sağa gitsen olmuyo sola gitsen olmuyo. oscar alamayan leonardo gibiyim. bişeyler karalamanın bazı durumları düzelteceğini düşünmüşüm uzun süre, öyle düşündürmüşler. tam oldu, olacak diyorum, altımdaki tabure kayıyo, yine bu odada buluyorum kendimi. olmayacak diyorum bi' gün, vazgeçiyorum hepsinden, iyiyim. bi' far yanıyo karşıdan ama gözümün içine içine. yada ben çoook uzakları görüyorum. çıkıyorum tekrar o tabureye. tamam diyorum bu sefer de tabureyi altımdan kaydırırlarsa ölürüm. ama yok. celladım boynuma ilmeği geçirmeden çekiyor altımdan tabureyi, uçsuz bucaksız, sonsuzlukta düşüyorum, sonra kapana kısılıyorum tekrar odamda, ölümü bekler gibi. ta ki bir diğer ışığı, tabureyi görene kadar. böyle bi' düzlemde ilerliyorum. yakındır, ölürüm.
25.06.08 almanya türkiye maçı sonrası durumudur. çıksam kaybetmemize rağmen türklere güvendikleri gösternlere mi katılsam yoksa evde durup ağlasam mı??.sonuç evde kaldım *.
arafın ta kendisidir. kafanızda binbir planlar, birine bir yerden başlasanız devamı çorap söküğü gibi gelecektir. ama o ilk adım hep ertelenir. siz erteledikçe hakkınızda atıp tutanlar çoğalır, onlar çoğaldıkça siz ertelersiniz. zamanla bu dünyadan beklentiniz kalmaz ve yaşama sevincinizi kaybedersiniz.. başkaları iyi rüyalar görebilmek için kapar gözlerini, siz birdaha açmama umuduyla kaparsınız. her gece ölümü beklerken dalarsınız uykuya. güneş inadınıza doğar ve boktan bir günü bütün kısır döngülerine rağmen yaşamak zorunda kalırsınız.
umut ettigin, hayal kurdugun hic birseyin gerceklesmemesi, derdini kimseye anlatamamak, anlatsan bile anlanmadıgı icin anlatmaktan yorulmak, sonucunda her seyi birakip gitme istegi duymak bu sefer de kime ve nereye soruları ile bogusmak sonunda pes etmek.*
(bkz: iki arada bir derede kalmak)
yorgunluk,gereksiz ve nereden geldiğini bilmedğin bir acı.
bir anı bu acıyı zamanın açık kalan kapısından sana gizlice getiren.
kefaret gözyaşı.akmayan.
durduk yere çöken hüzün,yorgunluk,sükunet.
işte ne yapacağını bilememek tam olarak böyle birşey.arafta olmak gibi.