genel olarak minibüs ve ya saçma dolmuş duraklarının etrafında bulunan. içeride sınırsız ekmek ve suyun bulunduğu. peçetelerin ya bir tane geldiği ya da hiç peçetesiz sadece masada bir su bardağına yuvarlanıp konuşmuş kağıtlarla karşılaştığınız. dükkanlar yanyana olmasına rağmen ".....1" ".....2" ".....3" gibi sıralanan lokantalarda belinde masadan pis bezle gezen abilerin ağzından dökülen söz.
cevabı 'abi ne var?' olunca soranı mallaştıran soru. denedim; adama, sorusundan önce bu sorulursa sayar tek tek, o önce sorar da bunu cevap alırsa mal gibi bakarlar genelde.
aslında durumda mallıktan öte; bir sinir olma, tövbe estafurulla durumu vardır. ben sana sordum sen neden bana sorarsın bakışı mal olma bakışıyla karıştırılır ki bu farklı bir idrak boyutudur.
tam sopalık işportacı cümlesi.
"sana ulan yarrağım" diyesim gelir her defasında, lakin götüm yemez. kemeraltı çarşinda bol bulunur bu türler. ah ben zabıta olacaktım ki.. neyse.