popüler kültürün etkisi olsa gerek. peki ne üzerine yazılsın bu şarkılar. bu soruyu okuyucuya havale ediyorum.
3 tema var. ya benim ol filan diyor ya sevdiğini her şeyin ne güzel olduğunu söylüyor ya da ayrılıktan sonra arkasından saydırıyor aşk acısını anlatıyor. yeter ulan.
aşkın tanımına ve şarkının tanımına göre doğruluğu değişecek olan önermedir. bir insan sokaktaki köpeğe aşık olur ve ona bir şarkı yazarsa, bunu dinleyen herhangi biri her "..kara gözleri.." nağmesinde aklına leylayı getirecektir.
öneri1: dinlediğiniz her şarkıyı öncelikle "acaba bu bir köpeğe yazılmış olabilir mi?" diye sorun.
öneri2: öneri1 i unutun. her şarkı aşk için yazılmıştır.
dünyada yaşamamız aşk üzerine zaten güzel kardeşim. kimisi bu aşkı karşı cinste bulur. kimisi yaratanda bulur.aşkı uğruna gazeller rubailer döker. bu dünyada aşksız yaşanır mı allasen. o zaman ne zevki kalır şu yalan dünyanın. bak ne güzel demiş şems tebrizi;
Sığ suları en hafif rüzgarlar bile coşturabiliyor.
Derin denizleri ise ancak derin sevdalar..
Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her şey susuyor.
Anladım ki susan her şey derin ve heybetli…
Bu nicelik ve nitelik dünyasının ucunda
Dertli sesiyle konuşan bir adam durmakta !
Gözü kartallarınkinden bile daha keskin
Yüzü şahididir gönül ateşinin
iç ateşinin yakıcılığı artıyor her zaman
Arzuyla dolu bir ruhtan, yanan bir avuç topraktı
Aşk ve sarhoşluktan nasipsiz bilginler
Tedavi için nabzını hekim eline verdiler...
Edit: cünkü millet ask acısını cekmeyi seviyor. Ask yasamayi, sevmeyi, sevilmeyi degil o duyguya sahip olmayi seviyor. Bununla beraber kendini bulabildigini ortak payda da bulusabildigi muzikleri dinliyor, filmleri izliyor, kitapları okuyor..
Evet de simdi sen paraya sarki yazsan sana paragoz derler anneyle ilgili sarkilar da var sonra illahi de var gerci onda illahi ask var geceler çok soğuk sessiz ve karanlık üşüdüm üstümü örtsene anne.