" o değil de bir fener vardı ona ne oldu " şeklinde gündeme tekrardan oturan soru. düşene tekme atmak, türk milletinin en sevmediği şeydir. o yüzden yaraya tuz basmamalı ve kanatmamalıdır.
çeyrek çeyrek başarıları klübün ''tarih yazdığı'' şeklinde kesin bir dille yorumlayarak manşetlere koyan, fenerin en yakın rakibine dünyalar kadar fark attığını ve artık dünyanın en büyüklerinden biri olduğunu defalarca söyleyen, yani realite'den oldukça uzak bir tablo çizen medyanın etkisiyle beklentilerini yükseltmiş bir taraftar topluluğunun ''realite ile tanışması'' sonucu oluşan gerginlik, ve ardından gelen kaçınılmaz (ancak altı boş) * sorudur.
not: bu soru bazan rakipler tarafından 'kızdırılmak amacıyla' fener taraftarlarına sorulur. *
seneye 4 kupa alma hayaliyle başlayan fenerbahçenin sıfır çekmesiyle sorulacak soru.
edit : ulan o kadar büyüksünüz ligi ve avrupayı geçtik bari türkiye kupası alın. yok illa şu kadar paramız var , stadımız var diye zırvalayacaksınız. yıldız diye aldığınız oyuncuları dövüyorsunuz. senelerdir oyunculara onlarca milyon dolar harcadınız doğru dürüst bir sistem oturtamadınız. tek yaptığınız oyuncularınızın bireysel yetenekleriyle yerel başarılar kazanmak. birde dünya kulübü olduk diyerek kendinizi avutmak. dünya kulübü olmak ikinci sınıf futbolculara değerinden fazla para verip taraftarı yıldız aldık diyerek kandırmak değildir. evet galatasaray ekonomik olarak kötü durumda ama tüm imkansızlıklara rağmen sportif olarak her zaman türkiye nin en iyi kulübü. fenerbahçe medyasının abartılarıyla kendinizi avutarak yaşıyorsunuz. gerçekler ortada fenerbahçe masada maç kazanmadığı sürece hiç bir şey değil. dünya takımı olmak için kırk fırın ekmek yemeniz lazım.
türkiye futbol federasyonu tüzüklerinde "lig şampiyonluğunu her sene fenerbahçe kazanır" veya buna benzer bir ifade olmadığı için her 1-2 sezonda bir temcit pilavı gibi ortaya sunulan sorudur. bir derbi kaybetmekle, bir şampiyonluk kaybetmekle küçülmez fenerbahçe. daha haftalar öncesinde fenerbahçe chelsea'yle kafa kafaya mücadele ederken kendi takımı oraları yıllar evvel gördüğü için "unutulmaz maçlar dvd"sini açıp hüngür hüngür ağlayanlar anlayamaz bunu.
oynadıklar dedik, tebrik ettik. ama günlerdir süren tahrik,hakaretlerde artık kabak tadı verdi. kendi sahasında 50 dakika 8 kişi defans yapan, attığı bi kıytırık golle sanki tarih yazmış gibi sevinen, bu sezon neredeyse ligin yarısına yenilen takımın taraftarları kendi klüplerinin ne elem durumda olduğunu görmezden gelerek şu an türkiye'nin sporcu,klüp,tesis,alt yapı bazında en gelişmiş klübüne laf atıyorlar. yok fener zenci severmiş. evet zenci sevdiğimiz kadar hayvan severiz ayrıca. bu yüzden sizleri her fırsatta seviyoruz. bok at izi kalsın, sporun her dalında kutsal ittifak, galibiyete giden her yol mübahtır politikalarını neden klüp olarak benimsediğinizi hakkıda düşünün biraz fenerbahçe'yi düşüneceğinize. yoksa kendi sahanızda aldığınız beraberliğe bile sevinir duruma geleceksiniz.
90'lı yıllara damga vurmuş olan söz. ali şen döneminde ve aziz yıldırım'ın ilk dönemlerinde ardı ardına gelen başarısızlıklar sonucu ortaya çıkmıştır. 2004'ten beri pek söylenmese de geçtiğimiz sene fenerbahçeli arkadaşlarımıza sık sık bu soruyu sorduk. ****