bugün

kaddafi'nin karşısında kuyruğunu bacaklarının arasına almış ve kaddafi'nin hakaretlerine itinayla dinlemiş bu adam israil'e karşı da, san marino'ya karşı da hiç bir bok yapamazdı.
siyasi hayatı mahkeme kararıyla değil, tayyip erdoğan, abdullah gül gibi, yıllarca kanatlarının altında besleyip büyüttüğü öğrencileri tarafından sırtından hançerlenmesiyle sona eren, yakın dönem türkiye tarihinin önemli figürlerinden biridir. bu hainliği bu yaşında kaldırabilmesi zor olmuştur. allah kimseye böyle dost, böyle öğrenci vermesin.
(bkz: necmettin erbakan ın kötü kaderi)
ERBAKANIN DEYiNCE AKLIMA SADECE SiNiRiMi ZIPLATAN BiR KARE GELiYOR. ÇOCUĞUNUN CUMA NAMAZINI VERSACE ÇORAPLA KILIŞI.
BiRDE KAMERALAR ÖNÜNDE BiRGÜNDE KILDIĞI ÜÇ AYRI ÖĞLEN NAMAZI.
bu kafayla siyasetçi değil de sanayici olsaydı ülkenin en büyük zengini olacağı aşikardı. yıllarca almanya'da tank motoru üzerine çalışmış, türkiye'ye gelince pancar motoru üretebilmiş bir dahidir. bilinenin aksine kıbrıs barış harekatında bülent ecevit'in değil kendisinin imzası vardır. keza bülo amca o aşamada londra'da görüşmeler yapmaktaydı.
"akp'ye bir daha aldanmayın şimdi dizinizi dövüyorsunuz, bir daha aldandığınız taktirde dövecek diziniz kalmayacaktır" diyen amerika karşıtı. amerikancı akp karşıtı.

kötüleyenlere: ee amerikancısınız kardeşim.
otoritesi sıfır olmuş son duyduğuma göre.ee etme bulma dünyası.
gerçek muhafazakar, dini duyguları sömürmüyor en azından. ayrıca profesör kendisi...
şimdikiler gibi dindar olmayıp, dini bütün insanları kandırmıyor ve berber kalfası değil.
taraftarı olmasam bile saygı duyduğum insan.
şimdi sorsalar, tom cruise'a mı verirsin necmettin abiye mi? diye. necmettin abi derim, yabancıya gitmesin.
hortumladığı trilyonun bedelini evinde yatarak geçiren muhretem siyasetçi. ülkemiz için yaptığı özde bir şey olmasa da sözde vardır. o söz ;

rte'ye ithafen,

- sen imam hatipten kaçıp arka bahçede top oynarsan, yöneteceğin ülke bu kadar olur işte.
zenginliği tanklar için geliştirdiği bir sistemi patentleştirmesinden gelen eski siyasetçidir.
80 lerde mecliste bas bas bağırarak amerikanın ırak'a petrol için gireceğini söyledi.

http://www.youtube.com/watch?v=KkZPYZyUw-U

Abdülhamit , Atatatürk ve Necmetti Erbakan
Görünüşte farklı olsada aynı davanın adamları
Onları anlamadan , onların dönemlerini bilmeden
bugünün meselelerini anlamak mümkün değildir..!!
Ey kırıkampul köpekleri Hocayı iyidinleyin!!!
bu aralar oğlu yüzünden başı epey ağrıyordur eminim.
deha ile çılgınlık arasındaki sağlam ilişkinin kurbanı olan siyasi kişilik. Kendisi türkiye'ye hayal gibi ekonomik katkılarda bulunmuştu. Erbakan'ın başbakanlığı döneminde memura verilen zammın bir benzeri daha yoktur. Ekonomik veriler çok olumludur. Ancak o saçmalıklar yok mu! Hani arka bahçeler, dinara geçmeler falan. Erbakan bu ülkenin kaçırdığı en büyük fırsatlardandı ve bunun kaçmasında en büyük sorumluluk yine kendisine aittir.
güya sağlığı yerinde olmayan, güya siyasi yasaklı, güya müslüman.

