Kendisine kutsal kitap verilmiş elçi, peygamber.
kanıtı:
"hani, allah peygamberlerden (nebilerden) , “andolsun, size vereceğim her kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini doğrulayan bir peygamber (resul) geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz” diye söz almış ve, “bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi?” demişti. onlar, “kabul ettik” demişlerdi. allah da, “öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım” demişti."
âl-i imran suresi 81. ayet
Haber getiren. Peygamber. Yeni bir kitap ve şeriatla gelmeyip kendinden evvelki Resülün getirdiği kitap ve şeriatı devam ettiren Peygamber.
Peygamber, elçi.
Peygamber, kendisinden önce gelmiş olan resulün şeriatı üzerine amel eden Peygamber.
Yeni bir din getirmeyen, daha önce gönderilmiş olan bir Resûlün dînine dâvet eden, çağıran peygamber. Resûllere (yeni bir dinle gönderilen peygamberlere) tâbi olan peygamberler.
Peygamber.
Peygamber. (Arapça)
Yeni bir din getirmeyen, daha önce gönderilmiş olan bir Resûlün dînine dâvet eden, çağıran peygamber. Resûllere (yeni bir dinle gönderilen peygamberlere) tâbi olan peygamberler.
Nübüvvet kemâlâtının, beşeriyet sûreti ( Dünya sûreti ) altında açığa çıktığı zât...
Allah'ın, Müjdeleyici ve uyarıcı olarak bâs ettiği (nübüvvet kemâlatını açığa çıkardığı) kişi...
Nübüvvet görevini ifa eden
Varlığını Velâyet hakikatından alan Zât
Doğuştan Nübüvvet istidadına sahip olan Zât...
Alemlerin rabbı olan Allahı bilip, Onun dilediğini "insan"lara tebliğ ile görevlenen kişi
ilâhi nûrun zuhûru yanı ile beşerî yanı kendisinde birleştiren kişi...
Vahye dayanan bir sistemle görev yapan ...
Ötedekinin postacısı değil; "hakikatindekinin dili"... Kendi varlığında, boyutsal olarak eriştiği mertebenin hakikatını dillendiren...
Esma ve sıfatın efal aleminde açığa çıkış sistemini okuyup buna göre bir insanın kendi hakikatine ulaşması için neleri yapıp nelerden uzak durması için gerekenleri anlatan...
Benliğindeki Allahı müşahede ettikten sonra ona teslim olan ve Allahın emirlerini, yani Ulùhiyet hükümlerini, beşeriyetin saadetini meydana getirecek kurallar olarak beşere ulaştırma görevini ifa eden zât....
Kendi hakikatını bilerek, geldikleri toplumların yaşam düzeylerine göre bir ileri basamağı öneren görevli zât
insanları Allah Dinine dâvet eden Görevli Zât
·Yaşamı ölüm ötesinde devam edecek olan insana(devlete değil!.) "Din yani Sistemi anlatarak, onların ölümötesi gerçeklere hazırlanması için görev almış kişi...
Beşere ilâhi hükümleri tebliğ ederek, ilâhi mânâları açıklayarak, Allaha vâsıl olmalarını temin yolunda çalışma yapan Zât
Bütün bu varlık âleminin tasarrufunun ötesinde, beşere ilâhi hükümleri tebliğ ederek, ilâhi mânâları açıklayarak, Allaha vâsıl olmalarını temin yolunda çalışma yapan kişi
Âlemin ve varlığın hakikatına, aslına ermiş olarak insanları Allaha davet eden kişi
kendisine suhuf indirilmeyen, sadece kendinden önce gelen peygamberlerin emrini yineleyen peygamberlerdir.
her resul yani kendisine kitap indirilmesi sebebi ile risalet gereği hem resul hem de nebidir. ancak her nebi resul değildir.
"mühim bir şey veya hadise hakkında bir parça faydalı bilgi" anlamına gelen nab'dan türemiştir. hem haber veren hem de haber verilen anlamında da kullanılır.
Nebi, kendinden önce gelen Resulün dinini tebliğ eden peygamberdir. Yeni din getirmeyip, önceki dine davet eden peygamberlere Nebi denir. Her resul, nebidir; fakat her nebi resul değildir