Rakının neden çok sevildiği sorunsalıdır. Yılmaz Özdil ne güzel söylemiş;
Neymiş efendim..
Atatürk rakı içiyormuş.
Aslandı o, aslan...
Aslan sütü içecek tabii.
Hadi siz "dönülmez akşamın ufkundayız" diye ince ince başlayın, ben de size yıllar önce yazdığım yazıyı anlatayım...
içki yasaklanabilir.
Bence mahzuru yok.
Ama rakı asla...
Çünkü takunyalılar öyle zanneder ama, aslında "içki" değildir rakı.
Yurt sevgisidir örneğin...
iki tek attın mı, "n'olacak bu memleketin hali?" diye endişelenmezsin aksi olsa!
Tıp bazen çaresizdir...
O ilaçtır.
Gurbete bile iyi gelir.
Kontörsüz muhabbettir.
Büst gibi oturan adamın bile çenesini açar, gülümsetir.
Kahkahadır.
Acısıyla tatlısıyla hatıraları kaydeden hard disk'tir.
Botoks'tur bir nevi.
En kaknemi bile bir başka görünür gözüne...
Çirkin kadın yoktur, az rakı vardır.
içilir, güzelleşilir.
Herkesin gençlik hatası olabilir...
Bira içersin.Sonradan para kazanıp tenise başlayınca, şarap içmeyi matah zannedersin. Amerika'da TIR şoförlerinin içtiği viskinin dublesine Etiler'de TIR parası ödersin, ayrı...
muhabbeti vardır. mezesi vardır. yanında balığı vardır kimi zaman. kimi zaman kababı vardır. ama muhabbeti vardır. içmeyi bilenlerle içilir. içtiği zaman başkalarının sırlarını ortaya dökenlerle değil, sevdiği kız karşısında acizliğini, ona olan aşkını anlatabilenlerle içilir. memleketi, tuttuğun takımı bi anda olsa kurtarmak isteyenlerle içilir. kısaca muhabbeti vardır. içmesini bilene çok şey verir. bilmeyenden çok şey alır.