bir aldatma vakasında hep sorulan şudur; neden aldattın? bir de madalyonun öbür yüzüne bakmakta fayda var belki de. neden aldatıldım? insan kendisine bunu yakıştıramadığı için bu soruyu sorma cesareti de bulamaz. bu soruyu sormak, sorgulamak yerine kafasında başka düşünceler dolaşır. aslında farkında olmadan bu soruları sorarken dahi aldatanı suçlar. yetmedim mi ulan ben sana sorusu aslında, tüm soruların cevabını içinde barındırıyordur belki. elbette toplumca aldatan suçlu olduğundan "yetmedin ulan" diye cevap veremez. oysa tüm aldatmacaların içindeki tek ortak şey yetmemekdir. bir şey yetmezse başka bir şeye yönelir ve yenisini denemeye karar verirsiniz. önce efes içmiş, sonra tuborg'u denemiş ve sevmiş olan insan, efesi aldatmış mıdır? böyle bir durum karşısında aldatıcının vereceği cevap tüm kişilerce tatminkar bulunmaktadır. aldatıcı "efes de kendini geliştirseydi" veya "tuborg'un tadı daha iyiymiş, içimi de daha kolay" ve hatta " tuborg baş ağrısı yapmıyor hem de daha ucuz" demesi yeterince haklı olduğunu göstermez mi? böyle bir aldatma karşısında aldatıcıyı haklı bulan şahsiyet niçin aldatılınca bunları düşünmez?
erkekler için konuşursak sıkıldıkları için bir şeye uzun süre bağlanamadıkları için. birine ulaşmak için bir sürü şey yaparlar ancak ulaştıklarında çabuk sıkılırlar ve başka arayışlar peşinden koşarlar.