Aşık olduğum adam doğuda, bilmem kaç kiloluk yüklerle dağda bayırda bombaların arasında.. bir de yetmezmiş gibi hasta olmuş, sesini duyar duymaz kustum. Gittiğinden beri kendimde değilim, onunla ilgili kaygılanmak dışında hiçbir duyguyu derinden hissedemiyorum; vedalaşırken sarıldığımız sokakta kaldım sanki, Kötü bi' kopyam dolaşıyor insanların arasında.
insan, kendisinin başına gelen her şeyle bir şekilde mücadele edebiliyor ama sevdiği birinin uzaklardan gelen kırgın sesi o kadar ağır gelebiliyor ki, darmadağın ediyor adeta.
Çok uzun zaman sonra belki de bir daha böyle hissedemeyeceğim diye kendimi avuturken tekrar aynı güzel şeyleri hissetmiştim. Çok zor şartlar altında çalışıp, çalıştığım yerde tek başına, hiç tanımadığım insanlarla beraber kalırken o var ve benimle diye kötü hiçbir şey umurumda değildi. Tam anlamıyla her hücremde mutluluğu hissediyordum.
Beraber vakit geçirip, hayaller kurup güzel şeyleri paylaşıyorduk.
Her şey bir anda yok oldu.
Şimdi kendimi aptal gibi hissediyorum.
Sanki annemler beni parka götüreceklerini söylemişler, tüm gün hevesle beklemişim de artık akşam olmuş. Tüm umudum da bitmiş beni de parka götürmemişler gibi.
Çünkü daha istihdam edilemedim yaş olmuş otuz üç benim akranlarım iş güç sahini oldu, evlendi barklandı çoluğa çocuğa karıştı ben ise hala işsiz niye siyasetçiler yöneticilerin kalleşlikleri yüzünden nerde torpilli var onları istihdam yapıyorlar, bizim de pabucumuz dama atılıyor?
Çoğu entryi tek tek okudum ve insanların mutsuz olmasının genel sebebinin şikayet olduğunu farkettim. Şikayet etmek yerine mücadele etmek başarısız bile olsanız sizi mutlu yapar.