etrafında onca dindar olup ama kitabı bile okumamışken nasıl oluyorda bu insanlar okumadığı şeye inanıyor diye düşünürken akla gelendir.
dinler sanki daha çok bir adet, bir gelenek gibi anne ve babadan hatta sosyal ortamdan ve coğrafi bir konumdan meydana geliyor gibi. bu insanlar sanki hiç sorup sorgulamıyor gibi. ama o kadar çok inanan var ki hepsi mi yanılıyor. yok canım yanılmıyorlardır. bende inanayım diye bir dine mi inanmam lazım.
veya hiç bir bilimsel geçerliliği olmayan ve sadece bir iddiadan ibaret olan her şeyi allah yarattı tezine (tam olarak tez bile değildir iddiadır sadece) mi inanmalıyım? peki ama neden?
bilmediğimiz açıklayamadığımız veya bilgimizin yetmediği her noktaya bir yaratıcı mı sıkıştırmalıyız? neden böyle bir şey yapalım ki? biz müslümal mıyız?
inanmalısın diye bir kaide yok.
ister inan ister inanma.
hayret bir şey.
ayrıca şimdi ben müslümanım desem sonra gidip birinin malını çalsam "aaa bak demek ki bunun inanmakla alakası yok" deyip sende mi inanmayacaksın. yani sen kendi inancını hatta karakterini dış etkenlere göre şekillendirmeyi düşünüyorsan zaten sittin sene doğruyu bulamazsın. inanç içinde ya vardır ya yoktur, ya açıp o kitabı, o tarihi, araştırırsın, bilgilerini o konuda genişletirsin yada tam tersi umrunda bile olmaz.
şu inanmamaya dair pr çalışması yapılan, "niye inanıyım ki sanki bu çok geleneksel bir şey, benca inanmomok doho montoklo" diye çığıran tipler, bi bitmediniz.
depresif yaşam yaşamdan kurtulmak için tanrıya sarılan kimseleri ortaya çıkarmıştır.
farklı farklı dinler olmasının nedeni insanların bilgi eksikliğidir.
bilgisinin yetmediği yeri olağanüstü güçlerle açıklar.
mesela;
- tanrı var mıdır?
+ vardır.
- nereden belli.
+olm düşünsene lan insan nasıl meydana geldi.
-nasıl?
+ tanrı yarattı işte.
- iyi de nereden biliyorsun.
+lan başka türlü nasıl olacak?!! nasıl bu kadar mükemmel bir şey tesadüf olsun?
- hee haklısın valla. şimdi sen buradan dümdüz siktir git.
+ haklısın.
-aferin.
çünkü insan kendinden büyük bir gücün varlığına inanmak ister. çaresiz hissettiğinde sığınacağı, hayatı kötü gitse de yukarıdan ilahi bir gücün işini bildiği ve o yüzden böyle gittiğini, sonunda mükafatını alacağını düşünerek rahatlamak için, çektiği acıları katlanabilir hale getirmek için inanır.
o yüzden kimi yaratıcıya, kime putlara, kimi göklere inanır. ancak herkes vicdanına inanıp ona göre yaşasa daha güzel bir dünya olur.
Müslüman değilsiniz malesef, malesef müslümal sınız. islam anlamına bakmadan, yaşayanlardan derlenen bir cahil görüş. Siz gerçekten okuma taraftarı olsaydınız, geleneksel dincilere değil kur ana bakardınız. Birde dindarları okumamakla suçluyorlar. Bir kere o dindarla islam ın değil laik sistemin eseridirler.
Kur an ın yetiştirdiği kişiler, dürüst, cesur, basiretli ve çalışkan kişilerdir.
islam barış, teslim olmak anlamındadır. insan neye teslim olur, onu buna zorlayan nedir? insan ın beyninde her zaman; ben kimim, varlık ve yokluk nedir? Nerden geldim, nereye gidiyorum, nasıl var oldum, adalet nedir? Gibi sorular olur ve bilim asla bunu pozitif olarak kavrayamaz. Bilim bunları tanımlaya bilseydi imtehan diye birşey kalmazdı. Melekler in ve Allah ın görüntüsü beş duyu organı ile algılansa imtihan bitmiş olurdu.
Yani her insan da olan ve kendiyle savaşan soruları cevaplayan dine teslim olmaktır islam.
Bu ateielerin yaşı en fazla 30 dur. Hiç babalarına, annelerine bakmıyorlarmı onlar neden ateist değil? Yaşım 50 geçmiş ateis etrafınızda var mı? Çok az vardır. Oysa onlarında bir kısmı gençken ateist tiler. Yani ateist lik farklı ol, itiraz et ünlü ol mantığından yol alan ergenlik dürtüsüdür. Biraz yaş kemale erince hepsi biter.
Tanrı ya da allah ın var olduğunu ıspatlayamamak onun olmadığını da mı kanıtlamış oluyor anlamadm... Her şey, bu koskoca kainatı tesadüf eseri mi varoldu yani... Puff... Birden bire... Siz inançsızlar, neye inanacağını bilmezler... Size söylüyorum... Sen nasıl ki bir iddia ya da tez ne dersen ona inanıyorsun ya hani... Yanındaki arkadaşında bunu yaratan bir varlık ya da yokluk allah/tanrı buna inanıyor... Sen nasıl ki onun yokluğunu ispat edemiyorsan ve onun olmadığını düşünerek kendince bir fikir yürütmüşsen yanındaki inanan insanda böyle bir gücün varlığına inanıyor... O inanan arkadaşın varya hani... O allah a inandığı için ona ibadet ettiği için sen haklı çıkarsan kaybedecek bir şeyi yok... Ama ya inanan ibadet eden doğrusunu yapıyorsa?
"veya hiç bir bilimsel geçerliliği olmayan ve sadece bir iddiadan ibaret olan her şeyi allah yarattı tezine (tam olarak tez bile değildir iddiadır sadece) mi inanmalıyım? peki ama neden? "
hala bu düşüncede olan var mı ? Yanlış metodoloji kardeşim.Tanrı'nın bilimsel yöntemle bulunabileceğini kim iddia ediyor ? sizler hangi bilimsel yöntemin sonucuyla "tanrıyı bilimsel yöntemle bulmalıyız" diyebiliyorsunuz.yani şunu demek istiyorum; tanrının bilimsel yöntemlerle bulunacağına dair bilimsel sonucunuz mu var ? bu iddianın kendini tamamen felsefi iddiadır .bilimciliktir.
bilimsel keşiflere ancak felsefi bir ekleme yaparak tanrı'nın varlığına dair argümanlar geliştirebilirsiniz.bunlar da bilimsel değil felsefi argümanlar olur.
neden tanrıya inanmalıyız sorusundan önce varoluşsal sorular var. neden buradayız ? yaşamın bir anlamı var mı ? bir tanrı var mı ? diyerek felsefeye giriş yapabilirsiniz. din felsefesinde ; neden tanrıya inanmalıyız ? sorusuna yanıt veren cevaplar vardır. tanrı'nın varlığına ilişkin argümanlar da vardır. bunları incelemeden dandirik sorgulamalarla dinleri ve tanrıyı çürüttüğünü zannetmek cahillikten başka bir şey değildir.