sana ne lan tarram şeklinde cevaplanması müstehak soru. çünkü siz ne derseniz deyin karşınızdaki cevabını merak etmediği bir soru sormuştur. o sadece sizi kömür ve makarnaya oy satmakla suçlamak- aşağılamak için programlanmış eski model bir mutfak robotudur.
ideolojik fikirleri çarpıştırma adına sorup sorulabilecek en dangalak sorulardan biridir.
yanaklarımdan uydurmuyorum ahali, bakmayın öyle... bayramın ilk günü etleri ayırması için götürdüğümüz kasaba ertesi akşam, ''etler ne alemde'' deyyü rahatsız etmeye gittim. bitmemişti ve biraz beklememi istediler. ben de eşşek değilim, adamların işi çok, otursam kurtlamam herhalde diyerekten tabureye 90 derece iniş yaptım. etleri kesen bir abi ve onun ayırdığı etleri ufak ufak kuşbaşı doğrayan güzel mi güzel bir hatun vardı. neyi oluyor bilmiyorum ama güzel deyişim hayvani duygularımdan değil, hakkaten güzel oluşundandı. hatun kuşbaşı doğrarken o kadar bekledim, sıkılmıyayım ayağına saçma da olsa bir çok konudan sohbet açma girişiminde bulunuyor ve bu en fazla 2 dakika sürüyordu, sıkıcıydı çünkü. krizin göte girmesinden tutun da, ak partinin *yolsuzluklarına kadar herşeye saydırmakla meşgul oluşu beni iyice boğmaktaydı. hatta bir ara ciddi ciddi baykal'ın hükümetin başına geçmesi gerektiğini anlatmaya başlayınca o bıçağın altında doğranmak isteyen canlı ben olmak istedim. beterin beteri var var olm, ne demek baykal!?* dedim bu komünist olamaz, solcu olsa baykal'ı savunamaz... ne ayak falan fişman derkene o bomba soruyu patlatmasın mı?
soru geldi... ulan şimdi binanın tepesine çıkıp betona balıklama atlasan aynı etkiyi yaratır düşüncesi geldi aklıma. denesemiydim? yok, oturup hayatımadevam etmeli ve belki bu da geçer düşüncesi daha dominant hale geçti. anlamsız bakışlar attım öylece 5 saniye kadar suratına. baykal'dan sonra bu kadar sıçabileceğini düşünmüyordum zira. hayret ettim ve bu daldaki rekorlarını geliştirebildiğini gördüm açıkçası... aklındaki ilk cevabı o an veremiyorsun da, kötü bir durum var yani anlıyacağın... abisi ve kendisinin bayan olması büyük bir etken. şimdi işi cesarete bindirip, ''ıııhhm, çünkü eşşeğin zikinden dolayı anladın?'' şeklinde sorular soramazsın, ne haddine!? olmaz lan manyak sorulur mu? dedim kendine gel necmettin, napıyosun? hatun da bir yandan cevap bekliyor ama ben bu mal soru karşısında nakavt olmaya yakın halde seyrediyorum. duruldum bir an, silkelendim şöyle... gir lan dedim! gir türkiye'nin siyasi tarihinden bugüne kadar olan süreçten, her 2 senede bir iktidar değiştiğinden, çillerden, inönü'den... anlat mınakoyim duysun! bir uçtan ergenekon bir uçtan ecevit ve demirel felaketleri... verdim kutsalı, verdim kutsalı. ee sonra tabi başladı bilindik solcu zırvalarına, işte biz atatürk evladıyız ve atatürk evlatlarının atatürk partisine vermesi gerek vs vs... yani baykal yatın domalın dese, ''aa tabi buyrun efendim, nasılsa atatürkcüyüz, koy gitsin'' dememiz lazımmış gibi... böyle düşünüyorlar herhalde ne bileyim. sonra neyse bitti sohbet haliyle ve etlerde aynı anda. ulan bir kasap kızıyla bunları konuştuğuma hala inanamıyorum ben.