tvlere çıkan bir sürü akademisyen inşaat mühendisi hep beton binadan ve bu tür binalarla ile kentsel dönüşümden bahsediyor. kimse pek farkında değil aslında bu işlerin öncüsü akademik dünyadır. türkiyede iddia ediyorum mimarlar ve inşaat mühendisleri hep bu beton bina üzerine gittikleri ve belediyelerin de bu çevrelere danıştıkları için onlara en kolay gelen sorumluluğu da az olan bu bulanık halin oluşmasına asıl sebeptirler. dünyada hiç kimse bu kadar çok beton bina hele hele bu ahmak kütük gibi apartmanları yapmıyor. dünya 1970lerdeyken betonarme bin bir yenilikti belki ama şu çağda hele hele çok katlı binayı betondan yapmak ahmak ötesi ahmaklıktır. çok katlı bina yapacaksan çelikten yapacaksın bakın tvlerde baz kişiler konuyu buraya getirmeye çalıştı. bu olmadık şeyler üfüren uçan kaçan inşaat mühendisi zaatlar hemen konuyu değiştirmeye ve geçiştirmeye çalışıyorlar. asıl büyük rezillik türkiye inşaat mühendisliği akademik dünyası çok geri çelik bina yapmayı bilmiyor bunun üzerine uzmanlaşmıyor. böyle alel acele çapaçul bir şekilde milleti beton apartmanlara doldurmuşlar. sivil topluma belediyelere alternatifler sunmamışlar. türkiyede güya çok gelişmiş denilen inşaat sektörü neredeyse sıçarken bile beton sıcacak bir yere beton dökmeden adım atamıyor. betonun bu kadar çok kullanılması her yere bu tür binalarla doldurulması bulanması rezilliktir. çok çeşitli alternatif malzemeler ve yapı çeşitleri olması gerekir. tek sepete herkese bu kadar büyük bir ülkede bu kadar çok beton apartman yaparsan bunun ne denetlemesine yetişebilirsin ne düzgün yapılmasına ne kalitesine yetişebilirsin. çıktılarmı tvlere biz en kötü zemine de bina yaparız vs diye üfürüyorlar. o bina ne kadar ticari olur o maliyetlerde millet onu alabilirmi ondan bahsetmiyorlar millette ahmak ahmak dinliyor.
betondan yapalım ki azami 40 - 50
yıl dayansın . sonra yeniden yapılsın ,
inşaat sektörü , mütayitler iyice zengin
olsun . tabii bu arada vatandaşın tasarrufu
da yok olsun .
betonun azami ömrü 50 -60 sene .
bu ülkede insanlar yerellik nedir bulunduğu yere sahip çıkmak nedir bulunduğu yerin tarihi kültürü ve bunların katman katman biriktirdikleri nedir kimse bilmiyor. çünkü malesef cahil bir milletiz dünya nereye gidiyor biz kimiz ne yapıyoruz hayat kalitesi nedir. güzel yaşamak nedir bunları çok yanlış anlayıp değerlendirmişiz. cahil görgüsüz neyi niye yaptığını bilmeyen bir halde çevreyi doğayı topraklarımız kirletip bu kadar çok üstü üste ahmaklık yapmanın büyük bedelleri vardır bu kadar çok hata yaparsan elindekileri de alırlar. küçücük merkezi ve nufusu olan bir sürü arazileri olan şehirlerde bakıyorsun 8 katlı 10 katlı 12 katlı 16 katlı kütük gibi apartmanlar. gidin ispanyaya, italyaya, Portekize kimseyi böyle apartmanlara bu kadar ahmakça dolduramazsın. türkiyede neden büyük şehirlerde banliyö kültürü gelişmemiş bunların sebepleri var. şehir kurmak kültür zeka gelişmişlik işidir bu seviyelerde yaşamıyorsan bu tür depremlerde ağlamıyacaksın. türkiyede siyaset ve siyasetçilerin iş yapma biçimleri bu gecekondu kültürünün devamı ve pışmışlnmasından başka bir şey değil. bu son zamanlarda çürümüşlüğün kokuşmuşluğun artık zirvelerine vardı. bu kadar keyfi bilime kurallara hukuğa riayet etmeden keyfi işler yapmayı hayat düstüru haline getirirsen daha çook ağlayacaksın malesef. bu toplum siyasette gerçekten düzgün işler ve kurallar getiren birini istemez hep riyakarlık bekler hep kural dışılığıa göz yumulmasını bekler bu tür şeylerin ucunu gösteren dini vs.yi bahane edip hep baş tacı eder. bu ülke insanı gerçekten emeğiyle çalışıp ileri ve düzgün bir ülke kurmak isteseydi bugün bu sonuçlar olmazdı. seçimler böyle olunca küçük emrah gibi ağlamalara doymayacağız.
