şiirlerini bozdurmaya gittiğimde kuyumcudan suratıma tokat gibi inecek şamarın etkisiyle o elimde bulunan ucuz ayarlı mücevherat gibi utanıp bozdurmaktan vazgeçtiğim, en azından bir dilenciye vererek onu bahtiyar edeceğim minik ucuz ayarlı şey seni!
kalbimin atlasında ibresi bozuk pusula gibi küflü ve karamsar yazdığın yetmezmiş gibi, bir de millete ucuz ayar verme çabası da ne? nerede senin o milli!, edebi, dini ve gururlu neşriyatının hoşgörüsü ulan?
yok efendim böyle ayar vermiş şöyle ayar vermiş...bir gün o konuşma yaparken sahneye hıyar atılmışta, atana "kimliğini düşürdünüz buyrun" gibi ayar çekermiş. yok efendim konuşma yaparken bu, bir profosörün onun geçmiş hayatındaki şiirlerini referans gösterip: "tutarsız olmasını" göstermesine, "benim eski hayatım çöplüktür ve çöplükleri sadece köpekler kurcalar" demesi. yek yea! kağıt toplayıcı insan değil mi?
hadi bu tutarsızlık ve yetersizliklerini geçtim. kıskançlıktan çatır çatır çatladığın ve bütün dünyanın saygı duyduğu şiirleri dilden dile çevrilen, su gibi duru şair; nazım hikmet ran 'a kelime oyunlarıyla ucuz ayar verme çabası ne ulan?
uzun etme. kısa kes. bırak bu ayarları yaz da görelim usta!
nazım hikmet ve edebiyatı hakkında çok çok kısıtlı bilgi ve deneyimle yorum yapmaya çalışan yurdum genci için sağdan soldan duyup kendince "ayar" vermeye çalıştığı önerme. tek fark onlar diğer yakadan nazım hikmet'e, bunlar bu yakadan necip fazıl'a.
evet, ülkemiz hala siyasi görüşü olan sanatçıların sadece sanatlarıyla ilgilenilmesi konusunda sınıfta kalıyor.
e şaşırmamak lazım. geniş aile'lere, çkhb'a gülen apolitik, asosyal, ax türk genci komedinin de aslında eleştiriyle özleşmiş bir tür olması gerektiğini de bilmez örneğin. bilmiyorlar da. sanat bazen eleştiri yüklü de olabilir, sanatçının dünya görüşü de. sorun onu tabu olarak hemen reddetmek değil, her çiçekten bal alır gibi az çok yararlanmaya, anlamaya çalışmaktır. örneğin necip fazıl solcuların ilgisini çekmemiştir özellikle de mistisizm'e ilgi duymaya başladıktan sonra. ama çile gibi bir şiir kitabı küçümsenebilir mi? sorarım, bir kaldırımlar kolay mı yazılıyor bu ülkede? ayrıca "ayarları" da seneler sonra bile hala konuşulur.