"antiyobaz lakaplı kusursuz yobazlar" tanımı aklıma geliyor. tanım şu anda bir çok kesme cuk oturmaktadır. etrafımız aydın görünümlü cahillerle doluşmuş. neyse işte böyle.
savunduğu dinle , ideolojiyle pek alakam olmamasına , hatta genelde zıt kutuplarda olmamıza rağmen modern türkçe şiire kattıklarından dolayı minnettar olduğum şahsiyet .
"o ona şöyle demiş bu şuna şöyle olmuş bıdı bıdı" ile ilgilenmiyorum.
(bkz: beklenen)
(bkz: takvimdeki deniz)
...
Bu nasıl bir dünya hikâyesi zor;
Mekânı bir satıh, zamanı vehim.
Bütün bir kâinat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim.
...
Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,
Benliğim bir kazan ve aklım kepçe.
Deliler köyünden bir menzil aşkın,
Her fikir içimde bir çift kelepçe.
...
Lûgat, bir isim ver bana halimden;
Herkesin bildiği dilden bir isim!
Eski esvaplarım, tutun elimden;
Aynalar, söyleyin bana, ben kimim?
...
Nizam köpürüyor, med vakti deniz;
Nizam köpürüyor, ta çenemde su.
Suda bir gizli yol, pırıltılı iz;
Suda ezel fikri, ebed duygusu.
...
Kaçır beni âhenk, al beni birlik;
Artık barınamam gölge varlıkta.
Ver cüceye, onun olsun şairlik,
Şimdi gözüm, büyük sanatkârlıkta.
...
(bkz: çile)