beni bu sözlük bataklığına iten, fırlamanın önde gideni, 7 yıldır hayatımı hem kabusa çeviren hem de öyle anlarda tam bitti dediğim yerde, tekrar beni hayata başlatan yazardır. hani en yakınındır her şeyini ona anlatırsın ve mutlak bir aidiyetliğin vardır ya öyle bir şey bizim aramızdaki. hayatımda en utandığım anların da mimarı olmuştur yine de vazgeçemem keratadan. araya kilometreler de girse bazen günlerce sesini duyamasam da iyi ki varsın, seni seviyorum iğrenç pislik.
sormayı 8 yaşında bıraktığım soru. o sıralar sadece bencilce olduğunu düşünüyordum. ''ben olmasam başka biri olacaktı neden ben olmayayım ki o zaman?'' diye düşünüp bırakmıştım.*
ayrıca kendime acıyorum demenin bir başka yolu. kimse bu kadar aciz görmemelidir kendini.
ne guzel yazar olmustum. neden caylak yaptin beni admiinn. neden ben neden? naptim ulan sana. pasa pasa yorumumu yapiyordum.. artik yazasim bile gelmiyor sozluge. icimdeki tum hevesimi aldin yiktin kirdin.. ciddiyim olum.
ergenliğin en imoşınıl dönemlerinde vuku bulan bir bireysel sloganmış gibi görünse de hayatın hangi safhasında olursak olalım bir şekilde bu soruya takılıp düştüğümüzde bir yerlerimizi acıtırız hep.
(#13067916) nolu entry'siyle beni benden almış, başımı döndürmüş ulu yazar.
çizgisini hiç kaybetmemesi, moron kız kalabalıklarında yitip gitmemesi dileğiyle.
lezbiyenlik? yok ben sıcak bakmıyorum. *
insanın kendine yönelttiği genelde üzücü, üstesinden gelinmeyen durumlarda söylenen hafif sitemli bir söylemdir. bununla ilgili ;
NEDEN BEN?
Efsane Wimbledonun ilk zenci şampiyonu Arthur Ashe kan naklinden kaptığı AIDSden ölüm döşeğindeydi...
Dünyanın her köşesindeki hayranlarından mektuplar yağmaktaydı. Bunlardan bir tanesi şöyle soruyordu:
- Tanrı böylesine kötü bir hastalık için neden seni seçti?
Arthur Ashe cevap verdi:
- Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar. 5 milyonu tenis oynamayı öğrenir. 500 bini profesyonel tenisçi olur, 50 bini yarışmalara girer, 5 bini büyük turnuvalara erişir, 50si Wimbledona kadar gelir, 4'ü yarı finale, 2si finale kalır.
Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Tanrıya Neden ben? diye hiç sormadım. Şimdi sancı çekerken, Tanrıya nasıl Niye ben derim?
"Mutluluk insanı tatlı yapar.
Başarı ışıltılı
Zorluklar güçlü
Hüzün insanı insan yapar,
Yenilgi mütevazi
Tanrıya asla Neden ben? diye sormayın.
Ne olacaksa zaten olur..."
fenerbahçe'liymiş . yazık biz de fanatik galatasaray'lı yazar sanıyorduk. ama öyle değilmiş. yalanmış herşey.
herşey fenevbahçe'nin 29 yıllık kupa hasretine sona vermesiyle ortaya çıktı.
(#14676397) sadece ben mi böyle şeylere ağlıyorum uleenn dediğim anda bu entrysiyle karşıma çıkmış yazardır. o acıyı kalbinde hissedip hiç bişey yapamamak ne kadar da acı değil mi..
3 sene veya bilemedin 4 sene falan oldu kendisini tanıyalı. Nasıl tanıştınız ey godikler diye soran olsa derim ki "vallahi bilmiyorum"
Sanırım hayatın bana getirdiği güzel sürprizlerden.
Okuduğum şehri kazandığını öğrendiğim günü net hatırlarım ama bak. Yurt vs arama faslını hatta.
Gülmeye, dertleşmeye ihtiyacım olduğu her zaman karşımdaydı. Hiç de cevap vermemezlik "banane ulan" lık falan yapmadı. yerim.
Her ne kadar çevremde über kalabalıklık olsa da; leb dediğimde "çorum" diyecek kadar dediklerimin uyuştuğu belki de tek kişi.
Süslü cümleleri kurmayı beceremememden olsa gerek ondan düz adamım belki de. Ama kendisi için diyeceğim bir şey var ki; iyi ki varsın
Daha da olman dileğiyle...