NEDEN EVLENMEDiM'in ikinci kitabı olan "Gelmeyen Pazartesiler"'den yayınladığım seçmeleri okuyan sizlere, bana ayırdığınız vakit için teşekkür ederim. NEDEN EVLENMEDiM ilk kitap "Her Erkek Masum Doğar"ın baskı için tüm ön işlemleri tamamlandı artık matbaa yolunda, detaylı bilgiyi haftaya Pazartesi günü paylaşacağım.
Bildiğiniz gibi yıl sonunda "Artemis Yayınları" ile yollarımı ayırmış ve yeni bir yayınevi arayışına girmiştim, görüşmelerim sonucunda içime sinen bir yayınevi buldum ve sözleşmemi imzaladım.
"NEDEN EVLENMEDiM" (1. Kız- 9. Kız arası) ilkbaharda "YiTiK ÜLKE YAYINEVi" tarafından yayınlanıyor. Bu sefer yayınevi de en az benim kadar heyecanlı ve hızlı bir şekilde çalışmalara başladı bile.
En erken Nisan... En geç Haziran'da kitabımıza kavuşmak dileğiyle...
Biliyorsunuz bu yılın başında "Neden Evlenmedim"'in kitap olarak basımı için "Artemis Yayınları" ile sözleşme imzaladığımı duyurmuştum, her şey ne kadar da güzel ve basit bir şekilde hallolmuştu, blog'da kitabın sonunu yayınlar yayınlamaz büyük bir yayınevi kitabımı basmak istiyordu, tabi ömrü mücadele ile geçmiş biri olarak hiçbir şeyin benim için bu kadar kolay olamayacağını bilmem gerekirdi...
Mart ayında; onların talebi ile yazıları internet'ten kaldırmış, yayınlanmamış ek bölümler istedikleri için onları hazırlamış ve beklemeye başlamıştım lakin günler, haftalar ve aylar geçmesine rağmen hiç bir gelişme olmadı, sürekli "önümüzdeki ay çıkacak" cevabını duyuyordum, hem beni bağlamışlar, hem de harekete geçmiyorlardı, bu arada kitabı basmak isteyen ve aslında daha çok saygı duyduğum diğer yayınevlerinede "Kusura bakmayın benim yayıncım var" diyordum, "Artemis" erken davranmıştı.
Sonuç olarak aylar geçti ve tüm bu hareketsizlik sonucunda kendilerine verdiğimiz "2014 sonu" toleransı bitti.
Az önce kendileri ile - kitabımı basmak istediklerine dair telefonu aldığım aynı yerde - bir telefon görüşmesi yaptım ve sözleşmeyi iptal ettim. Olan kaybolmuş dokuz ayıma, reddettiğim diğer tekliflere ve yazıları internetten kaldırdığım için kırdığım okurlarıma oldu. Karşılığında bir özür duyar gibi oldum telefonda ama bu genelde yayıncılığın ne kadar zor bir iş olduğuna dair bilgilerin satır aralarına yerleştirilmişiydi.
Bundan sonrası için önümde üç opsiyon var, amacım bu sefer biraz daha bu piyasayı öğrenmiş eskisi kadar saf davranmayan biri olarak Ocak ayı sonuna kadar bu işi çözmek, daha fazla beklemek yayınlanmayı bekleyen başta "Gelmeyen Pazartesiler" ve Şubat'ta yayınına başlayacağım yeni kitaba zarar verecek.
Karışığım şu anda, karmakarışık;
Kitabın yayınlanamama sürecini ve yaşadıklarımı yazmaya başlamıştım, bitirir bitirmez onu da yayınlayacağım, zira benim gibi olan tüm "yazar müsveddelerinin" bu tecrübelerden kendilerine ders çıkaracağına inanıyorum.
Bana verdiğiniz destek ve sabrınız için çok teşekkürler, umuyorum 2015 daha şanslı bir yıl olacak ve hem siz hem de ben kitabıma kavuşacağız...
Ya da daha karışık olacağız, karmaşık olacağız, karmakarışık olacağız...
"Neden Evlenmedim"'in kitap olarak basılması için büyük bir yayınevi ile sözleşme imzaladığımı ve de kitabın Haziran ayında çıkacağını paylaşmıştım hatırlarsanız önceden.
Yayınevi ile görüştüğümde, özenle hazırlanmış bir kitap basmak istediklerini bu nedenle bir miktar gecikme olacağını söylediler, yayın dünyasında bir miktar gecikmenin karşılığını pek bilmediğimden "Yeni tarih Temmuz ya da Ağustos olacak" diyemiyorum.
