumuzu anlayabilmek için. Şimdi diyebilirsiniz sevgi dışında var olduğunu anlayamıyor musun? Buna şöyle cevap veririm. Acıda bile bir sevgi vardır. Ayağını masaya vur. Kötü bir acı hissedersin. Pekiyi acıyı neden hissedersin? Kendine yani öz sevgine yapılmış bir darbeden dolayı. Demek ki sevginin karşıtı olan acıda da bir sevgi bulabiliyorsak sadece sevgiyle var olabiliyoruz demektir.
Aslında sevgiliye değil hayattaki zorlukları üstlenmemize yardımcı olacak partnere ihtiyacımız vardır. Anlayın artık şunu kadın olmadan erkek, erkek olmadan kadın olmaz.
(bkz: Nokta net)
A a yanlış okumuşum sevgiymiş.