çünkü elim yüreğimde yaşamaya alışmak istemiyordum. çünkü baş edememekten korkuyordum. çünkü yolun henüz başındayken gitmek daha kolaydı. çünkü sen her an başka bir şeye dönüşebilirdin. çünkü ben bunu her görüşümde ölebilirdim. çünkü bir sevmek bin defa ölmektir ve ben bininci ölümümü geçeli çok oldu. çünkü bana eski yaralarımı hatırlattın. çünkü benim doğrumla senin doğrun aykırı doğrular. çünkü benim hayallerim seninkilerden başka, seninkiler benimkilerden çok başka. çünkü birbirine benzeyen iki insan anlaşamaz yalanına inanmaktan yoruldum. çünkü birbirine benzemeyen iki insan sadece birbirini sevebilir -ki biz bu ihtimali başarabilenlerdendik- . çünkü ben evladıma Jiddu okutmak isteyecektim, sen Necip Fazıl. çünkü ben eş dost sohbetlerinde a'yı savunacaktım sen b'ye gönül verenlerden olacaktın. çünkü baş başa kaldığımızda ters düştüğümüzde ben sohbet etmeye devam edemeyecektim. çünkü devam edersek ilişkimizin nasıl hala ayakta kaldığına inanamayıp, kendi kendimi yiyecektim. çünkü ben seni sevdim, omzunu dostumun omzu bildim, saçlarını evladımın saçları bildim, dudaklarını sevgilimin dudakları bildim. çünkü ben senin her anında bambaşka roller üstlendim. çünkü parçalandım. çünkü yüzündeki mutluluk için her şeyi yapabilirdim. çünkü bir gün aynada kendime rastladım. çünkü çökmüş, ışığı sönmüş, yorulmuştum. çünkü sana artık yetemezdim. çünkü sen de bana yetemeyecektin. çünkü bir ben kalmamıştı aslında. çünkü aslında biz çoktan ayrılmıştık.