Geç olsun güç olmasın, "Yayınevinde ağlamak" diye bir öykü hiç olmasın *
Ben bu süre zarfında; ikinci kitap "Gelmeyen Pazartesiler"'den parçalar yayınlamaya devam edeceğim blog'da, bir yandan da duvarıma kocaman bir saat astım, şapkamı takıp, ona bakarak saniyeleri sayacağım.
Son bir not; yayınevi artık sözleşmemiz de olduğundan isimlerini paylaşmamda sakınca olmadığını belirtti hemen paylaşıyorum:
"Neden Evlenmedim" kitabı Artemis Yayınları'ndan çıkacak.
"Neden Evlenmedim"'i bitirirken söylemek istediklerimi ve kitabı özetleyen "oldukça amatör" bir klibi aşağıda bulabilirsiniz. 3 Mart'ta tekrar görüşmek üzere...
En çok hayatında hiçbir kız ile birlikte olmamış erkekleri kıskanıyorum, zira onların içleri halen dolu, yaşamlarına ödünç bir ruh ile bomboş devam etmek zorunda değiller, halen bir şansları var, aslında özenir erkekler, çok sayıda kız ile birlikte olmuş olanlara, ama bilmezler ki, hayatına soktuğun her kız bir şeyler alıp götürür giderken, hadi evinden aldıkları ve asla geri getirmedikleri; dvd'ler, kitaplar, fotoğraf makinaları bir şey değil de, içinden aldıklarını yerine de koyamazsın ki...
--spoiler--
Kitabımı okuyan sizlere, bana ayırdığınız vakit için teşekkür ederim. Yeni kitap ile ilgili bilgileri ve "Neden Evlenmedim"'e dair minik bir video klibi Pazartesi günü paylaşacağım. - Eksper Mental -
--spoiler--
1. Saniye:
Onun kokusuydu duyduğum. Parfümünü değiştirmişti ama onun tarzıydı bu, onun seveceği bir kokuydu; bu parfüm, bu koku, onundu. Bu koku, oydu.
Aslında umudum kalmamıştı pek, göremeyecektim galiba onu bir daha, ama şimdi bırakıp gitsem, o kadar gün, o kadar işkence boşa olacaktı. Beklemeliydim, onu görmeliydim.
Bekledikçe, bekleyerek kaybettiğin zamana yazık olmasın diye bekliyordun bir süre sonra. ikinci gün, birinci güne, üçüncü gün ilk iki güne, dördüncü gün ilk üç güne... ilk gün mü sadece gerçek acaba bekleyişlerde?
Koltuktan bozma sandalye, ya da sandalyeden bozma koltuk denebilecek objeyi camın yanına çektim, kafamı cama yaslayıp, otelin girişini gözlemeye başladım. Heyecanlanmıştım, her an onu görebilirdim. ilk dakikalar çabuk geçti. Sonra gözüm manzaraya alıştı, dalıp gitmeye başladım.. Ama ya onu kaçırırsam, onu göremezsem. Hızlı yürürdü o.
Odaya girdim. Ufak bir sırt çantası vardı yanımda. içinde üç şişe; biri Öküzgözü, biri Boğazkere, biri Kalecik Karası
Onu görene dek, bir kere görmeyi umarak Boğazkere,
Gördükten sonra, şaşkın ve de umutlu gözlerimle Öküzgözü,
Utancımdan kaçarken, yüzümün olanca karalığıyla, Kalecik Karası,
"Püfff... neyse... uzatmaya gerek yok... onca yolmuş... uzakmış... dinlemedim... gittim işte... sakızlar vardı ya eskiden... "love is" sakızları... hııııff... "aşk nedir?" diye sorardı hani... bence var ya hocu... aşk gitmek ardından... bir anda özlemek... birden göresin gelmesi... birden delirmek... birden her şeyi bırakıp ona gitmek... püfff... neyse... gittim işte..."
Banyoya yürüdüm, gözlerim şiş ve kırmızıydı. Etraflarında ise halen kurumamış gözyaşlarım duruyordu. Yüzüme bir avuç su vurdum. Gözyaşlarım yanaklarımdan temizlenirken, ben de hayatımın bundan sonra ki daha güçlü olmam gereken dönemine nasıl bir başlangıç yapmam gerektiğini düşündüm.
Açtım.
Yiyecek bir şeyler sipariş etmek iyi bir başlangıç olacaktı.
