bu makalesi ile mhp içindeki islamcılara meydan okumuş kişidir.
Ülkücü harekete en sinsi ve ağır darbeyi kerâmeti kendilerinden menkul olan bazı şeyhlerin mûritleri vurdular. Bir Türk müsün, Müslüman mısın, bir Allah mı Tanrı mı tartışması başladı ki, hâla sürüp gidiyor.
BEKLENEN iTiRAF
Bugünkü 3 Hilâlin parti, hilâlli bozkurtun da gençlik kollarının sembolü olarak kabul edildigi 1969 kurultayı sert tartismalara, hatta salon dışında gençlerin çatışmalarına sebep olmuştu. Bu yara sarılmadan beklenen itiraf zuhur ediverir. Ve hareketin fikir temellerini atan Atsız'la, hareketin siyasi lideri olan Türkeş'in arası açılır. Bu bir bakıma beklenen akıbettir. Çünki fikir taviz vermez!! Siyaset ise taviz esası üzerine kurulmustur. Atsız da, Türkeş de siyasi hareketle fikir hareketini yanyana yürütemezler. Bu belki de mümkün değildir.
Fikirden taviz vermeyen Atsız'ın sert ve kararli neşriyatından dolayi MHP Genel idare Kurulu 1973 yilinda Atsız tarafindan yayınlanan Ötüken dergisinin okunmasini yasaklar. Oysa 9 Işık bile Atsız'ın Şubat 1962'de Orkun dergisinde yayınlanan Türk milletine çağrısından esinlenerek hazırlanmıştır. Atsız'in 9 maddelik millî kalkınma programı şöyledir:
Bu arada 1970 Ocak ayında kurulan ve 1971 muhtırasında kapatıldıktan sonra yeniden faaliyete geçirilen MSP ile MHP arasında bir islâmcılık yarışı başlar. Artık MHP bin kere tövbesini bozanın içeri daldığı, Mevlânâ'nın dergâhı gibidir. Farklı davaların temsilcileri arasındaki bu anlamsız yarış MHP'yi kendi kulvarının dışına itmiştir. Bir süre sonra Atsız'ın eksikligi "Milliyetçiliğin kabuk olduğunu iddia edenler" tarafından doldurulur.
Ve bir de bakarlar ki, seçkin kurmay subayların yönettiği bir üniversite hareketi olan MHP hareketi, bir köylü hareketine dönüşüvermis!!
Bu gerçek görülür de, MHP Atatürk'le yeniden buluşup, islâmcıları dışlayıp yeniden üniversite hareketi haline gelebilirse tekrar Türk milletinin umudu olacaktır.
--spoiler--
Marksistler bir zamanlar, benim millîyetçi muhteşem asiler olarak kabul ettiğim Köroğlu, Dadaloğlu, Pir Sultan Abdal gibi halk şairlerini sınıf savaşçısı ilân ederek, komünizme tarihî ve millî boyut kazandırmak istemişlerdir.
Halbuki bu Celalî ozanların işçi veya köylü diktatörlüğü kurmak gibi bir niyetleri yoktu. Aksine Türk halk edebiyatının bu seçkin ve eylemci simaları, dönme-devşirme enderun iktidarında pekişen Osmanlı egemen sınıfına başkaldıran birer Türk milliyetçisiydiler.
--spoiler--
Necdet Sevinç, uçmağa varışının 2. yıldönümünde Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı tarafından istanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü Konferans Salonu'nda anılacak.
iSTiKLÂL MARŞI
NECDET SEViNÇiN HAYAT HiKÂYESi
DURSUN ELMASIN NECDET SEViNÇ iÇiN YAZDIĞI
OCAĞI TÜRK, ÇELiĞi TÜRK, SUYU TÜRK ŞiiRi UMAY CAN
KONUŞMALAR
SEVGi SEViNÇ
YRD. DOÇ. DR. NAMIK KEMAL KURT
PROF. DR. METiN KARAÖRS
SELCEN TAŞÇI
BAHRi YÜZLÜER
GÖKTUĞ ALEMDAR
NECDET SEViNÇiN SEVDiĞi ŞARKILARDAN BiR DEMET - ASENA SEViNÇ
istiklal harbinde etnik ihanet kitabında öyle iddaalarda bulunuyor ki türkün türkten başka dostu yoktur mesajını veriyor çok önemli kuvayi milliyecileri hain olarak lanse ediyor tartışılır.
yazarını kurşunlatan yazılar, sanık yazılar, tutanak, ferman, ülkücüye notlar, ajan okulları, gaziantep'te türk boyları, osmanlının yükselişi ve çöküşü, osmanlı'dan günümüze misyoner faaliyetleri, eski türkler'de kadın ve aile, osmanlılar'da sosyo-ekonomik yapı, arşiv belgeleriyle tehcir, ermeni i̇ddiaları ve gerçekler, pontus'la hesaplaşma, duruşmalar, acının tadı adlı eserlerin sahibi büyük insan. mekanı cennet olsun.
kendisi sadece bir yazar değil aynı zamanda inandığı davanın en sağlam neferlerindendir. Mekanı cennet olsun efendim. cenazesi yarın ikindi namazına müteakip fatih camisinden kaldırılacaktır. inşallah orada olacağız
bu gece sabaha karşı saat 03.00 sularında tedavi görmekte olduğu florance nightangel hastanesinde hayata gözlerini yuman türk milliyetçiliğinin cesur kalemlerinden biridir ayrıca.
1944 yılında gaziantep'te doğdu. gaziantep lisesi son sınıf öğrencisiyken okul dergisine allah'ın olmadığını yazan felsefe öğretmenine bir gazetede verdiği cevap sebebiyle okuldan uzaklaştırıldı.
bu olaydan sonra, gaziantep'te başladığı gazetecilik mesleğini devam ettirmek için istanbula gitti. haber ve durum gazetelerinde çalıştı. 1969'tan itibaren bizim anadolu, hergün, ortadoğu, günaydın ve kurultay gazetelerinde genel yayın müdürü ve köşe yazarı olarak görev yaptı. yazılarından dolayı birkaç kez kurşunlandı. hakkında en çok dava açılan ve yüzlerce yıl mahkûmiyeti istenen yazarlardan oldu.
asliye ceza, ağır ceza, devlet güvenlik ve sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandı. 1974 affıyla bayrampaşa cezaevinden çıktı. 12 eylül 1980 müdahalesinde tekrar tutuklandı. 1987 yılı sonuna kadar iki kez bayrampaşa cezaevinde, iki kez paşakapısı cezaevinde olmak üzere; silivri, kastamonu/daday, erzincan/tercan cezaevlerinde yaklaşık 5 yıl yattı. binlerce köşe yazısı yazdı