can yücel'in kaleme aldığı bir yazı için sorulabilecek sorudur ki yazı şöyledir;
--spoiler--
Hani bazen durakta belli bir otobüsü beklersiniz ya... On dakika, on beş dakika, yirmi dakika beklersiniz gelmez. Bu arada başka alternatiflerde geçer ama binmezsiniz. Ne de olsa "beklemişsinizdir o kadar" boşa gitsin istemezsiniz. Sormayın artık bana! Herhangi biriyle değil, beklediğime "değecek" olanla devam etmeliyim bu yola. Durakta yaşlanmak olsa da işin ucunda...
--spoiler--
not: ama yinede niye hayatımda biri yok??
kişinin düştüğü basit bir bunalımı dile getiren sorma biçimidir. nefes alındığı sürece ve her kesimden insanla veya insanlarla bir şekilde iletişim içinde olunduğunda o hayatta mutlak birileri vardır.
can yücel'in kaleme aldığı bir yazı için sorulabilecek sorudur;
hani bazen durakta otobüs beklersiniz ya, hava da yağmurludur... otobüs önünüzden geçerken bütün suyu üzerinize sıçratır. işte o otobüsün şoförü tam bir orospu çocuğudur. diğer otobüsler de sıçratmıştır ama bu sonuncusu sizi boydan boya çamura bulamıştır. işin ucunda orada it gibi titrerken bir de baştan aşağı ıslatılmak olsa da beklersiniz. çünkü otobüse binecek paranız yoktur. gözünüze birini kestirip onun kartıyla, akbiliyle gitmeniz gerekmektedir.
not: ama yine de neden üzerimize su sıçratıyorlar?
insanın hayatında her zaman birileri vardır.. oy anam güzel anam afrikada açlıkta ölen çocuk geyikleri yapmak istemiyorum şimdi ama , herkesin hayatında illa ki birileri vardır.. anası danası babası amcası komşusu bakkalı dostu arkadaşı..
burdaki biri , sevgilidir.. çok büyük bi gizemi çözmüş değilim yanlış anlaşılmasın elbette herkes biliyo bunun sevgili olduğunu.. çünkü belli bi yaş aralığında , yapıcak daha iyi bi işi yoksa insan varını yoğunu anasını babasını unutup sevgiliye sarıyor.. sevgilinin kokusu sevgiliyle uyumak sevgiliden ayrılmak eski sevgili aşk acısı o bu..
kırıcı kibirli olmak istemem ben de aşk acısı çekiyorum , geçmişte de çektim.. ama okulu yarım dönem uzatmasaydım , okulu bitirip bi hastaneye girmiş olsaydım , her günüm ordan oraya koşturmakla trafikle geçmiş olsaydı sevgiliye olsa bile ayıracak vaktim olmazdı bırakın ki , var lmayana üzüleyim..
ee nedir aşk acısının çaresi meşgul olmak mı yok artık diyenleri duyar gibiyim.. yok artık demeyin.. bu işin tek çaresi , aşktan meşkten daha mühim şeyler bulmaktır.. bi ev kızının koca bulmaktan başka derdi olmamasını normal karşılamak lazım.. kıza , alternatif larak "şu daha mühim buna bak asıl sen" diyeceğim bişi hakikaten yok..
isteyen alınsın isteyen darılsın.. ama kalkıp da universitede iyi bölümlerde okuyan , sağlığı yerinde , önünde yapabileceği masterından tut yurtdışından çık milyonlarca alternatifi olan adamların oturup de bütün enerjilerini aşka vermeleri beni çıldırtıyo..
bi çok kereler söyledim.. gece akşam hüzünlenmek , giden sevgilinin arkasından sabahları mide ağrısıyla uyanmak güzel insanca şeyler.. acı da insanı bi duygu.. ama herşey tadında güzel.. bi yitip giden aşk nedir ki ? tut ki 6 snelik ilişkin bitti.. tut ki evlenicektin , tut ki seviştin tut ki çok kafelere gittin beraber yaşadın ailenle tanıştırdın ? eee bu kadar işte.. gittin gezdin yedin içtin kullanma süresi o kadarmış , geçti zehirlemesin diye seni bitti..
kim karar veriyo bu kullanma tarihlerine bilmiyorum.. allahtır ya da geyiği yapılan "bi güç" ama şurası kesinki , sen de değilsin karar veren ben de değilim.. hal böleyken , bi yerde bırakmak lazım.. tabii aldatıp da , kaderin işi diyene de siktir lan sikkafalı demek lazım.. ama inanın bazı şeyler , elimizde değil..
o yüzden elimizde olan şeylere ağırlık vermek daha mantıklı. bi aşk acısı , karın ağrısı reflü migren depresyon ne nihayetinde alkol sigara bağımlılığından başka bişi vermez.. kimse aşk acsı çekti diye prof olmaz maaşına zam almaz.. ama bi makale okumak , iş için bi kursa yazılmak en azından google schoları açıp bölümünle ilgili bi kaç şey okumak öyle ya da böyle bişi katar sana somut net bişi.. hiç bişi olmasa kafan dğılır..
hal böyleyken elinde olmayan asla kontrol edemeyeceğin bi şeye tüm paranı emeğini beynin yatırmak neden ? neden ?