sağlığı yerinde değil diye hapis cezası kalkan bu adam kongre kongre dolaşabiliyor. siyasi yasaklı olan bu adamın bir sözü bir partinin genel başkanını götürebiliyor. müslüman olan bu adam trilyonlarca yardımı cebe atabiliyor.
100 metreyi 58 dakikada katettiği söyleniyor. çok aktif bu aralar.
(bkz: ulu önder)
(bkz: Darth Sidious) (bkz: Palpatine)
son dönemlerde hareketlerini tasvip etmediğim hocadır...
ayrıca;
devrim arabaları, panzer tankları gibi bir çok mühendislik harikası olayın altında imzası vardır, lakin zamanın yönetimi tarafından yeterince görüşleri benimsenemediğinden bir işe yaramamıştır.
bazı takipçilerinin hocaya sadakat şerefimizdir sloganı ile körükörüne itaat ettikleri milli görüş lideri.
akp hükümetine iyi laf sokmuştur. * *
http://haber.gazetevatan....i-oradan/324489/9/siyaset
muaviye gibi müslümanı müslümana düşman eden siyasi lider. sayın hocam iftar basmak nerde görülmüş bir şey. hiç mi allah tan korkmanız yok...
türkiye nin en tartışmalı isimlerinden biridir kendisi. aşırı sevenlerinin ve tarafgirlerinin olması elbette bu tartışmaları kızıştırıyor. sevgisini makul seviyede tutanlar sessizce olanları izleseler de, maalesef sevgisinde aşırıya gidip bakışları bulananlar ve tarafgirlik ruhuyla bakışları bulandırmaya çalışanların faaliyetleri erbakan ismini daha da yıpratıyor.

yapılması gereken, sevgiyi ve ilgiyi makul seviyede tutmaktır. hataları da, doğruları da görebilmektir.

necmettin erbakan, türk siyasi tarihinin bir dönemine mührünü vurmuş bir siyasetçidir. siyaset, dışında olanlar tarafından kolaylıkla anlaşılacak bir sistem değildir. içine girenler içinse, ateşten bir gömlektir ve o gömleği giyenleri yakması kaçınılmazdır. buradan hareketle, erbakan ın fikirleri her ne kadar islamî olsa da, siyasetin kaygan zemininde yapılan ciddi hatalar, o fikirleri maalesef gölgelmiştir. esasen erbakan ın doğrularını ve fikirlerini gölgeleyen, onun yaptığı hatalardan öte, müntesiplerinin büyük bir kısmı tarafından hatalarının görmezden gelinmeye çalışılması ya da inkar edilmesidir.

bu konuya örnek olarak, 28 şubat mgk kararları çok manidardır.

28 şubat, bir çok müslüman kişinin ve kurumun kıskaca alındığı ve çok ciddi madur edildiği bir askeri müdehaledir. bu müdehale, necmettin erbakan ın başbakanlığı döneminde olmuştur. necmettin erbakan ın bu müdahale karşısında dik durması ya da durmaması ayrı bir tartışma konusu olmakla beraber, bir noktada elbette kendi tercihidir. kimileri için o dönemde daha büyük sıkıntılar ortaya çıkmaması için fedakarlık yapmıştır (ki bu fikri savunanların, başka kanaat önderlerinin yaptığı fedakarlıkları elştirme -haliyle- hakkı yoktur.) kimilerine göre ise, sorumluluktan kaçıp kendisini kurtarmış ancak giderken de müslümanlara çok ciddi zarar vermiştir.

konumuz, dik durması ya da durmaması değildir. bu konuyu geçerek asıl meselemize girelim.

toplumda "erbakancı" olarak nitelenen, aslında en doğru ve yakışan ifadesiyle: "milli görüş çizgisinde yer alan" bir çok kişi, 28 şubat mgk kararlarının erbakan tarfından imzalanmadığını iddia etmektedirler ve ne gariptir ki, bu iddialarına şu belgeyi kanıt olarak göstermektedirler:

[http://fotogaleri.haber7....625220090311115931140.jpg]

belgeye dikkatle bakacak olanlar ve birazcık da devlet işlerinde evrak işlemlerinin nasıl yürüdüğünü bilenler, bu belgenin söz konusu belge olmadığını, söz konusu belgenin eki olduğunu anlayacaklardır (ki begenin altında, imzanın hemen üstünde o ibare zaten yer alıyor .)

