sahi, sosyalist partiler adlarını ve amaçlarını gizlemek ihtiyacı duymazken, patron partileri neden "adalet, kalkınma, demokratik, cumhuriyet, halk" gibi isimlerle gizlenme ihtiyacı duyarlar dersiniz? cevabını aziz nesin usta'dan alalım:
"bu yeryüzünde öyle meslekler vardır ki, o meslekten olanlar, o mesleği yapanlar, kendilerini tanıtacak kart bastıramazlar. bunlar kendilerini tanıtırken, yaptıkları işi söyleyemezler. örneğin orospuların, örneğin yankesicilerin, örneğin dolandırıcıların, örneğin genelev işletenlerin kartları yoktur ve bu işleri yaptıklarını söyleyemezler.
biliyoruz ki bu dünyada kapitalistler de var. ama niçin adında kapitalist olduğunu bildiren tek parti bile yok dünyada? yoktur, olamaz; çünkü kimi meslekleri yapanlar o meslekleri yaptıklarını açıklayamazlar, mesleklerini bildiren kart bastıramazlar. örneğin yukarıda saydıklarım gibi..."
ölümünün 17. yılında aziz nesin üstadın sorduğu soruyu bugün yeniden soralım? neden "kapitalist" ismini kullanan bir parti yok dünyada ve türkiye'de? neden bal gibi de kapitalist olmalarına, sermayenin ihtiyaçları için kurulmuş ve ülkeleri de bunlara göre yönetiyor olmalarına rağmen adlarını başka adlarla (örneğin "adalet", örneğin "kalkınma" gibi) gizlerler?
neden komünistler kadar açık yürekli olamazlar bunlar? iman ettikleri paranın ve sermayenin ideolojisini ağzılarına bile getirmezler sözlerinde?
her şeyden önce ''gavurca'' bir kelime!! bizim adam yabancı kelime sevmez, teknik terim hiç sevmez. gönül adamıdır. manen inandığı adama oyunu değil götünü bile verir. mantıksallık gereksizdir, geyiktir.
bir ikincisi de adalet, din, allah, refah gibi direk kafaya oynatacak kelimeler varken neden suyu bulandırsın adam? salak mı?
Türk halkının tamamı das kapital'i okuduğu için. Kaza gaz denildiği için. Evrensel kapitalizm
abdest almadığı için, kapitalist demek, paranın orospusu demektir, bunu bildikleri için, "Para partisi kurdum, gelin lan donunuza kadar alacam" diyemedikleri için.
zorla kapitalist yapacaksınız adamı. anladık hepiniz komünist "toplumcu" sunuz hepiniz çok kral cool adamlarsınız, da bi siktirin gidin allahınızı severseniz. her insanın kendi öz emeğinin meyvesine tek başına sahip olma hakkı vardır. ben emeğimin sonucunda üretimini o veya bu şekilde gerçekleştirdiğim metayı piyasa değerinden istediğim fiyatta satıp her kuruşunu da kendi kasama koyma hakkına sahibim. fakat devlet diye yarrak kürek bir sistem olduğu için bunun polisi askeri var mecburen vergi vermemiz lazım. fakat ibnelik her zaman bu vergi aşamasında çıkıyor şu dakika cebinize giren her 1000 liranın en az 500 lirası devlete vergi olarak dönüyor piyasanın al-sat döngüsü içinde, yani sıradan vatandaş %50 vergi öderken götüne koyduğum işverenleri işverdikleri için hem daha az vergi ödüyorlar hem de daha çok kazanıyorlar. 10 20 kişilik işverenden bahsetmiyorum, onların durumu işçiden kötü. yani durum buyken bu, şeklin suçlusu devletin vergi sistemidir; flat 10% income tax uygulansa her özel ve tüzel kişiye ülkenin götüne pervane takmış gibi uçarız fakat bizim vatandaş ekonomiden çok kendisini lider sanan andavalların peşinde gittiğinden ülkenin ekonomisi gıdım ilerlemiyor. bana iktisat dersinden aklınızda kalan kişi başına gelir hesaplarıyla gelmeyin, vatandaşın cebindeki reel paraya bakıcaksın kardeşim. sikerim matematiği, dört işlemle bakkaldan ekmek alınmıyor.
daha sınıf bilincinin 1000 yıllık işçilikten sonra bile oturmadığı bi halk varken hala bi de sosyalist devrimden bahsedenler var. buna da götümle gülüyorum işte napayım.