çocukluğumdan beri hep kafamı kurcalayan sorunsal. neden elma değil de portakal ? neden herkes "portakalda vitamin" diyordu da "elmada vitamin" demiyordu. veya muz, veya kivi, veya mango. neden portakaldı? neden...
portakalı bu kadar özel kılan şey neydi acaba? bunu öğrenmeliydim. göz açıp kapayıncaya kadar geçen, nasıl geçtiğini bilemediğim, zamanın ellerimden düştüğü, akıp gittiği çocukluk yıllarımdan beri bu soru hala beynimin balta girmemiş kısımlarında sırlarla dolu olarak kalacak sanıyorum. evet.
çünkü çocukke insan yediği şeyleri geç yer böyle eline yüzüne bulaştıra bulaştıra...işte bu durumda elma yersen ağır ağır elmanın yapsında bulunan polifenoloksidaz enzimi enzimatik esmerleşmeye sebep olarak fenolik bileşiklerin oksitlenmesiyle besin öğesi kayıplarına sebep olmaktadır.Yani elmayı patatesi kesince havada ki O2 ve polifenoloksidaz enzimiyle kararmalar olur dikket etmişsinizdir.Fakat portakalda ise bu enzim oldukça azdır yavaş yavaş yesende besin kayıpları olmaz ve beşta C vitamini(askorbik asit) olmak üzere bu vitaminler okside olmaz.
sebebinin c vitaminin de saklı olan sorunsal.
Türk halkına hangi vitamin diye bir anket yapsan yüzde 99 c vitamini der.
O zaman neden c vitamini diye sormak gerekir.
Bununda sebebi birçok hastalığın devası elimizin altında kolay bulunan meyvelerden gelir. Kışın soğuk algınlığında portakal, mandalina, greyfurt gibi meyvelere başvurulur. Ayrıca soğuk algınlığında kullanılan sandoz denen ilaçlı gazoz bile c vitamini takviyesidir.
Son olarak elmadaki vitaminde c dir. Ama portakal kadar dert devası değildir.