yukarıda linkini verdiğim belge, erbakan ın bizzat elleriyle imzalayarak bakanlar kuruluna -uygulanması için- gönderilen belgenin ekidir. bu belgeyi önemli kılan, hazırlanmış olması değildir. zira dikkat ederseniz, şu haliyle askerler tarafından hazırlanmış, istek ve tavsiyeleri belirten bir belgedir ve bu belgenin altına başbakan ya da bakanlar değil, belgeyi hazırlayan kişi ya da kişiler imza atar. (ki belgenin altında askerleri temsilen bir orgeneralin imzası mevcuttur.)

peki o zaman esas belge nerede? varsa bu belgede neler yazıyor? varsa belge kim tarafından nerelere havale dilmiştir?

işte esas belge: http://www.aktifhaber.com/images/news/92295.jpg

verdiğim linkte yer alan belgeyi hep beraber inceleyelim:

ilk parağraf: "daha önce bildirdiğimiz üzere 28 şubat 1997 tarihli mgk toplantısında alınan kararlar, 13 mart 1997 tarihinde bakanlar kurulunda müzakere edilmiştir" demektedir.

ikinci parağraf: "mgk da alınan ve bakanlar kuruluna bildirilen hususların (yani 28 şubat kararlarının) bir örneğini size (yani cumhurbaşkanlığı makamına) gönderiyorum."

üçüncü parağraf: "mgk kararlarını uygulayabilmemiz için tavsiyeleriniz varsa bize bildirmenizi rica ederiz."

buraya kadar her şey normal gibi gözükebilir. ancak bitmedi! bundan sonrasını lütfen iyi takip ediniz:

belgenin asıl dikkat edilecek kısmı, belgenin altında yer alan "dağıtım" ve "bilgi" kısımlarıdır. dağıtım ve bilgi kısımlarının ne demek olduğunu bilmeyenler için kısaca anlatayım:

devlet yazışmalarında, uygulanması ya da bilgilendirilmesi gereken konular olduğu vakit, bu uygulama ya da bilgilendirme işi ile görevli makam(burada başbakanlıktır), üst makamdan (burada mgk dan) gelen kararları inceler ve buna uygun bir "kapak yazısı" hazırlayarak şu iki işlemi yapar:

1. ekte bulunan evrakta yer alanları (mgk kararlarını) uygulayacak olan makamları "dağıtım" başlığı altına yazar.

2. kararlar ile ilgili gerekli çalışmaların yapıldığı konusunda bilgilendirmesi gereken makamları ise "bilgi" başlığı altına yazar.

şu an incelediğimiz belge, cumhurbaşkanlığına bilgi maksadıyla yazılmış ve imzalanmış olan bir belge, ancak dağıtım kısmına bir bakın bakalım, aynı belge -elbette uygun kapaklarla- hangi makamlara "uygulanması için" dağıtılmış?

beraber bakalım mı?

o halde buyrun:

1. dışişleri bakanlığı ve başbakanlık yardımcılığına.
2. devlet bakanlıklarına
3. bakanlıklara (yani tüm bakanlıklara)

peki bu belgede yer alan kapak yazısının 3. parağrafını tekrar okuyun bakalım... ne yazıyordu?

sahi belgede kimin imzası vardı?

konuyu burada noktalıyorum.

en başta dediğim gibi erbakan, doğrularıyla ve yanlışlarıyla bir siyasi duruş sergiledi ve siyasi yaşamdan yavaş yavaş ayrılıyor. birilerini "önderlerinizi kutsallaştırıyorsunuz, kutsuyorsunuz, kusursuzlaştırıyorsunuz" diyerek yaftalamadan önce, aynada kendi halimize bir bakmamız gerekmez mi?
ya dünyaya kazık çakmış, yada vampirdir. zira ölümsüz sanki.

ama fakat lakin fikirlerine pek katılmamama rağmen şunu söyleyebilirim ki; duruşu, istikrarı, kararlılığı ile ülkemizde ki siyasetçilerin hepsinden farklı ve örnek alınacak biridir. en azından sonradan ortaya çıkan tohumlar gibi dönek ve takiyeci değil, dürüst ve nettir.
ayrıca başka bir ayakta alkışlanacak özelliği de şudur ki; hiç bir zaman amerika'nın köpeği olmamıştır.
tutuklamak için, hastalıklı-yaşlı-çaresiz,
politik kavgalara gelince henüz genç, dinç ve afacandır dedemiz.