Aslında evlenmek isterdim,
süper bir düğünüm olsun,bembeyaz,
sırtı açık bir gelinliğim olsun,
annem sevincinden ağlasın diye...
Kıvırcık saçlı bir kız çocuğum olsun ve bana anneler gününde çarpık çurpuk yazısıyla okulda
yaptıkları kartı getirsin diye...
Geceleri gök gürleyip fırtına çıktığında korkarak yastığıma
sarılmayayım diye...
sevdiğim erkek bana! :canım karıcığım desin
diye...
Artık yemek yapmayı öğreneyim, devamlı yumurta ve makarna pişirmeyeyim diye...
Ama evlenmiyorum:
Sevdiğim erkeğin kirli çamaşırları, lavobodaki sakal artıkları,Kaprisleri, küfürleri,! ;
vurdumduymazlıklari ve yalanları arasında onu neden sevdiğimi unutmayayım diye...
işin içine para ve çıkar hesapları girdiği zaman büyük
aşkların nasıl küçüldüğünü görmeyeyim diye..
Aldatılmanın dayanılmaz hafifliği (!) ile
tanışmayayım diye...
Bana soyadından başka verecek çok büyük
birşeyi olmayan birininkini almayayım diye....
Gece kız arkadaşim ağlayarak bana telefon açtığı zaman, kedime ertesi gün için mama koyup geceliğim
ve diş fırçamla onun evine gidebileyim diye..
Ben olgusunu daha yeni yeni öğrenmişken,bunu Biz olgusuna değişmeyeyim diye...
Hiç düşünmüyorum evlenmeyi.
Bir gün beni çok! üzer gereksiz şeylerle ve bir özür dilemeyi akıl bile edemez diye.
neslin devamı şeklinde klişe bir cevap verilebilir. asilzade ve aristokrat bir aileden geldiğimizden dolayı sahip olduğumuz entelektüel ve felsefi birikimi diğer nesillere de aktarmak ve insanlığa faydalı nesillerin yetişmesine katkıda bulunmak yegane amacımızdır.
insanlar çift yaratılmıştır. kadın ve erkek olarak var olmaları bir mucize olmakla beraber, bu farklılık tam manasıyla bir birleşmeyi gerektirir. işte evlilik budur.
herkesin evlilik nedenleri farklıdır.kimisi evde bir hatun olsun, kimisi kendine bakacak bir herif olsun, kimisi için toplumsal baskılar, kimisinin yalnızlık fobisi, kimisinin ise çocuk sevgisi... gibi nedenler uzar gider.
çünkü toplumun bakış açısı bu yönde olduğu için, topluma aykırı hareket sergilememek için, toplumdan eleştiri almamak için, dışlanmamak için, bizim görüşlerimiz önemsiz olduğu, çoğunluk ne derse öyle olacağı için, koyun gibi güdüldüğümüz için.. eğer aksini yaparsanız başta aileniz olmak üzere tüm toplumun diline düşeceğiniz, ağır baskılar altında kalacağınız, eğer kız iseniz hatta belkide şiddet göreceğiniz için... ve tüm bunlara bakıldığında artık evlenmek bir tercih değil zorunluluktur...
-özel şöför tutmaksızın istediğiniz yere servis hizmeti alabilmek için
-evde yapılacak tadilat benzeri işler için nalbur nalbur gezmemek için
-siz hala neden evlenmiyorsunuz sorusuna muhattap kalmamak için
-birlikte yaşadığınız eve girip çıkarken komşuların rahatsız edici bakışlarına maruz kalmamk için
-legal seks için
-telefona veya kapıya koşmamak için
-kadın olarak çalışma zorunluluğunu ortadan kaldırmak için
-acil durumda yanıbaşınızda sizi hastaneye aparabilecek biri bulunması için
-ve elbette kendi çocuğunuzu sevebilmek için
yok efendim tutacak elmiş, yaslanacak omuzmuş geçelim bunları
çünkü toplum sevdiğin insanla beraber mutluluğu paylaşmanı parmağında yüzük olduğunda kaldırabiliyor.çünkü toplum kadını eşiyle anmayı istiyor.falanca bey ve eşi,eve gelen düğün davetiyeleri bile böyledir dikkat ettiyseniz.neden evleniriz paylaşamadığımız için bazen bencilliğimiz yüzünden.kortuğumuz için güçsüzlüğümüzü güçlü bir eş ile dengeleyebileceğimizi düşündüğümüz için.
sevdiğin insanla kavga dahi etsen her daim yanında olabilmek,
beraber ağlayıp beraber gülebilmek,
kavga ettikten sonra ona daha rahat sarılabilmek,
bir bütün olabilmek için.