yangına dayanıksız mı. dünyada git londradaki en büyük finans binaları amerikada isviçrede hep çelik çok katlı binalar. onlar ahmak bu beton kütük apartmanlar çok iyi öyle mi.
yüzde yüz çelik olsun demiyoruz ki. tek sepete hep aynı şeyi doldurmayacaksın. çok çeşitli daha çok hafif malzemelerden az katlı binalara insanları teşvik edeceksin. küçük şehirlere çok katlıyı yasaklayacaksın. çok katlıları çok büyük şehirlere onuda çelikten yapacaksın.
Arkadaşımin anne ve babası ordudaki yaylalarina ev yaptırmış lar. Arkadaşıma soruyorum evi nasıl yaptınız diye. Bizimkiler betondan yaptılar diyo. Yaylayada beton mu yaptırdınız en azından prefabrik falan yaptirsaydinia diyorum. Yayla soğuk oluyo o yüzden beton yaptırdık diyo
kafa hep şöyle çalışıyor. tek kat yetmez bir kat daha atalım. ilerde onun üstüne de 1 kat atarız kafasıyla en kolay beton ile yapılabildiği için gider yaylayada beton yapar.
alternatif çokta git belediyeye başvur bak ne zorluklar çıkarıyorlar. bunların tek bildiği illa seni beton bina yapmaya zorlamak. hafif bina nedir nasıl yapılır bunun yapı yapma izinleri alternatifler yada alternatif hazır projeler yok. niye çünkü dert türkiyede beton çimento fabrikaları zengin etmek. şimdi güya gaz almak için yine ahmak kerizleyecekler. bir köye gidip hafif bir bina yapacaksın illa sana beton temel attırıyorlar. onun üstüne de beton yapmak zorunda kalıyor bir sürü ev yapmaya bu işlere kalkışanlar.
bak işte yine aynı kafa güya bu kafalar inşaat mühendisi ama beton olmasa işsiz kalacaklar niye çünkü tek tip bir şeyi bu ülkeye dayatmış bir zihniyetle karşı karşıyayız. biz bunu öğrendik bunu biliyoruz bu ülkede buna mecbur soruyorum nasıl çarpık bir zihniyettir. bunun nesini anlamıyorsunuz. bu kadar büyük nufusları barındıran azıcık gelişmiş ülkelerde bile alternatifler varken niye illa tek tip bir bina yapım tekniği niye bu çeşitlendirilmiyor. niye alternatifler yok niye insanlar hafif binalarda oturma tercihi yok. hep aynı muhabbet doğru tasarımmış doğru uygulamaymış onlarca yıkılmayan varsa yüzlerce binlerce de yıkılan kütük gibi binalar var. sadece yıkılması yetmiyor o kadar ağırlar ki göz göre göre binlerce insan onların altında inleye inleye öldü.
insanların dikey mimariye yöneltilip ufak bir arsada 20-30 daire ile beraber yaşamaya zorlanmasından dolayıdır.
halbuki yüzölçümü yeterince geniş olan ülkemizde, az katlı çelik konstrüksiyon veya ahşap tarzı villalardan oluşan geniş arsada kurulan şehirler yapılabilirdi. hem depremlerde yıkılma meydana gelmez, hem de trafik ve hava kirliliği sorunu olmazdı.